İsterseniz yeme fikri üzerinden başlayalım.


Sanıyorum 92’de Sorbonne’da öğrenci olan birisiyle ilgili haberler çıkmıştı. Adam bir kıza âşık oluyor ama kız bu aşkı kabul etmiyor. Sonrasında adam kızı pişirip yiyor ve resmini yapıyor. Bu olay sonrasında adam Fransa’dan kaçıyor ve tekrar Fransa’ya giremiyor. Yaptığı resimlerin bazılarını internette görme imkânı var ama kendi sitesi yasaklı. Böyle bir olayla karşılaşıldığında insanın kendi kendisine sorduğu ilk soru birisinin, bir insanın niye kendi türdeşi olan başka birisini pişirip yemiş olduğudur. Bunun arkasında nasıl bir motivasyon olabilir?


Daha sonra bu olayla ilgili basında çıkan haberlerden bir derleme yapıp atölyeme fotoğraflarını asmıştım. Bu çalışmam, o dönemde Vasıf’ın (Kortun) dikkatini de çekmişti, ama arkadaşlarımdan bazıları rahatsız olmuştu. Bu düşünce bende beden ve kimlikle ilgili yeni sorgulamalara yol açtı. Bunun sonucunda, iktidarın beden üzerinden kurmuş olduğu söylemi ve bu söylem üzerinden iktidar ilişkilerinin bedene nasıl uygulandığını sorunsallaştırarak bugüne geldim. Oryantalist söylem hâlâ başat olduğundan öteki olarak kendimi yamyam olarak kurguladım. Onun altını oydum ve yerinden ettim. Tabu olan her şeye ironik, alegorik bir yöntemle yaklaştım.


Tabuların yanı sıra çalışmalarınızda politik olanı da ortaya koyuyorsunuz.


Aslında biz bugün çok sterilize bir yaşam biçimiyle yaşıyoruz. Bu sterilliğe bizi sürükleyense modern hayatın kendisidir. Bunun sonucunda hiç olmadığı kadar doğadan uzaklaşıyoruz. Modernizmin belli etkileri 2. Dünya Savaşı’yla birlikte son buldu. Yüzyıllar içerisine yayılan, bizim modernite olarak adlandırdığımız bu dönemin sonunda tarihte Hitler gibi figürler ortaya çıktı. Bu tarihsel dönemin, modernist bir terim kullanacak olursak “ilerlemenin” sonucunda Avrupa’da ciddi savaşlar yaşanmıştır. Bunlar hâlâ da devam ediyor.


Yapmaya çalıştığımsa bu modern hayatın getirmiş olduğu sterilizasyona karşı bir tepki ortaya koymaktır. Bunu yaparken politik olanı doğrudan da gösterebilirsiniz, fakat ben bunları çalışmalarımda ironik olarak vermeyi tercih ediyorum. Bir de içselleştirmiş olduğumuz “öteki” ile ilgili problem var. Bize sunulmuş olan ötekiliği kabul ederek Avrupalı gibi olmaya çalışıyoruz. Gündelik pratiklerimizden örnek verecek olursak, mesela kurban kesmeye dayanamıyoruz. Yine benim çalışmalarımda yapmaya çalıştığım şey, Batı’nın öteki üzerinden görmek istediğini, bir şekilde ters yüz etmektir. Dünyada birçok bienalde, sergilerde politik olan çok içeri alındı. Bu işlerimde ise “ironik” bir yöntem ve daha dolaylı bir yol var. Ben bu konuları katmanlar halinde düzenleyerek sanat yapıtı içerisine yerleştirmeyi tercih ediyorum.


Tüm bunlar, yani işleriniz bazı insanları rahatsız da edebilir...


İnsanları rahatsız etmek için yapmıyorum, öyle gelişiyor. Bu da hoşuma gidiyor tabii.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.