Kıl dönmesi yani Pilonidal Sinüs, Dede Korkut Masalları gibi rivayetlerle dolu bir geçmişe sahip. Kulaktan kulağa yayılan yanlış bilgiler literatürde yer edecek kadar sağlam temellere dayanmaktadır: Komşular…
“Bizim bir komşumuz vardı” cümlesi kadar hipnoz etkisi yaratan bir cümle daha bulunmamıştır. O komşunun hastalığı, iyileşme serüveni ve uyguladığı her teknik baz alınır. İşe yaramazsa o zaman hekime danışılır. İşe yarar mı? Bazı durumlarda evet, ama kıl dönmesinde hayır!
Şimdi gelin kıl dönmesiyle ilgili rivayetlerden en yaygın olanların bir göz atalım:
Kıl dönmesi sadece kuyruk sokumunda meydana gelir!
Aslında bu bilgiye pek rivayet denmez. Çünkü kıl dönmesi vakalarının yüzde 98'i kuyruk sokumunda oluşur. Ancak nadir durumlarda göbek bölgesi ve kasıklarda görüldüğü vakalar da bulunmaktadır. Kadınların acılı serüveni ağda sonrası oluşan, cilt üzerinde içinde tüy bulunan sivilce benzeri oluşumlar kıl batmalarıdır ve bunlar kıl dönmesiyle karıştırabilir. Ancak tamamen farklı oluşumlardır. Biz geneli baz alıp kuyruk sokumunda oluşan kıl dönmesi ağırlıklı yazımıza devam edelim.
Pilonidal Sinüs erkeklerde görülür!
Bu cümleyi şu şekilde düzeltmek gerekir “Pilonidal sinüs en sık erkeklerde görülür.” Çünkü erkeklerde kıl yoğunluğu kadınlara oranla daha fazladır. Ayrıca kıl yapısının sert olması da kılların cilt altına geçişini kolaylaştırır. Ancak kadınlarda kıl yapısı erkeklerdeki kadar sert olmasa da cilt yapısı daha narin olduğu için kuyruk sokumunda biriken saç teli, tüyler cilt altına geçerek kıl dönmesini oluşturabilir.
Kıl dönmesi 30 yaşına kadar görülür!
Siz tabii ki 29 yaşındasınız. Ben komşunuzdan bahsediyorum! Kıl dönmesi her yaşta görülebilir. Ancak 30 yaşından sonra daha nadir görülür. Çünkü 30 yaşına kadar cilt dokusu daha narin ve ince olur bu yüzden kıl dönmesine sık rastlanır. Özellikle ergenlik dönemindeki yoğun hormonal salgıların ciltteki olumsuz etkileri nedeniyle ergenlikte daha sık rastlanır.
Kıl dönmesi sarmaşık gibi yayılabilir!
Rivayete göre cilt altındaki kıllar uzayarak omurilik, sinir uçları, dalak, böbrek ne varsa, hatta beyin sapını dahi sarabilirmiş. Şimdi size kıl dönmesinin oluşumundan bahsedeyim ve bu korkunç senaryoyu hep birlikte kafamızdan atalım.
Kıl dönmesi kuyruk sokumuna düşen kıl, tüy, saç teli vb. yabancı cisimleri ufak sürtünmelerin etkisiyle cilt altına geçerek burada birikmesidir. Zamanla biriken yabancı cisimler vücudun savunma mekanizması tarafından algılanır. Bu mekanizma yabancı cisimleri yok etmek için bunların etrafını kistik bir keseyle sarar ve bu kese içindeki kıl yumağını eritmek için sıvılar salgılamaya başlar. Kıl yumağını eritemeyeceği için bu sıvılar deforme olan keseden dışarı çıkarak, kuyruk sokumunda şişlik, ağrı, iltihaplı akıntılar oluşturabilir. Bu durumun tamamına kıl dönmesi pilonidal sinüs adı verilir.
Sonuç itibariyle hastalığı oluşturan kıllar dışarıdan girdiği için köksüz olurlar. Bu yüzden içerde uzayıp organlarınızı saramaz. Ayrıca etrafı keseyle kaplandığı içinde farklı yerlerde oluşma imkânı yoktur. Şimdi derin bir nefes alabilirsiniz.
Kıl dönmesi bitkisel kürlerle veya medikal tedaviyle geçebilir!
Bu aşamada haberler pekiyi değil: Kıl dönmesinin hiçbir şekilde ilaç ya da bitkisel tedavisi bulunmuyor. Cilt altında oluşan kesenin mutlaka operasyonla çıkarılması gerekmektedir. Aksi halde denediğiniz tüm yöntemler zaman kaybı olacaktır.
Ancak kötünün iyisi gelişmeler de mevcut. Kıl dönmesi ameliyatlarında kullanılan klasik cerrahi yöntemler artık yerini daha modern, daha konforlu tekniklere bırakıyor. Kullanılan ameliyatsız kıl dönmesi tedavileri sayesinde aynı gün içinde hem muayene hem de müdahale olabiliyorsunuz. işlem lokal anestezi altında sadece 1-2 cm lik kesiden yapılıyor ve aynı gün normal yaşamınıza dönme imkânı sunuyor.
Bu yüzden internette gördüğünüz “kıl dönmesine kesin çözüm” adı altında birçok yanlış bilgiyle vakit kaybetmeyin. Mutlaka uzman hekim eşliğinde tedavinize başlayarak, bu problemden kolayca kurtulun!
Yazı: Op. Dr. Yasir Gözü
YORUMLAR