Koç Üniversitesi Hastanesi Hematoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Olga Meltem Akay kök hücre nakli ile ilgili bilmeniz gereken şeyleri anlattı.


Kök hücre nedir?


Kök hücre, canlı organizmalardan başka hiçbir hücrede bulunmayan kendi kendini yenileme ve farklılaşma özelliklerine sahip, çok uzun süreler yaşamlarını sürdürebilen hücrelerdir. Kök hücreler, ihtiyaç olduğu zaman kendilerinden sonraki hücrelere farklılaşarak hücrelerin gelişimini, olgunlaşmasını ve çoğalmasını sağlarlar.


Kök hücreler elde edildikleri kaynaklara göre embriyonik kök hücre, erişkin kök hücre ve indüklenmiş pluripotent kök hücre olarak isimlendirilirler ve erişkin kök hücrelerden olan hematopoetik kök hücreler nakilde kullanılırlar. Kök hücreler, hematoloji dışı alanlarda da büyük ilgi oluşturuyorlar. Özellikle kardiyolojik ve nörolojik hastalıklarda deneysel olarak uygulanan kök hücre tedavileri başı çekiyor.


Kök hücre nakli kime, ne zaman, nasıl yapılır?


Kök hücre nakli günümüzde lösemi, lenfoma, multipl miyeloma, çeşitli organ kanserleri, kemik iliğinin yetersiz çalıştığı durumlar, kalıtsal anemiler, immün yetersizlikler ve kalıtsal metabolik hastalıkların tedavisinde uygulanıyor.


Kök hücre kemik iliği, periferik kan veya kordon kanından elde edilebiliyor. Kemik iliğinden kök hücre toplama işlemi, vericinin kalça kemiğine bir kere giriş yapılarak özel bir iğne yardımıyla genel veya lokal anestezi altında yapılıyor. Periferik kandan kök hücre toplama işlemi, vericiye büyüme faktörü denilen özel bir ilaç uygulanarak kemik iliğinde yerleşik durumda bulunan kök hücrelerin kan dolaşımına geçmeleri ve sonra aferez cihazı ile toplanması şeklinde yapılıyor. Tarihsel olarak ilk nakillerde kök hücre kaynağı olarak kemik iliği kullanılmasına rağmen günümüzde yüzde 75 oranında periferik kan kök hücre nakli uygulanıyor. Kordon kanından kök hücre ise, bebek doğar doğmaz kordon kesildikten sonra enjektör yardımıyla 2-4 dakikada kan torbasına toplanır. Toplanan kök hücreler steril koşullarda kriyoprotektan madde DMSO katılarak programlı veya mekanik dondurma yöntemleri kullanılarak -80°C -196°C arasında saklanır.



Kök hücre nakilleri, otolog veya allojeneik nakil olarak tanımlanıyor.


Allojeneik nakil: Hastanın kendisi dışındaki bir tam uyumlu vericisinden toplanan kök hücrelerin hastaya verilmesi işlemidir. Verici; doku uyumlu kardeş, akraba veya akraba dışı gönüllüdür. Allojeneik kök hücre naklinin en sık kullanım alanları akut lösemi, miyelodisplastik sendrom, lenfoproliferatif hastalıklar, aplastik anemi, talasemi ve kalıtsal metabolik hastalıklardır. Süreç; allojenik kök hücre nakli adayı hastaya HLA doku grubu uyumlu verici aranması ile başlar. Öncelikle akraba, sonra akraba dışı veya kordon kanı kökenli kök hücre bulunduktan sonra hasta ve verici nakile uygunluk açısından değerlendirilir. Vericiden kök hücre toplanır ve dondurulur. Hazırlıklar sonrası hasta nakil ünitesi içine alınır ve hazırlık rejimi (yüksek doz kemoterapi ve/veya radyoterapi) verildikten sonra kök hücreler kan transfüzyonuna benzer bir biçimde ancak boyundaki bir toplardamara yerleştirilen katater yoluyla aktarılır. Nakil sonrası hücre sayımlarının tamamen sıfırlandığı (aplazi) bir dönemi takiben, ikinci hafta sonu üçüncü hafta başında kök hücrenin yamanması (engrafman) gerçekleşir, hücre sayısı artar ve hasta taburcu edilir.


Otolog nakil: Hastanın kendi kök hücrelerinin toplanıp dondurularak saklanması, yüksek doz kemoterapi uygulandıktan sonra hastaya geri verilmesi işlemine denir. Otolog kök hücre naklinin en sık kullanım alanları multipl miyeloma, Hodgkin ve Hodgkin dışı lenfoma, nöroblastom, germ hücreli tümör gibi solid tümörler ve akut lösemilerdir. Süreç; hastadan kendi kök hücresinin toplanması, işlenmesi ve saklanmasıyla başlar. İkinci aşamada hasta nakil ünitesi içine alınır ve yüksek doz tedavi (kemoterapi ve/veya total beden ışınlaması) verilir. Takiben üçüncü aşamada dondurularak saklanmış hastaya ait ürün çözülür ve boyundaki bir toplardamara yerleştirilen katater yoluyla aktarılır. Son aşamada, hücre sayımlarının tamamen sıfırlandığı (aplazi) bir dönem gelişir, destek tedavisi uygulanır ve hastanın hücreleri toparlanınca nakil ünitesinden tabucu edilir.


Hematopoetik kök hücre nakli: Zengin bir komplikasyon yelpazesine sahiptir. Oral ve gastrointestinal sistem mukozası tedavi sırasında tamamen harap olur (mukozit). Bu ağrılı dönemde hastalar ağız yolu ile beslenemedikleri için damar yolu ile beslenirler ve ağrı kesici gereksinimleri ortaya çıkar. Enfeksiyonlar naklin değişmez bir parçasıdır. Hastalar nakil öncesi ve sonrası hem korunma hem de tedavi amaçlı bakteriyel, viral ve mantar kökenli enfeksiyonlara karşı yoğun ajanlar kullanırlar. İnterstisyel pnömoni, sinuzoidal obstrüksiyon sendromu (sarılık, sıvı toplanması ve ağrılı karaciğer büyüklüğü ile kendini gösterir) ve akut graft versus host hastalığı (greftin vericiye karşı atağı sonucu cilt, gastrointestinal sistem ve karaciğer etkilenir) diğer erken komplikasyonlardır. Altı aydan sonra ortaya çıkan geç komplikasyonlar arasında ikincil kanserler, infertilite, gelişme geriliği, nörokognitif değişiklikler, hipotroidi, katarakt ve kronik graft versus host hastalığı yer alıyor.



Kök hücre bağışı için gönüllü verici nasıl olunur?


Türkiye’de hematopoetik kök hücre nakli tedavisi bekleyen hastalar için bir Ulusal Kemik İliği Bankası oluşturmak amacıyla TÜRKÖK (Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi) projesi, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı işbirliğinde hayata geçirildi. Bağışçı olmak isteyen bir kişi, Türk Kızılayı bünyesindeki Gönüllü Verici Merkezleri'nden herhangi birine giderek veya kurumlarda organize edilen ekiplerde bağışta bulunabilir. 18-50 yaş aralığında ve 50 kilo üzerinde sağlıklı olan herkes kök hücre bağışçısı olabilir.


Bağışçı olmayı kabul eden ve onay formunu dolduran bağışçı adayından 3 tüp toplamda 10-20 ml kan örneği alınır. Alınan numunelerin bulaşıcı hastalıklar açısından serolojik testleri Türk Kızılayı tarafından yapılır. Sonuçları negatif çıkan testler doku antijenlerinin belirlenebilmesi için Türk Kızılayı tarafından T.C. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Doku Tiplendirme Laboratuvarına gönderilir. Doku tiplendirmesi yapılan bağışçı artık Ulusal Kemik İliği Bankası’na kaydedilir. Hasta bir kişi için yapılan ilk değerlendirmede istenen düzeyde uyumun olduğu (klinik uygunluk) bir bağışçı bulunursa Türk Kızılayı bağışçı adayına ulaşır. Bağışçının tekrar onayı istenir. Bağışçı onay verirse tekrar serolojik testleri ve kan sayımı yapılır. Bağışçı olmasına engel bulunmayan adayların ileri aşama doku tiplendirme testleri yapılır. İleri doku tiplendirme testi uygun bulunan bağışçı ile iletişime geçilmesi, ulaşım, konaklama, refakat ve nakil sonrası sağlık hizmetleri T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştiriliyor.


Kök hücre bağışçısı herhangi bir zarar görür mü?


Kök hücre bağışında bulunmak vericiden bir şey eksiltmez. En sık ortaya çıkan yan etkiler kemik ağrısı, kas ağrısı ve grip benzeri belirtilerdir ve semptomatik olarak tedavi edilir.


Yenidoğanın kordon kanı saklanmalı mı?


30 yıl öncesine kadar göbek kordonu ve plasenta “çöpe atılan bir doğum sonu atığı” olup kök hücre içerdiği tesbit edildikten sonra yeni bir statü kazandı. Günümüzde kordon kanı, kök hücre nakline ihtiyaç duyan ya da duyacak olan hastaların tedavisi için kök hücre kaynağı olarak kullanılmak üzere saklanıyor. Göbek kordon kanından elde edilen kök hücrelerin çoğalma ve doku uyum yeteneklerinin daha fazla olması ve tam HLA uyumu gerektirmemesi (4/6 uyum kabul edilebilir) olumlu özellikleridir. Etnik azınlıklarda kullanılabilirliği ve dondurulmuş ve saklanmış hazır bir hematopoetik kök hücre kaynağı olması diğer avantajları arasındadır. Bununla beraber, hücre sayısının azlığı nedeniyle çoğunlukla çocuk ve adolesan hastalarda tercih edilmesi, engrafman süresinin uzun olması ve yüksek maliyeti önemli dezavantajlarıdır.


Saklanan kordon kanının çocuk için kullanılma ihtimali 20 bin kordon kanında bir kadardır. Bugünkü veriler ışığında kordon kanı 15 yıla kadar sağlıklı olarak saklanabiliyor. Ancak mevcut yöntemlerle toplanan kordon kanları içerisindeki kök hücre miktarı 50 kg üzerindeki hastalar için yeterli olamıyor. Bu nedenle, kordon kanı bankacılığı yönetmeliğinde de belirtildiği gibi 12 yıllık bir saklama süresi sonunda, saklanan kordon kanı çocuk için yetersiz kalabileceğinden, başka bir gerekçeyle saklanmasına devam edilmesi için başvurulmadığı durumda, kordon kanı ihtiyaç duyan başka hastaların kullanımına açılacak. Dileyen bağışçılar kordon kanını başkalarının kullanımına açabiliyor.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.