1990’da dönemin belediye başkanı Nurettin Sözen’in kurduğu, 19 branşta 36 bin 503 lisanslı sporcusu ve 136 takımı ile dünyanın en büyük spor kulübü olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü (İstanbul BBSK), kadın atletizm takımı kurdu.
Atletizm branşında erkek takımları, kros ligi ve yarı maratonda 23 kez Türkiye Şampiyonu, 4 kez Türkiye ikincisi, 1 kez de Türkiye üçüncüsü oldu. Takımın, Avrupa Kulüpler Kupası Şampiyonluğu ve bir de ikinciliği var. 2019 yerel seçimlerinin ardından, 14 Eylül 2019’da İstanbul BBSK olağanüstü genel kurulu yapıldı ve yeni yönetim kurulu göreve geldi. Sporcu geçmişi nedeniyle de Atletizm Şube Sorumlusu olarak Şirin Mine Kılıç görevlendirildi. Kılıç, “Yönetim olarak aldığımız ilk kararlardan biri 30 yıllık kulüp tarihinde olmayan Kadın Atletizm Takımını kurmak oldu” diyor.
İstanbul BBSK Başkan Vekili ve Atletizm Şube Sorumlusu Şirin Mine Kılıç, sorularımı şöyle yanıtladı:
30 yıl önce kurulan İBB Spor Kulübü bünyesinde kurulan Kadın Atletizm Takımı’nın bir misyonu var mı? Hedefiniz nedir?
Misyonumuzu, fair play ruhu ile sporu tabana yayarak, örnek ve başarılı sporcular yetiştirmek olarak belirledik. Bunu yaparken, fırsat eşitliğini, cinsiyet eşitliğini, adaleti, yetenekleri keşfetmeyi, kaynaklarımızı en iyi şekilde kullanmayı gözeteceğimizi taahhüt ettik. Türkiye’nin önde gelen antrenörlerinden ve kadın atletizminin gelişmesinde büyük payı olan Aytaç Özbakır’dan danışmanlık aldık. 1 Kasım 2019’da Büyük Kadınlar Kros Takımı’nı kurarak bir ilke imza atmış olduk.
(Soldan sağa) Yayla Kılıç, Nuran Satılmış, Demet Dinç, Fatma Demir, Büşra Nur Koku, Sabriye Güzelyurt.
Okullarda yetenek taraması yapılacak
Şu an kaç kadın sporcu var? Bu sporcular size ne şekilde geldi?
Şu anda lisanslı 13 kadın sporcumuz var. Altyapımızda ise 42 kadın sporcumuz bulunuyor. Sporcularımızı deneyimli antrenörlerimizin yaptığı görüşmeler sonucunda kulübümüze kazandırdık. Antrenörlerimiz, sporcuların son bir yıl içinde sergiledikleri performansı değerlendirerek bu görüşmeleri yaptılar. Altyapıdaki sporcularımızı ise okullarda yetenek taramaları yaparak seçiyoruz. Yılın ilk yarısında “Spora Yönlendirme Projesi” başlatacağız. 10 ilçeden başlayarak okullarda sistemli şekilde yetenek taraması yapacağız. Yılsonuna kadar İstanbul’un tüm ilçelerini taramayı planlıyoruz. Bu taramalarda kız ve erkek çocuklarını birlikte değerlendireceğiz. İstanbul Türkiye’nin en büyük yetenek havuzu. Bu havuzdan, geleceğin Avrupa, Dünya ve olimpiyat şampiyonlarını yetiştireceğimize inanıyoruz.
Yeni kadın atletlere ihtiyaç var mı? Varsa seçme mi olacak? Olacaksa ne zaman?
Yeni kurulduğumuz için şu anda atletizm liglerinde yalnızca Büyük Kadınlar kategorisinde yarışıyoruz. Altyapımızı büyütmek amacıyla okullarda yetenek taramalarımız devam ediyor. 2021’de, Büyük Kadınların yanı sıra, Gençler, Yıldızlar ve 16 yaş altı liglerinde de yarışacağız. Kadın atlet sayımız 110’a ulaşacak. Altyapımızda da 90 kadın olacak. Toplamda 200 kişilik bir ekip olacağız. Atletizmin tüm branşlarında kadın ve erkek sporcularımızla yer alacağız.
Nuran Satılmış, Şirin Mine Kılıç, Büşra Nur Koku, Turkcell Kros Ligi 1. Kademe yarışlarında kazanılan ikincilik kupası ile.
‘4,4 milyon lisanslı sporcunun yalnızca yüzde 33’ü kadın’
Yıllardır koşan bir atlet olarak atletizm sporu ve kadın konusunda neler söylemek istersiniz?
Spora katılım, temel insan hakları arasında yer alıyor. Ancak, sporun her düzeyinde ve her konumunda, hakların kullanımında, kaynaklara ulaşmada, uygun programlara erişebilmede, kariyer yapabilmede kadının aleyhine eşitsizlikler yaşanıyor. Sporda toplumsal cinsiyet eşitliği, tüm bireylerin cinsiyetleri, cinsel kimlik ve yönelimleri nedeniyle eşit hak, fırsat ve olanaklara sahip olmaları anlamına geliyor. Spor alanındaki uluslararası sözleşmelerde ifade edildiği gibi, bütün kadınlar ve kız çocukları, toplumsal, ekonomik ve kültürel geçmişleri ve koşulları fark etmeksizin, spor ile ilgili her türlü alana erkeklerle eşit düzeyde katılma ve eşit muamele görme hakkına sahipler. Gençlik ve Spor Bakanlığı 2017 verilerine göre, Türkiye’de “lisanslı” sporcu sayısı 4,4 milyon kişi (futbol hariç). Bu rakamlar içinde kadınların durumuna baktığımızda durum “eşitlik”ten oldukça uzak. 4,4 milyon lisanslı sporcunun yalnızca yüzde 33’ü kadın. Futbolda her 100 erkek futbolcuya karşılık 1 kadın futbolcu var. 57 federasyona ait (futbol hariç) lisanslı sporcu verilerine ayrı ayrı baktığımızda, yalnızca 5 tanesinde kadın oranı daha fazla. Bunlar, jimnastik, voleybol, dans sporları, halk oyunları ve buz pateni. Kadınların en az yer aldığı spor dalları ise otomobil sporları, bilardo, geleneksel spor dalları ve güreş. Bu durumun en önemli nedeni toplumsal cinsiyet rolleri ve erkek egemen sistem elbette. Meslekler gibi spor branşları da cinsiyetlere göre “uygun” görülüyor. Örneğin, Türkiye’de futbol “erkeklikle” tarif edilen bir spor dalı… Yerel yönetimler tarafından açılan futbol komplekslerine kız çocuklarının gitmesi teşvik edilmiyor. Futbol maçlarında ve antrenmanlarda yaşanan sözlü ve fiziki şiddet kadınları korkutuyor. Sporda ayrımcılığı önlemek için başta futbol olmak üzere, her spor dalında kadın sayısını arttırmak bir “politika” ve öncelik olmalı. Atletizme baktığımızda, Türkiye’de, atletizmdeki lisanslı kadın sporcuların oranı yüzde 37. Lisanslı faal sporcularda ise oran yüzde 40. 2007-2017 arasındaki dönemde faal kadın sporcu sayısı 4 kat artmış. Toplumsal cinsiyet rollerinin yarattığı baskıdan kurtulsak, kadın erkek sporcu sayıları eşitlenecektir. Bunun en kolay yolu ise okul öncesinden başlayarak “herkese” toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin verilmesi, bu konuda farkındalık kampanyaları yapılması. Sivil toplum kuruluşları bu konuda çalışmalar yapsa da yeterli olmuyor. Kitlelere yayılması için siyasi irade gerekiyor.
İBB Spor Kulübü Başkan Vekili ve Atletizm Şube Sorumlusu Şirin Mine Kılıç, kulüp tarihinde ilk kez kurulan kadın atletizm takımının Büyük Kadınlarda yarışacak sporcuları ile.
Sporun her alanında cinsiyet eşitliğini gözleyecekler
Ayrıca eklemek istedikleriniz var mı?
25 Temmuz – 9 Ağustos 2020 arasında Tokyo’da Olimpiyat Oyunları düzenlenecek. Modern sporun başlangıcı kabul edilen Olimpiyatların felsefesi (Olimpizm), modern sporda demokrasi anlayışının geliştirilmesi ve insan haklarının korunup hayata geçirilmesinde önemli bir referans. Her bireyin, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaksızın, Olimpiyat ruhu içerisinde spor yapma olasılığına sahip olması gerekiyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), tüm düzeylerde, kadınların sporda öne çıkartılmasını teşvik ediyor, destekliyor ve her yapıda kadın erkek eşitliği ilkesinin uygulanmasını istiyor. IOC, Olimpik Ajanda 2020’de, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sporun her alanında hayata geçirilmesini hedefledi. Spora katılım, medyada görünürlük, hakem ve antrenörlük pozisyonları, eğitim imkânlarından yararlanma başta olmak üzere bütün spor kurumlarının ve federasyonların yönetim, kurul ve komisyonlarında cinsiyet kotası uygulanmasını tavsiye ediyor. İstanbul BBSK olarak Türkiye’deki tüm federasyonların genel kurullarında cinsiyet kotasını destekliyoruz ve bunun için neler yapıldığını gözlemleyeceğiz. Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nda yüzde 49 kadın, yüzde 51 erkek sporcu olacak, Paris 2024’te ise kadın-erkek sporcu oranı eşitlenecek. Bu oranı sporun her alanında hedeflememiz ve görmemiz gerekiyor.
Röportaj: Hayriye Mengüç
YORUMLAR