Lenf kanserlerine en çok 15-35 yaş arasında ve 55 yaş üstü kişilerde rastlanıyor. Cerrahi tedavinin yerinin olmadığı hastalıkta ana tedavi yöntemlerinin kemoterapi ve radyoterapi olduğu belirtiliyor. HIV ve Hepatit C, riski artıran faktörler arasında bulunuyor.


Lenfomada cerrahi tedavi uygulanmıyor...

Bayındır Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Uğur Ural, “Hodgkin dışı lenfomalar yavaş, orta ve ağır seyirli olarak 3 gruba ayrılıyor” diyor. Küçük hücreli lenfoma, kronik lenfositik ve lösemi gibi yavaş ilerleyen alt gruplarda tedavi gerekmeyebiliyor.


Yapılan çalışmalar, yavaş ilerleyen lenfomada hiçbir şey yapılmadığında ortaya çıkan yaşam süresi ile tedavi uygulandıktan sonraki yaşam süresi arasında fark olmadığını, bu hastaların uygun sıklıkta takip edilmeleri gerektiğini gösteriyor. Ural, diğer kanser tiplerinde önemli bir tedavi seçeneği olan cerrahi girişimin, lenfomalarda lenf bezi örneklemesinde olduğu gibi sadece tanı amaçlı olarak kullanıldığını söylüyor. Kemoterapi adı verilen ilaç tedavisi lenfomaların en seçkin tedavisini oluşturuyor. Tedavi modalitelerinde çeşitli kemoterapi ilaçlarının bir arada, hastaya göre belirlenen sıklıkta ve belirlenen sayıda uygulanması gerekiyor. Bunun yanında Hodgkin dışı lenfomaların bazı türlerinde (mantle cell lenfoma vb.) hastalık hızlı ilerlediği için kemoterapiyi tamamladıktan sonra kök hücre nakline gitmek gerekiyor. Özellikle yaygın veya büyük lenf bezlerinin olduğu lenfomalarda kemoterapinin tamamlanmasından sonra ışın tedavisi de gerekebiliyor. Lenfoma tedavisi tamamlandıktan sonra tedaviyi takip eden ilk bir yıl içinde üç ayda bir kan ve görüntüleme tetkikleri ile hastalığın durumunun kontrolüne ihtiyaç duyuluyor. Kontroller ikinci yıl 6 ayda bir, üçüncü yıldan itibaren ise yılda bir kez yapılıyor.


Tekrar eder mi?

Lenfomada hastalığın ilk bir yıl içinde nüksetmesi, hastanın daha önce uygulanan kemoterapiden, tekrar uygulanması halinde bile yararlanamayacağı anlamına geliyor. Hastalığın daha geç dönemde nüks etmesi halinde aynı tedaviler tekrarlanabiliyor. Nüks eden vakalarda daha ileri bir tedavi seçeneği olan, otolog kök hücre nakline başvurulabiliyor. Nüks eden vakalarda hastalığın tekrar değişik kemoterapi ilaçları ile kontrol altına alınması gerekiyor. Hastaların kök hücreleri, verilecek yüksek doz kemoterapiden etkilenmemeleri amacıyla, özel bir cihazla toplanıyor ve dondurularak saklanıyor. Ardından hastaya yüksek doz kemoterapi verilerek kanserli hücrelerin öldürülmesi hedefleniyor. Son adımda saklanan kök hücreler hastaya verilerek yeniden faaliyete geçmeleri sağlanıyor.


HIV enfeksiyonu hastalık riskini artırıyor!

Hodgkin tipi lenfoma sıklıkla 15-35 yaş arasındaki kişiler ile 55 yaş ve üstündeki yetişkinlerde görülüyor. Epstein– Barr virüsü veya HIV enfeksiyonunun bulunması hastalık riskini artırıyor. Kalıtımsal ya da organ nakli sonrası kullanılan ilaçların bağışıklık sistemini zayıflatması da hastalığın ortaya çıkışında önemli risk faktörleri olarak sıralanıyor. Hodgkin dışı lenfomada risk yaşla birlikte artıyor ve sıklıkla 60 yaş üzerinde görülüyor. Bu tipte de zayıflamış bağışıklık sisteminin yanı sıra HIV, Epstein-Barr virüsü, Heli-cobacter pilori, HTLV-1 enfeksiyonu ve Hepatit C virüsü gibi risk artırıcı unsurlar bulunuyor.


Kemoterapinin yan etkileri

Erken dönem etkiler

  • Kan yapımında azalmaya paralel olarak hastanın akyuvarlarında, trombositte ve hemoglobin değerlerinde azalma
  • Saç dökülmesi
  • Mide-bağırsak sistemine ait yan etkiler (bulantı, kusma, ishal)
  • Yorgunluk
  • Öksürük
  • Deride döküntü
  • Enfeksiyona eğilimde artış

Geç dönem etkiler

  • Üreme fonksiyonunda anormallikler (üreme çağında tedavi öncesi sperm ve ovül dondurma öneriliyor)
  • Beslenme bozukluğu
  • Kulaklarda dolgunluk
  • Bacaklarda şişlik
  • Erken dönem kilo kaybı ya da artışı
  • Yorgunluk
  • Baş dönmesi
  • Solunum zorluğu
  • Öksürük
  • Yutkunma güçlüğü
  • Boğazda ağrı
  • Kabızlık veya ishal
  • Ateş yükselmeleri

Evreye göre tedaviler

Lenfomada cerrahi tedavinin yeri bulunmuyor. Lenfatik sistem birbiri ile çok yakından ilgili olduğu için tek lenf bezi yöresinden çıkarılacak bir oluşumdan söz edilemiyor. Hastalığın evresine göre belirli sayıda kemoterapi ve gerektiğinde radyoterapi kullanılıyor. Uygulanacak kemoterapi sayısı hastalığın evresine ve tedaviye alınan cevaba göre belirleniyor. Ara takiplerde hastalığın kontrol altına alındığı tespit edilirse tedaviye devam ediliyor. Ancak beklenen yanıtın alınamaması halinde tedavi şekli değiştiriliyor.


Kemoterapi

Hodgkin tipi lenfoma

Bu tipte, birkaç kemoterapi ilacının bir araya gelmesiyle oluşturulan kombinasyon kemoterapileri kullanılıyor. Evre 1 ve 2’de bu kombinasyonları iki ya da dört kez vermek yeterli olurken evre ilerledikçe bu sayı artabiliyor.


Hodgkin dışı lenfoma

Tedavide Hodgkin tipinden tamamen farklı ilaç tedavileriyle hareket etmek gerekiyor, çünkü bu hastalıkta farklı hücre popülasyonlarına yönelik tedavi düzenlemesine ihtiyaç duyuluyor. Kemoterapi ajanlarının yanı sıra hastalığa neden olan hücre ve türünün üreyerek fonksiyon görmesini engelleyen antikorlar da kemoterapiyle birlikte kullanılıyor. Antikorlar hücrelere yapışarak onların görev yapmasını engelliyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

    Facebook Yorumları

    YORUMLAR

    Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

    İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.