Virüslerin yol açtığı iltihaplanmalar, bazı ilaçlar, bağışıklık sisteminde meydana gelen bozukluklar, karaciğer yağlanması ve alkol; hepatit oluşumuna zemin hazırlıyor. Bölgesel farklılıklar gösterse de, Türkiye; hepatitin orta yoğunlukta görüldüğü ülkeler arasında yer alıyor.




Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2009 yılı verilerine göre, dünyada 350 milyon kronik Hepatit B ve yaklaşık 150 milyon Hepatit C hastası bulunuyor. Hastalığa, Asya ve Afrika ülkelerinde yüzde 7’nin üzerinde vakayla yoğun derecede, Doğu Avrupa ülkelerinde yüzde 2-7 oranındaki vakayla orta derecede, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerindeyse yüzde 2’nin altında oranla daha az derecede rastlanıyor. Türkiye bölgesel farklılıklar göstermesine karşın orta derecede yoğunluk olan ülkeler arasında yer alıyor. Mikrobun artık çok iyi tanınmış olması, nasıl bulaştığının iyi bilinmesi, tanının çok hızlı konulması, Sağlık Bakanlığı’nın özellikle aşılama konusunda gösterdiği titizlikle önlem yollarının öğrenilmesi ve basın-yayın organlarının bilgilendirici yayınlara yer vermesi sayesinde, yeni kuşaklarda kronik hepatit vakalarının görülme sayısı hızla azalıyor.




Nedeni çok!


Hepatit kabaca; karaciğerin bir mikroba, alkole, ilaca ya da vücudun yarattığı nedeni belli olmayan etkenlere bağlı iltihaplanması olarak tanımlanıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Gürsoy, bu sorunun çok çeşitli nedenleri olduğunu söylüyor. Özellikle kronik vakalarda, en çok virüslerin yol açtığı iltihaplanmalar görülüyor. Yanlış da olsa sık rastlanması nedeniyle hepatit denince akla viral hepatitler geliyor. Bunun dışında ilaçlar, ‘otoimmün’ olarak adlandırılan bağışıklık sisteminde meydana gelen bozukluklar, bakteriler, karaciğer yağlanması, bazı kimyasal maddeler ve alkol gibi faktörler de hepatit nedeni olabiliyor.




Karaciğer iltihaplanıyor


Kişide ilaçlara bağlı hepatit de görülebiliyor. Bu noktada sayılması mümkün olamayacak kadar çok ilacın karaciğer fonksiyon testlerinde bozulmaya yol açabildiğine dikkat çekiliyor. Bu hastaların büyük çoğunda ilacı kestikten sonra düzelme sağlanıyor. Karaciğerde inflamasyon (iltihap) yarattığı en sık gözlenen ilaçların asetaminofen içerenler olduğu belirtiliyor. Kalp ritmini düzeltmek için kullanılan amiodaron, anabolic steroidler, doğum kontrol ilaçları, eritromisin, sulfa veya tetrasiklin grubu antibiyotikler, anestezide kullanılan halotan, hipertansiyon için kullanılan metil dopa, tüberküloz ilaçlarından izoniyazid, kanser veya bağışıklık sistemini modifiye eden ilaçlardan metotrexate ile kolesterole yönelik kullanılan statin grubu ilaçların da hepatit oluşumunu tetiklediği belirtiliyor.




Her sarılık hepatit mi?


Sarılığın bir bulgu olduğuna ve hastalığın sonucunda kanda, ‘bilirubin’ adı verilen maddenin birikiminin göz akını ve cildi sarı renge boyadığına dikkat çekiliyor. Kandaki bilirubini yükselten birçok hastalık bulunuyor. Kırmızı kan kürelerinin yıkılması, karaciğerin safrayla bilirubini atma kapasitesini aşması sonucunda oluşan birikim sarılığa yol açabiliyor. Doç. Dr. Murat Gürsoy, “Her hepatitte sarılık görülmesi şart değildir. Hepatit (karaciğer iltihabı) aşırı karaciğer hücresi veya fonksiyon kaybına yol açmışsa; vücudun ürettiği bilirubini safra yoluna veremeyeceği için kanda ve organlarda birikime ve sarılığa yol açabilir” diyor. Kısacası her sarılık hepatit olmadığı gibi, her hepatit vakasında da ortaya sarılık çıkmıyor.




A'dan Z'ye çeşitleri


Viral hepatitler, virüs tipine bağlı olarak; Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D, Hepatit E, Epstein-Barr virüsünün yol açtığı hepatit ve herpes virüsü hepatiti olarak çeşitleniyor. Bu türler içinde Hepatit A, E ve Epstein-Barr virüsü gibi virüslere bağlı hepatitlerin akut enfeksiyona yol açtığı belirtiliyor. Akut hepatitte virüs; haftalar ya da aylar içinde iltihaba neden oluyor. Vücutsa virüse karşı savaşıp onu yenerek kendini virüsten temizliyor. Ancak Hepatit B, C ve D kronikleşebiliyor. Bu, mikrobun sürekli vücutta tutulması ve virüsün ilerleyen zamanlarda karaciğerde siroz oluşumuna yol açması anlamına geliyor. Hepatit D ise yalnızca Hepatit B ile infekte kişilerde kronikleşebiliyor. Toplumsal ve ekonomik anlamda sorun haline gelebilen virüsler kronikleşen türler oluyor. Akut hepatitlerde en yaygın görülen türün Hepatit A, kronik hepatite yol açanınsa Hepatit B olduğuna dikkat çekiliyor.




Tırnak makası ve diş fırçası tehlike saçıyor


Hepatit B ve C; tırnak makası, diş fırçası, tıraş bıçağı, dövme veya akupunktur iğnesi, manikür-pedikür malzemeleri, diş tedavisinde kullanılan ancak iyi sterilize edilmeyen delici ve kesici aletlerin ortak kullanımı, uyuşturucu bağımlılarının ortak kullandığı enjektörlerin yanında cinsel yolla ya da kan ürünleriyle bulaşıyor. Doç. Dr. Gürsoy, teknolojinin gelişmesi sonucu bu virüslerin çok rahat saptandığını ve kan ürünleri çok iyi kontrol edilebildiği için bu yolla bulaşmanın günümüzde nadir görüldüğünü söylüyor.




Nasıl bulaşıyor?


Hepatit A, damlacık ve temas yoluyla bulaşıyor. Kronikleşebilme özelliği nedeniyle önemi artan Hepatit B ve Hepatit C’ninse kan yoluyla bulaştığı belirtiliyor. Bu virüsler doğum sırasında anneden çocuğa geçebiliyor. Doğumda annenin kanı, çocuğun derisinin herhangi bir yerinde tahriş olan bölgeye temas ettiğinde bulaşma deri altına geçerek gerçekleşiyor. Özellikle Hepatit B taşıyıcısı annelerin Hbe Ag antijenleri pozitif olup doğum sırasında bir önlem alınmamışsa; vajinal yolla doğan bebeklerin yüzde 90’ı kronik Hepatit B hastası oluyor. Hepatit B, bu özelliği nedeniyle geri kalmış toplumlarda doğum yoluyla kuşaktan kuşağa geçiyor ve vaka sayısı yüksek oranlara ulaşıyor.




Yenidoğan sarılığı bulacı mı?


‘Gilbert sendromu’ adı verilen genetik geçişli hastalık, hepatit yapmaksızın sarılığa yol açabiliyor. Bebeklik çağında görülen genetik geçişli, ‘Dubin Jhonson’ ve ‘Rotor’ adı verilen özel bazı hastalıklar da yine sarılık etkeni sayılıyor. Ayrıca bilirubin, safra yoluyla atıldığı için bu yolu tıkayan durumlarda (safra yoluna taş düşmesi, pankreas kanseri gibi tümör-kitlenin safra yollarını tıkaması, vb...) bilirubinin atılamaması da sarılık nedeni sayılıyor. Yenidoğan sarılığının kan uyuşmazlıklarından kaynaklanması halinde hepatit olmadığı ve bulaşıcılığının bulunmadığı belirtiliyor.


Haber: Ceyda Erenoğlu

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.