Korkuyu yenmek

Işığın Savaşçısı herkesin herkesten korktuğunu bilir.


Bu korku kendini iki şekilde gösterir: Saldırganlıkla ve boyun eğmeyle. Bunlar aynı problemin iki farklı yüzüdür. İşte bu yüzden, Savaşçı içini korkuyla dolduran birinin karşısında dururken onun da tıpkı kendisi gibi güvensiz hissettiğini bilir. O da benzer engellerden geçmiş, benzer problemleri yaşamıştır.


Bu sebepten, Savaşçı korkuyu bir fren olarak değil bir motor olarak kullanır.


Şeytanla sohbet

Bazen Şeytan Savaşçıya rahat vermez. Ve Savaşçıyı sakince çadırına davet eder.


Savaşçı Şeytan’a sorar: “Benim canımı mı yakmak istiyorsun yoksa benim başkalarının canını yakmamı mı istiyorsun?”


Şeytan bunu duymazdan gelir. Savaşçı’nın ruhundaki karanlığı bildiğini söyler. Onun görünmeyen yaralarına dokunur ve intikam ister. Düşmanlarını yerle bir etmek için bildiği bazı tuzaklar ve gizli zehirler olduğunu hatırlatır.


Işığın Savaşçısı dinler. Şeytan’ın dikkati dağılırsa onu tekrar sohbete çeker ve konuşturmaya devam ettirir, bütün projelerinin detaylarını sorar.


Bütün her şeyi dinledikten sonra, Savaşçı kalkar ve gider. Şeytan o kadar çok konuşmuştur ki kendini çok yorgun ve içi bomboş hisseder, bu sebeple Savaşçı’ya eşlik edemez.


Dikkatini vermek

Işığın Savaşçısı, önemli bir çarpışmanın öncesindeki sessizliği iyi bilir.


Bu sessizlik sanki “Şu anda her şey durma noktasında. Bunun keyfini biraz çıkar” der gibidir.


Deneyimsiz savaşçılar silahlarını kenara koyar ve can sıkıntısından şikâyet ederler.


Işığın Savaşçısı’ysa bu sessizlik karşısında dikkatlidir, bir yerlerde bir şeyler olmaktadır. Yıkıcı depremlerin önceden uyarmadan geldiğini bilir. Geceleri ormanların içinden daha önce yürümüştür: Hayvanların hiç sesi çıkmasa da tehlikenin çok yakında olduğunu bilir.


Diğerleri çene çalarken, Savaşçı kılıcıyla alıştırma yapar ve dikkatini ufka verir.


Nasıl bekleyeceğini bilmek

Arada sırada dövüş kesintiye uğrar. Dövüşmek için kışkırtmanın faydası yoktur, kişi sabırlı olmalı ve birbirine rakip güçlerin tekrar birlikte çarpışmaya girmesini beklemelidir.


Savaş meydanının sessizliğinde Savaşçı kendi kalp atışlarını dinler. Gergin olduğunu fark eder ve de korktuğunu.


Savaşçı hayatını gözden geçirir. Kılıcının keskin olduğunu, kalbinin hazır olduğunu, inancının ruhuna ilham verdiğini görür. Bu kontrolü yapmanın harekete geçmek kadar önemli olduğunun bilincindedir.


Her zaman mutlaka bir şey eksiktir. Ve Savaşçı kendisini daha da hazırlıklı hale getirmek için zamanın durduğu o anlardan yararlanır.


Tehditlerden kaçınmak

Kılıç kınından her çekilip çıkarılışında mutlaka kullanılmalıdır. Bir yol açmak için, birine yardım etmek için ya da tehlikeyi püskürtmek için kullanılabilir. Ama kılıç nazlıdır ve keskin bıçağının sebepsiz yere sergilenmesinden hoşlanmaz.


Savaşçı işte bu yüzden asla tehditler savurmaz. Saldırabilir, kendini koruyabilir ya da kaçabilir: Bu davranışların hepsi dövüşün birer parçasıdır.


Dövüşün parçası olmayan şeyse, bir darbenin gücünü onun hakkında konuşarak harcamaktır.


Bir Savaşçı, kılıcının hareketlerine uyar. Ama unutmamalıdır ki, kılıcı da onun hareketlerini dikkatle takip eder.


Ve kılıç ağızla birlikte kullanılmak için yapılmamıştır.

Çeviren: Mine Akverdi Denktaş

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.