Dünya çevresindeki hareketini sürdüren Ay, elips şeklindeki yörüngesinden dolayı senede bir defa dünyaya en yakın konumda bulunuyor. Bu seneki en yakın karşılaşma, 1948 yılından beri görülen en kısa mesafede gerçekleşecek. Bir sonraki en büyük ‘Süper Ay’, 2034 yılında görülebilecek.


Süper Ay’ı süper yapan şey ne?

Dolunay bu gece her zamankinden yüzde 14 daha büyük görünecek. Parlaklığı ise yüzde 30 daha fazla olacak. Dünya ile Ay arasındaki normal mesafenin 384 bin 400 kilometre olduğu biliniyor, bu gece ise bu uzaklık 355 bin kilometreye düşecek.


Süper Ay saat kaçta görülebilecek?

2016 Ay takvimine göre 14 Kasım’daki Dolunay saat 02:07’de meydana gelecek. Ancak Süper Ay’ı izlemek için en iyi zaman, ayın doğuş saati. Ay her dolunay olduğunda tam güneş batarken doğuda yükselmeye başlar. Bu akşam da 17:08’de ay yükselmeye başlayacak. Doğu ufkunu rahatlıkla görebileceğiniz bir manzara bulursanız, Süper Ay’ı rahatlıkla izleyebileceksiniz.

Süper Ay’ı nereden izleyebiliriz?

İstanbul’da Süper Ay’ı en iyi izleyebileceğiniz yerler Çamlıca Tepesi, Rumeli Hisarüstü, Ulus Parkı, Topkapı Sarayı Mecidiye Köşkü terası ve Beykoz’daki Yuşa Tepesidir. Doğuyu görebileceğiniz herhangi bir yerde bu nadir Dolunay’ın keyfini çıkarabilirsiniz.


Bu Dolunay’dan korkmalı mıyız?

21. yüzyılın en yakın Süper Ay'ı, çeşitli korkuları da beraberinde getirdi. Bugün bile birçok insan dolunayın mistik güçlerinin insanlarda psikiyatrik rahatsızlıklar, intiharlar, cinayetler, acil servislik vakalar, trafik kazaları, spor müsabakalarında kavgalar, köpek ısırmaları ve bunlara benzeyen bazı garip ve olağandışı davranışları ve olayları tetiklediğine inanıyor. Fay hatlarını tetikleyerek depreme neden olacağını düşünen de var; dolunay çıktığında, sivrilen kulakları uzayan tüyleriyle insanoğlunun bambaşka bir varlık olacağına inanan da...



Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, bu korkunun muhtemel sebeplerini şöyle açıklıyor;


“Bilimsel açıdan baktığımızda insanlar "yanılsamalı korelasyon" olarak adlandırılan ve gerçekte olmadığı halde iki şey arasında olduğuna inanılan bir algının kurbanı oluyorlar. Mesela, eklem ağrıları olan birçok kişi yağmurlu havalarda ağrılarının daha da çok arttığını iddia ederler ama bilimsel araştırmalar böyle bir bağlantının varlığını teyit etmiyor. Sıcak yaz günlerinde otobanlarda gördüğümüzü zannettiğimiz su birikintileri de aynı şekilde. Yanılsamalı korelasyonlar, bazen bize olmayan bir şeyi varmış gibi gösterebilir.


Yanılsamalı korelasyonlar kısmen beynimizin daha çok gerçekleşmemiş olaylara değil de gerçekleşmiş olaylara konsantre olma ve onları hatırlamaya daha çok yatkın olmasından ileri gelir. Gökyüzünde dolunayın olduğu bir gece gerçekten garip bir şey olduğunda, hemen bu durumun farkına varırız, başkalarına bunu anlatır ve kendimiz de hep hatırlarız. Böyle davranmamızın sebebi bu tür olayların kafamızda zaten var olan önyargıyla uyumlu biçimde gerçekleşmiş olmasıdır. Bu konuyla ilgili yapılan bir araştırmada dolunay etkisine inanan psikiyatri bölümü hemşireleri, bu etkiye inanmayan hemşirelere göre, dolunayın olduğu gecelerde hastaların garip davranışlar sergilediğine dair daha çok notlar yazmışlardır. Bunun aksine, dolunayın olduğu fakat hiçbir sıra dışı olayın olmadığı gecelerde, bu olaysızlık hali hafızamızdan hemen siliniverir. Olayları seçici bir şekilde hatırladığımız için, hatalı bir şekilde dolunayla garip olaylar arasında bir bağlantı olduğu algısına kapılırız.


Öte yandan dolunay etkisi önceden gerçekte var olan ufak bir bilgiye dayanıyor olabilir. Dış mekan aydınlatmasının olmadığı modern çağ öncesi dönemlerde, dolunayın parlak ışığı ruhsal rahatsızlıkları olan insanlarla birlikte dışarıda yaşayan insanları uykusuz bıraktığı düşünülüyor. Uykusuzluk, mesela [önceden manik depresyon olarak bilinen] bipolar bozukluk gibi bazı psikolojik sorunları olan insanlarda dengesiz davranışların ortaya çıkmasını tetiklediği için, çok eski zamanlarda dolunayın varlığıyla garip olayların meydana gelmesi arasında bir bağlantı kurulmuş olabilir.


En başta, medyada konuyla ilgili yer bulan yayınlar bu inanışın yaygınlaşmasında önemli bir rol oynuyor. Hollywood'un onlarca korku filminde dolunayın olduğu gecelerde adam yaralama, silahla birini vurma ya da psikotik reaksiyonlar gibi tuhaf ve korkutucu olaylar çok sık işleniyor.


Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Günümüzde dolunayın insan davranışları üzerindeki etkisi asılsızdır.”



Astrologlar ne diyor?

HTHayat.com yazarı astrolog Kristin Demirci'ye göre, 14 Kasım'da Boğa burcunda gerçekleşecek olan Dolunay, temelde soyut ve somut korkularımızın üstesinden gelmek, korkmamayı seçmek ve bizi değersizleştiren bütün dünyevi gelişmelere rağmen kendi değerimizi ortaya koymakla ilgili olacak.



Astrolog Öner Döşer'in bugünkü Dolunay ile ilgili yorumu ise şöyle: "Ay’ın duygularımız ve bedenimiz üzerindeki etkilerini de göz önüne alarak, önümüzdeki yakın süreçte sağlığımıza dikkat etmeli, günlük ilişkilerimizde dikkatli adımlar atmalı, sağduyulu hareket etmeliyiz. Gergin duygusal çıkışlar yapma riskine karşı kendimizi frenlemeli, gergin ve karmaşa enerjisi taşıyan ortamlardan uzak kalmalıyız. Aksi takdirde olumsuz durumlarla karşılaşabiliriz."


Dolunay - deprem ilişkisi

Hemen her büyük astronomi olayında olduğu gibi, Ay'ın özel durumları da deprem şüphesiyle birlikte anılıyor. 14 Kasım'da gerçekleşecek olan Süper Ay depremleri tetikleyecek olabilir mi? Astrolog Öner Döşer'in onerdoser.com sitesinde yayınladığı yorumu şöyle:

"Depremlerle ilgili astrolojik tahminler yapılırken bakılması gereken pek çok kriter vardır. Bunlardan bugünler için geçerli olan bazılarını sıralıyorum.


Gezegenlerin bir yarımkürede yer aldığı zamanlarda depremler artmaktadır. İçinden geçmekte olduğumuz günlerde gezegenler altı Zodyak burcu içerisinde, bir yarımkürede yer almaktadırlar. Ay’ın Boğa burcuna geçişiyle bir müddet bu durum bozulsa da, 25 Kasım’da Ay’ın Terazi burcuna geçişiyle tekrar bir yarımkürede toplanma durumu oluşmaktadır.


Gezegenler arası kare ve karşıt açılar: Araştırmacılara göre gezegenler arasında doksan ve yüzseksen derecelik açıların yoğunlukta olduğu zamanlarda depremler artar. Astrologların açı kalıpları olarak incelediği bu formlar arasında T-kare açı kalıpları oldukça dikkat çekmektedir.


İçinde bulunduğumuz günlerde Jüpiter-Uranüs-Plüton gezegenleri arasında T-kare açı kalıbı mevcuttur. Her 7 günde bir öncü burçlara uğrayan Ay bu açı kalıbını tetiklemektedir ve önümüzdeki günlerde Venüs de bu açı kalıbını tetikleyecektir.


Öncü burçların ikinci dekanlarında (10-20 derece arası) gezegenler çoğunlukta olduğunda majör yanardağ patlamaları ve orta büyüklükteki depremler görülmektedir. Aktif yanardağlara yakın yerlerdeki depremler artmaktadır.


İçinde bulunduğumuz günlerde öncü burçların ikinci dekanında bulunan ağır hareket eden gezegenler olan Jüpiter (13 derece Terazi) ve Plüton’dur (15 derece Oğlak). T-kare açı kalıbının bir ayağını oluşturan Uranüs yine öncü burçta, ama üçüncü dekanın başlarındadır (21 derece Koç).


Venüs-Plüton kavuşum ve açıları: Bu iki gezegen arasındaki kavuşum ve 15 derece türevi açılar depremlerle bağlantılı gözükmektedir.


Bu ikili arasında yakınlaşan 15 derece açı oluştuğu 12 Kasım 2016 tarihinde (dün) Japonya’da 6,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Çok şükür ki can ya da mal kaybına yol açmadı. Venüs’ün Plüton ile kavuşuma doğru ilerlemekte olduğu günlerdeyiz. Tam kavuşum 25 Kasım’da gerçekleşiyor. Bu tarih civarı da dikkat çekiyor. Daha sonraki yazılarımda açıklama getireceğim.


Güneşmerkezli bakışla çok sayıda gezegenin kavuşum, kare ve karşıtlıkları döneminde depremler görülebilmektedir.


Güneşmerkezli bakışla Venüs-Mars kavuşumu 20-22 Kasım tarihleri civarında belirginleşecektir. Bu tarih civarında yine Güneşmerkezli bakışla Kiron bu kavuşumda yer alacak, bu üçü Satürn ile dik açıda olacaktır. Bu günlere denk gelen Merkür-Plüton kavuşumu da dikkat çekicidir.


Venüs ya da Satürn’ün durumu: Bu ikisinden biri yeniay ya da dolunay döneminde Ay-Güneş ile hizalandığında depremler artmaktadır. 29 Kasım’daki yeniayda Ay-Güneş ikilisi Satürn ile kavuşumda olacak.


Tüm bu bilgiler SÜPERAY etkilerinin devrede olduğu 17-18 Kasım’a kadarki sürece dikkat çekmekle birlikte, 25 Kasım-2 Aralık aralığındaki günler de, başta aşırı yağış ve sel baskınları, fırtınalar, depremler olmak üzere doğal afetlerde artış riski taşımaktadır.


29 Kasım tarihinde gerçekleşecek yeniay anına yönelik İstanbul için çizdirilmiş astroloji haritada Uranüs-Jüpiter karşıtlığı Yükselen-Alçalan eksenine denk düşmekte, Marmara bölgesine dikkat çekmektedir."





Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.