Türkiye’de uzun süredir tartışılan tıbbi kenevir kullanımı, Meclis’ten geçen düzenlemeyle artık resmen yasal çerçeveye kavuştu. Yeni yasaya göre, düşük THC içeren kenevir türevli ilaçlar ve preparatlar yalnızca eczanelerde, doktor reçetesiyle satılabilecek. Üretim, dağıtım ve satış süreci Sağlık Bakanlığı’nın gözetiminde yürütülecek.
Düzenlemenin amacı, kenevir bitkisinin tıbbi bileşenlerinden yasal ve kontrollü şekilde yararlanmak. Ancak kamuoyunda hâlâ “kenevir hangi hastalıklar için kullanılacak?”, “bağımlılık riski nasıl önlenecek?” ve “üretim süreci nasıl işleyecek?” gibi sorular gündemde.
Türkiye’de kenevir yasası ne durumda?
Türkiye’de tıbbi kenevir kullanımıyla ilgili süreç, Eylül 2016’da Resmî Gazete’de yayımlanan “Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” ile yeniden gündeme gelmişti. Bu yönetmelik yalnızca lif, tohum ve sap amaçlı kenevir ekimini belirlenen 19 ilde yasallaştırdı.
Bu düzenleme, endüstriyel amaçlı üretimin önünü açsa da, kenevir bitkisinin tıbbi içerikli bileşenlerinin gelişmiş biçimde değerlendirilmesi hakkında net bir kapsayıcılığa sahip değildi. Ancak Temmuz 2025’te bu alan da yasal güvenceye kavuştu.
20 Temmuz 2025’te TBMM Genel Kurulu’ndan geçen düzenleme, kenevirden elde edilen tıbbi ürünler, sağlık destek ürünleri ve kişisel bakım ürünlerinin yalnızca eczanelerde, hekim reçetesiyle satılmasına olanak tanıdı. Ayrıca üretim, ruhsatlandırma, izlenme ve satış süreçlerinin de Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın koordinasyonunda ve elektronik takip sistemleriyle gerçekleştirileceği belirtildi.
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta konuyla ilgili açıklamasında, üretim izninin Tarım ve Orman Bakanlığı yetkisinde olmaya devam ettiğini ifade etti. Eczanelerde satılacak olan tıbbi ve kozmetik ürünlerin ham maddesine dair izinlerin ise Sağlık Bakanlığı tarafından verileceğini, ekimle ilgili denetimlerinse İçişleri Bakanlığı aracılığıyla yürütüleceğini belirtti. Ayrıca kamuya yönelik yanlış algılar nedeniyle tüketicinin zararlı bir çıkarımda bulunabileceğini vurgulayarak, sistemin tamamen kontrol ve denetim altında işlediğini açıkladı.
“Kenevirin tıbbi kullanımı bir insan hakkı meselesi”
Tıbbi kenevir ülkemizde siyasi olarak yeni gündeme geliyor olsa da, aslında konu uzun yıllardır bu konuda çalışmalar yürüten uzmanların gündeminde. Kenevir Yasa Reformu Derneği (KEYAR) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Pınarbaşı, “Türkiye halkının tıbbi kenevirin faydalarından mahrum kalması kabul edilemezdi” diyerek açıklıyor.
2013’te sevdiklerinin amansız hastalıklarına alternatif çareler arayan bir ‘hasta yakını topluluğu’ olarak işe başlayan KEYAR, aktif çalışmalarını 2023’te dernekleşerek resmileştirdi. Uluslararası tıp kuruluşlarının kenevir ile ilgili araştırmalarını Türkçeleştiren ve 2025’te NORML işbirliği ile "Nörolojik Bozukluklarda Kenevir ve Kanabinoidler için Yeni Klinik Uygulamalar" başlıklı bir literatür incelemesi yürütüp, bunu aynı başlıkla kitaplaştıran dernek, bugün tıbbi kenevir kullanımının ülkemizdeki en kapsamlı savunucularından biri.
KEYAR Başkanı Cenk Pınarbaşı, dünya çapında yaklaşık 80 bin akademik çalışmada tıbbi kenevirin, modern tıbbın bazen yetersiz kaldığı durumlarda ciddi bir terapötik potansiyel taşıdığını ortaya koyduğunu hatırlatıyor: “Bu bizim için bir insan hakkı meselesi. Türkiye halkının bundan mahrum kalması kabul edilemezdi. Amacımız, hastaların bu tedaviye insan onuruna yakışır, güvenilir, yasal ve denetlenebilir bir şekilde erişimini sağlamak.”
“Mevcut yönetmelik geliştirilerek insanımıza daha faydalı hale getirilebilir”
Tıbbi kenevir kullanımı konusunun tüm paydaşlarca doğru anlaşılabilmesi için mecliste sandalyesi bulunan birçok siyasi parti ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini açıklayan Pınarbaşı, yaptıkları kapsamlı çalışmaları ve uzman görüşleriyle hazırladıkları politika önerilerini 2024 yılında Sağlık Bakanlığı’na da ilettiklerini ifade etti.
KEYAR güncel olarak da, mevcut Endüstriyel Kenevir Yönetmeliği’nin geliştirilmesi için çalışmalar yürütüyor. 2016’da yayımlanan son yönetmelik dahil tüm yönergeler, Türkiye’de yasal olarak kısıtlı şekilde yetiştirilebilen kenevirin yalnızca tohumlarının ve lif elde edilen saplarının endüstriyel ürün olarak kullanılmasına müsaade ediyor; yetiştirilen bitkilerin diğer kısımları kontrollü olarak imha ediliyor.
Cenk Pınarbaşı, “Mevcut yönetmeliğe göre imha edilen bitkinin yaprak ve çiçeklerinin, aslında tıbbi ve bilimsel potansiyeli en yüksek kısımlar olduğunu biliyoruz. Bu kısımların imha edilmek yerine akademik araştırmalara ve döngüsel ekonomiye kazandırılması için karar alma süreçlerine aktif katılımı hedefleyen bir proje yürütüyoruz” diyerek açıkladı.
KEYAR ayrıca, kamuoyunda tıbbi, endüstriyel ve yasa dışı kullanımlar arasındaki farkın netleşmesinin de son derece önemli olduğunu ifade ederek, bilgi kirliliğiyle mücadele etmeyi ve hastaların ekonomik, kesintisiz ve güvenilir erişim hakkını savunmayı en temel görevleri arasında görüyor.
Türkiye’de yeni kenevir yasasının getirdikleri
Temmuz 2025’te kabul edilen yasayla birlikte, tıbbi amaçlı kenevir ürünleri eczane raflarına girecek. Sadece Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı üretim tesislerinde, izinli ekim alanlarından elde edilen ham maddeler kullanılacak. THC oranı uluslararası standartlara göre düşük tutulacak, yüksek THC içeren ürünlere izin verilmeyecek.
Üretim izni Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde verilecek, işleme ve satış aşamalarında ise Sağlık Bakanlığı tek yetkili kurum olacak. Ürünler, e-reçete sistemi üzerinden izlenecek; böylece hem reçetesiz kullanımın hem de kaçak ticaretin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Dünyada tıbbi kenevir uygulamaları
Tıbbi kenevir, bugün 50’den fazla ülkede yasal. Kanada, Almanya, İsrail ve Avustralya gibi ülkelerde ağrı yönetimi, kas spazmları, epilepsi, kanser tedavisine bağlı bulantı-kusma gibi alanlarda reçete ediliyor. Bazı ülkeler, kullanım şartlarını çok geniş tutarken, bazıları yalnızca belirli hastalık gruplarına izin veriyor.
Örneğin Almanya’da tıbbi kenevir masrafları sosyal güvenlik sistemi tarafından karşılanabiliyor. İsrail’de ise on binlerce hasta düzenli olarak reçete edilen kenevir bazlı ilaç kullanıyor. Bu ülkelerde hem eczaneler hem de yetkilendirilmiş dağıtım merkezleri üzerinden kontrollü satış yapılıyor.
Türkiye’de hastalar için ne anlama geliyor?
Yeni yasa, özellikle kronik ağrı, kas spazmı, ileri evre kanser, epilepsi ve bazı nörolojik rahatsızlıklar yaşayan hastalar için yeni bir tedavi seçeneği anlamına geliyor. Doktorlar, hastalarının durumuna ve tedavi planına göre tıbbi kenevir reçete edebilecek. Kullanım süresi, dozu ve ilaç formu (yağ, kapsül, sprey gibi) yine hekim tarafından belirlenecek.
Kenevir savunucuları, bu düzenlemenin hem hastaların yaşam kalitesini yükselteceğini hem de tarım ve sanayi açısından yeni fırsatlar yaratacağını düşünüyor. Ancak uzmanlar, bağımlılık riskinin önlenmesi ve kötüye kullanımın engellenmesi için denetimlerin titizlikle yapılması gerektiği konusunda hemfikir.
Tıbbi kenevir yasası, Türkiye’de hem sağlık hem de ekonomi alanında önemli bir dönemeç olabilir. Dünyadaki örnekler, sıkı denetim ve net kullanım protokolleriyle bu ürünlerin pek çok hastaya fayda sağladığını gösteriyor. Bundan sonraki süreçte, üretimden hastaya ulaşana kadar tüm aşamaların şeffaf ve bilimsel temellere dayalı olması, düzenlemenin başarısı için kritik görülüyor.
YORUMLAR