Bu başlık biraz itici gelebilir ama deneyimleyenler çok hafif kaldığını iyi bilirler. Özel çocukların hayata tutunabilmeleri ve yaşama geçebilmeleri için eğitim almak zorunda olduğu merkezlerin tıpkı bir okul binası gibi olması gerekmez mi? Gidebildikleri tek eğitim alanının her şeyden önce "sevimli ve motive edici" olması gerektiğini düşünüyorum. Down sendromlulardan tutun da otizme kadar bu hayata özel yeteneklerle gelmiş çocukların birçoğu bedensel olarak tek başlarına hareket etme kapasitesine sahip değil. Ve gördüğüm, gittiğim, araştırdığım çoğu özel eğitim merkezleri ya bir iş hanının içinde ya da kendisi iş hanı-vari bir bina. Sebep? Çocuklar daha da eziyet çeksin diye mi? Aileler her defasında daha da umutsuzluğa kapılsın diye mi? Çok mu zordur bu çocuklarımıza sahip çıkmak?
Binaların geneli içler acısı durumda. Arada özenle fark yaratmaya çalışan tek tük merkezler var. Geçenlerde tanıştığım bir mimar, İzmir'de kurulan özel eğitim merkezinin yapımında görev almış. Fotoğrafları gösterdiğinde "işte budur" diyorsunuz. Tabii ki merkezin kurucusu otizmli bir çocuğun annesi, en sonunda kaostan çıldırıp çocuğuna yurtdışındaki özel bir sistemle eğitim aldırmış, ardından da o okulu açma kararı almış. Aylarca otizm ve down sendromu başta olmak üzere tüm bu sendromlarla ilgili ekipçe araştırma yapmışlar. Otizmde çok sık görülen duyuların hassasiyetinde çocukların bir yerlerin içine girme ihtiyacını gidermeleri için mobilyaların içine boşluklar tasarlamışlar. Artması gereken örnekler de bu olmalı. Çocuklar eğitim merkezlerine girdiklerinde kendilerini dünyanın en güzel okuluna gidiyormuş gibi hissetmeliler. Tek başlarına yetebilir olduklarını ancak doğru mimari ve tasarımla anlayabilirler. Hele hele hepsinin duyuları çok ince çizgide belirirken.
Bu merkezlerin hepsi MEB'e bağlı. Siz devletten aldığınız bursla bu merkezlere para vermeseniz bile onlar her ayın başında devletten çocukların eğitim ücretlerini alıyorlar. Yani sorunun iki ucu var: Hem devlet hem de merkezlerin sahipleri. Devletin acil olarak bu çocuklarla ilgili düzenlemeleri resmileştirmesi gerekiyor. Kurallar çok açık ve kesin yaptırımı olmalı. Merkezlerin ne kadar "ticarethane" olsalar da çok özel bir iş yaptıklarının hassasiyetinden hiç ayrılmamaları gerekiyor. "Bizden şu dersi alıyorsunuz ama şunu da almanız gerekiyor" diye çocuğun hiç ihtiyacı olmadığı bir dersi sırf aylık bilançoları tuttursunlar diye kandırmamalılar. Bu iş çok zor ve çok özveri gerektiren bir iş. Ama düzgün yapıldığında da hayata kazandırılacak özel yeteneklerin keyfi var.
Binaların içi umutsuzluk dolu, çaresizlik dolu... Çocukların alabildikleri tek pozitif şey eğitmenlerinin güler yüzü ve sevgisi. O da doğru eğitmene denk gelirse...
Kötü değil, doğru eğitmen diyorum üstüne basarak. Özel çocukların her bir kategorisinde her çocuk birbirinden farklı. Ve onlara ezbere, basmakalıp eğitim verirseniz sonuç hayata geçemeyen, engelli birey olarak size geri dönüyor. Çocuğu çok iyi analiz etmeli terapist. Ondan aldığı cevaplar üzerine eğitime yön vermeli. "Bu ayda konumuz bu, bu konuyu çalışacağız" durumu bu çocuklara sökmüyor. Onlar konuşmadan bir şeyler anlatıyorlar, o anlattıklarının içinde gizli çıkış kapısı.
Eğitim her şeyse -ki aslında her konuda böyle, atılması gereken ilk ve tek adım eğitim merkezlerinin doğru düzenlemesi. Taşlar ancak böyle yerine oturmaya başlayabilir.
Rumuz: Yeni başlayanlar için otizm
YORUMLAR