Ceylan İnsel enteresan çalışmaları olan bir ressam. 1975 İstanbul doğumlu olan sanatçının eğitim rotasında çok durak var. ABD'de üniversitede okurken resim ve grafik tasarım eğitimi alıyor. Bir ara yolu Paris'e Sipa Press'in fotoğraf bölümüne düşüyor. 5 sene Milano'da yaşıyor. İstanbul'a döndükten sonra resim ve illüstrasyona yoğunlaşıyor. Kendisiyle bir süredir t-shirtleri tuval olarak kullanması vesilesiyle konuştuk.

Sanatınızı tişörtlere dökme fikri nasıl oluştu?

Çok eskiden beri resimlerimi daha günlük hayatın içine sokmayı istiyordum ve kendi giyim tarzımla da çok örtüştüğünden t-shirt olarak aklımdaydı. Milano’dayken, modayla çok iç içe bir şehir olmasından da ilham alarak t-shirtlerin üzerine resim yapmaya başladım ve aldığım olumlu geri dönüşten sonra kendi adımla bir t-shirt markası yarattım. Her bir t-shirtün üzerinde tek tek elle çizdiğim resimlerim bulunuyor.

Şu ana kadar sergi düzenlediniz mi?

Şu ana kadar yurtdışında ve İstanbul’da birçok karma ve kişisel sergi açtım. En son sergimde yağlı boya resimlerim ve t-shirtlerimi buluşturdum “Doğa kutsaldır” adı altında.

Resmin sizin için bir tutku olduğunu ne zaman fark ettiniz?

Çocukluğumdan beri bir şeyler yazıp çizmeye bayılırdım, hep hayal gücüm genişti. Resmi özellikle New York’ta grafik tasarım okurken daha da çok sevmeye başladım ve aldığım derslerin ve katıldığım workshop'ların da çok faydası oldu.

Resim yapmak sizin için ne ifade ediyor?

Resim yaparken her şeyi unutuyorum, ayrı bir dünyada olduğumu hissediyorum o an. Genelde temalı çalışmalar yaptığımdan evvelinde de o konuda çalışırken farklı şeyler keşfediyorum. Bir de Stella Maris ve Drina adlı iki karakterim var, genelde hikâyelerimi onların üzerinden kurguluyorum.

Atölyeniz var. Bu atölyede kaç yaş gurubuna eğitimler veriyorsunuz? Eğitim verirken nelere dikkat edersiniz?

Bebek’te iki katlı bir atölyem var. Alt katında yaptığım tasarımları satıyorum, üst kat ise resme ayrılmış durumda. Özel ders veriyorum veya en fazla 4 kişilik dersler. Aslında atölye çalışması veya workshop demek daha doğru çünkü klasik ders olarak yapmıyorum, biraz daha onların yaratıcılıklarını ortaya çıkartacak çalışmalar yapıyoruz. 12 yaşında da öğrencilerim var, kendi yaş civarımda da.

En sevdiğiniz koleksiyonunuz hangisi?

Hepsinin ayrı yeri var benim için ama semazenleri ve melekleri çizerken verdikleri histen dolayı onları çizmeyi ayrı bir seviyorum.

Bir ressam olarak en büyük hayaliniz ne? Gerçekleşti mi?

Hayallerim gün geçtikçe değişiyor, gelişiyor ama yurtdışına daha çok açılmak istiyorum. Bir de katılmak istediğim bir kaç workshop var, onları ayarlamak istiyorum. Kısa dönemli hedefler yapmayı daha uygun görüyorum, onları yaparken zaten ilerisi için yenileri çıkıyor.

Satılan ürünlerin gelirlerinden herhangi bir yere bağış yapılıyor mu?

Çeşitli derneklerin kermeslerine katılıyorum ve de zaman zaman başka derneklere bağışlarda bulunuyorum.

Şu ana kadar kaç tema çalıştınız?

Birçok tema üzerinde çalıştım, bazıları fal, melekler, semazenler, doğa, semboller, baykuşlar…

Röportaj: Nuran Başyurt