İnternet teknolojileri, son yıllarda pek çok şey gibi tüketim ve satın alma alışkanlıklarımızı da değiştirdi. E-ticaret Türkiye’de 2018’de önceki yıl göre yüzde 48 büyüyerek 59,9 milyar liralık hacme ulaştı. Son 5 yılda ise yüzde 30 büyüme kaydedildi. Bu da artık Türkiye’de her 4 tüketiciden birinin internetten alışveriş yaptığını ortaya koyuyor.


Trendler bu yönde ilerlerken biz X kuşağı ebeveynler de çok fazla direnemeyip; Y ve Z kuşağı çocuklarımızın baskısıyla internetten alışveriş yapmaya onay verebiliyoruz. Ancak sonunda sipariş edilen ayakkabı evde ayağa uymayınca, bir yığın yapılacak işle karşı karşıya kalmak insanın canını sıkıyor. Bir de özellikle Instagram üzerinden yapılan alışverişlerde bazen, satış yapan hesapların devamlı isim değiştirerek, ayıplı ürün gönderdiği mağdur tüketicileri yeni isim fırtınasıyla sersem etmesi, insanı şaşkına çeviriyor. Mesela, ayakkabıyı aldığınızda isim ‘profshoess’ olan sayfa, bir hafta sonra ‘customshoeess’, daha sonraki hafta ‘d.a.r.k.s.h.o.e.s’ ismini alabiliyor. Daha sonra ise bi’ bakmışsınız ‘darkshoess’ iki gün sonra da ‘gradeshoess’ olmuş, şimdilerde ise isim ‘SporStep’ olmuş. Bu sayfa, 9 Mayıs ile 4 Ocak arasında 19 kez ismini değiştirmiş. Dolayısıyla hangi isimli sayfadan ürün aldığınızı unutmanız mümkün. Ürünü satın almadan önce değişim ve iade yapılabileceği belirtilirken, sonrasında istediğiniz ürünün gelmediğini belirtip değişim isteğiyle yazdığınız mesaj, öylece mesaj kutunuzda kala kalıyor. Tık yok.


En başta da bilinçli bir tüketici olarak, hak arama yollarını takip etmek gerekiyor. Tüketici Hakem Heyetleri, bu hak arama gerekliliğinde başvurulacak ilk nokta.


Bu arada geçen yılki Tüketici Hakem Heyetleri’ne başvurularda ayakkabı birinciymiş. Ticaret Bakanlığı verilerine göre toplam 545 bin 237 başvurunun yaklaşık 71 bini, ayakkabı konusundaymış. Ayakkabıyı; 62 bin 110 ile cep telefonu, 41 bin 707 ile kredi tahsis ücreti (dosya masrafı), 31 bin 547 ile kredi kartı üyelik ücreti, 25 bin 157 ile internet abonelikleri uyuşmazlıkları izlemiş.




Hayaller ve gerçekler... Kargo kutusundan çıkan ve siz şoka sokan ayakkabılar, bunlar gibi olabilir. İplerini taksanız da sonuç ortada.


Fatura ya da fişinize sahip çıkın

Ayıplı mal ve hizmetlerle karşılaşan tüketicinin ilk yapması gereken hakem heyetlerine başvurmak. Geçen yıl alınan kararların yüzde 61’i, tüketici lehine sonuçlanmış. Tabii elinizde satın aldığınız ürünün ödemesini yaptığınıza dair bir belgeniz varsa. Ya bu ödeme belgeniz yoksa?.. Çünkü ürünü kapıya getiren kargo şirketi, kapalı zarf içindeki ürünü açıp içine bakmadan ödeme yapmak istemediğinizi söylediğinizde; “Ama abla kapıdan ödemelerde hep böyle oluyor. Siz ödemenizi yapın. Sonra içine bakarsınız, faturası içindedir” diye diretince, kargocunun sözüyle ödeme yapıp imzayı atıp kapıyı kapatıp, size gönderilmiş gri kargo ambalajlı kutu ile baş başa kalabilirsiniz.


İşte o an, içinizdeki “nihayet geldi” sevincinin, “ama ben bunu istememiştim ki” hüsranına dönüşmesinden az önceki an olabilir.


Yazışmaları saklayın

Paketi açıp içinde; Instagram’da mesajlaşarak sipariş ettiğiniz ürünle uzaktan yakından alakası olmayan renk, model ve kalitede; tek ayakkabı fiyatına iki ayakkabı ile karşılaştığınızda, ağlayacak gibi olabilirsiniz. Çünkü elinizdeki tek belge, size gönderilen kutunun üzerindeki gönderici etiketi ve üzerinde yazan bilgiler oluyor. Bu arada aklınızdan, nasıl olsa hangi modeli sipariş ettiğimi belirttiğimiz yazışmalar var, diye geçiyor. Fakat fazla sevinmeyin çünkü çocuğunuz, gelen ayakkabılar istediği gibi olmadığından ve moralini daha fazla bozmasını istemediği için o yazışmaları silmiş olabilir. Böylece siz, elinizdeki kâğıt gibi derisi olan cart yeşil renkli 2 spor ayakkabı ile kalakalırsınız.




Instagram sayfasında satın aldığınızı sandığınız ayakkabılar bunlar olabilir.


15 günü geçirmeyin

Sorun etmeyin. Oluyor böyle şeyler... En yakın tüketici şikâyet birimine gidin. Fakat kargo geldikten 15 gün içinde itirazda bulunmanız gerekiyor. 15 günü geçerse, başvuru kabul edilmiyor. Bu arada bu heyetler; tüketici ile satıcı arasında oluşan uyuşmazlıklara çözüm bulma amacıyla kurulan ve illerde Ticaret İl Müdürlüğü, ilçelerde ise Kaymakamlıklar tarafından belirlenen karar merciileri. Sanıyorsunuz ki; buradan hemen Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabileceksiniz.


Hayır. Elinizde ürüne karşılık ödeme yaptığınıza dair bir belgeniz ve sipariş yazışmalarınız yoksa, doğal olarak Hakem Heyetine başvuramıyorsunuz.


Bu durumda Cumhuriyet Başsavcılığına başvurup söz konusu ürünü satan şirkete dava açmanız gerekiyormuş. Dava için gerekli dosya ve noter ücreti 100 TL’yi buluyormuş. Yani ayakkabılara ödediğiniz miktarın yarısı. O davanın sonuçlanması ise neredeyse iki yılmış. Karar sizin. Ya başkaları benim gibi zarar görmesin deyip, dava açma yoluna gidiyorsunuz ya da “Amaan uğraşılmaz bunlarla” deyip, dokunmadığım, ayağıma giymediğim ayakkabıyı almam, diyerek yolunuza devam ediyorsunuz.


Nihayetinde; böyle bir tecrübe ile öğrenilenleri alt alta sıralayınca, şu maddeler ortaya çıkıyor:


Bazı firmalar, içi görünen ‘şeffaf kargo’ ile gönderiyor ürünlerini. Belki bu firmaları tercih etmek, en iyisi. Sipariş sırasında şeffaf ambalajı mutlaka sorun, Ürün teslimatlarını mümkünse şeffaf ambalajlı olmasını talep edin. Kargo yetkilisi, paketi kapıya getirdiğinde hem ürünü hem faturayı görün. İçinize sinmeyen bir durum varsa, kapıdan ödemeye yapmayın.


Eğer kapıdan kargo yetkilisine ödeme yapmak zorunda kalırsanız, bu ödemeyi ispatlayacak bir şey yapın. Kapalı kutu içinde fiş, fatura görünmüyorsa, kargo yetkilisinin kapıda size imza attırdığı metnin fotoğrafını çekip saklayın. Nasıl olsa kargo kutusunun içindedir demeyip temkinli olmak gerekiyor.


Hatta ödeme yapmadan önce, sipariş aşamasındayken sipariş yazışmalarının ekran görüntüsünü alıp saklamak iyi bir fikir. Çünkü sonrasında neredeyse haftada bir ismini değiştiren firma ile hangi isimle yazıştığınızı ancak böyle ispatlayabilirsiniz. Hoş, o isim daha sonra ortada kalmıyor, devamlı yeni isimlerle satışa devam ediyor sosyal medyadaki o hesap. Fakat en azından gerçekten o hesap ile aranızda böyle bir yazışma geçtiğini bu kayıtlarla ortaya koyabiliyorsunuz.


Ayrıca zaten ürünü kapıya getiren kargo şirketinin tutanak tutması gerekiyormuş. Bir kuşku anında, kargo görevlisinin yanında paketin açılması ve içinde fiş veya fatura var mı, istenilen niteliklerde ürün mü diye bakılması, eğer değilse kargo şirketi tarafından tutanak tutulması yerinde olur.


Ürünü örneğin Instagram üzerinden aldıysanız, yine Instagram’da bu tür devamlı adını değiştiren, tüketiciyi yanıltan sayfalar hakkında açılmış ifşa sayfaları var. Oralara başvurun. O sayfaların sıkı takipçisi olun. ‘İfşa dolandırıcı sayfalar’ takipçilerinin yoğun baskısıyla dize gelen hileli ürün satan firmalar ve bu firmalardan parasını kurtaran tüketiciler oluyormuş.


Eğer, görüşme kayıtlarınız bi’ şekilde ortadan kaybolduysa o durumda da Türk Telekom’dan bu görüşme kayıtlarını istemeniz mümkünmüş.


Son olarak da örneğin Instagram üzerinde satın aldığıysanız ürünü, o sayfayı Instagram’a şikâyet edebilirsiniz. Bunun için de Instagram ‘ayarlar’a girip, ‘sorun bildir’ ve ‘yardım merkezi’ne tıklamak yeterliymiş.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.