Sevgili Nilüfer benim twitter arkadaşım! O nasıl arkadaşlık demeyin, birbirimizi hiç yüz yüze tanımasak, görmesek de çokça “an”lar paylaştığınız bir yer sosyal medya. Elbette herkes için anlamlı “an”lar içeriyor diyemem, ama kesinlikle bunu yakalayabildiğiniz, gerçekten, samimiyetle “an”ları paylaştığınız arkadaşlarınız da oluyor. Belki sosyal medya olmasa yolumuzun hiç kesişmeyeceği Niüfer’i bu vesileyle tanımaktan, sohbetinden ve paylaşımlarından çok keyif aldım. Sadece internet girişimcileri değil her alandaki girişimci annelere, başarılı, dolu dolu bir örnek. Ben cevaplarından çokça feyz aldım ve en kısa zamanda kahve içerek daha da yakından tanıyacağım. Sizlere de keyifli okumalar.. Çok teşekkürler Nilüfer.
Nilüfer merhaba, bize kısaca kendini tanıtır mısın?
Tabi, 47 yaşındayım, Bilgisayar Mühendisliği lisansım, MIS (Management Information Sysytem) lisansüstü eğitimim var. Doktora öncesi resmi eğitimimi bıraktım. 5 yaşında ilkokula başlayınca sıkıldım galiba. İlk işim, Türkpetrol Holding’deydi, benim için gerçekten muhteşem bir okuldu, 7 yıl orada çalıştım. Aşık olunca, sevgilimin peşine, onun mecburi hizmet yaptığı Bursa’ya gittim, Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde öğretim görevlisi oldum ve Yönetim Danışmanlığına başladım. 2,5 yıl sonra tekrar İstanbul’a döndük, Bir ara Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nde bitirme projeleri yönettim, sonrasında sadece Yönetim Danışmanı olarak çalıştım, 20 yıl olmuş. 100 kusur firmaya danışmanlık yaptım, halen de yapıyorum. CMC’yim yani akreditasyonu olan Uluslararası Yönetim Danışmanıyım. Bu arada, bir kızımız oldu, o da 17 yaşında. Eşim KBB uzmanı, onunla beraber 1996 yılında Bağdat Caddesi’nde DUYU KBB Merkezi’ni kurduk, hala Bağdat Caddesi’nde hizmet vermeye devam ediyoruz. 5 yıl önce yeni bir konuda çalışmaya başladım, iş hayatında kazandığım tecrübeleri gençlere aktarmaya karar verdim. 16-36 yaş arasında, onların lise, üniversite, master, iş seçimlerinde destek oluyorum. Bu iş için bir envanter çalışmam var, neleri yapmaktan keyif aldıklarını birlikte buluyoruz. Ayrıca, Amerika, Almanya, Türkiye’deki üniversiteleri sürekli geziyorum ve oradaki çalışanlarla/öğrencilerle iletişim içinde oluyorum, bu bilgileri de sonra, ihtiyacı olan gençlere ve ailelerine aktarıyorum. Dünya Bankası’nın Girişimcilik Fonu Yönetiminde de danışmanlık yaptım, genç girişimcilere Dünya Bankası Eğitimlerini verdim.
Kimlere hangi konularda danışmanlık yapıyorsun?
Üç ayrı konuda danışmanlık veriyorum.
İlki şirketlere verdiğim Yönetim Danışmanlığı ;
Çok sayıda şirkete organizasyon, strateji, insan kaynakları, iş süreçleri, ERP sistemleri konusunda danışmanlık yaptım, yapıyorum. Genelde büyük şirketler ile çalışıyoruz. Bir kaç isim vermek gerekirse; OYAK, Sabancı, STFA, Çalık, Böhler, Esas Holding…
İkinci danışmanlık konum ; yukarıda ayrıntısını verdiğim, gençlerin iş hayatına hazırlanmasında destek olacak birebir, meslek danışmanlığı, bu danışmanlığın içinde kendini tanıma, eğilimlerinin farkında olma, okul, meslek ve iş seçimleri var. 2000 kusur gence danışmanlık verdim bugüne kadar.
Üçüncü danışmanlık konum:
Eşim ile ortak olduğum, DUYU KBB Merkezi. Orada da her konuda danışman olarak çalışıyorum.
Kızın olduktan sonra bir girişimci anne olarak iş ve ev hayatını nasıl dengeledin?
İlk hamile kaldığımda, işlerimizi yeni kurmuştuk ve açıkçası panik oldum. Bir bebekle bu işler nasıl olacak diye. O panikle, ofisin bir odasını bebek odası olarak döşedim, hayalim de; yardımcı ile bebek o odada oturacak/yaşayacak ben de ofiste çalışacaktım. Oda şahane oldu ama galiba sadece 5-6 gün kullanıldı. Çünkü ya ben ofis dışında müşterideydim, ya da ofisteyim ama çok iş var, bebek ağlarsa ben ilgilenirim bırakamam aman gelmeyin dedim. Aslı, 13 yaşında olana kadar gündüzlü, haftada 5 gün yardımcım vardı, acil durumlarda annem destek oldu, sağolsun. Geceler hep uykusuzdu malesef, yıllarca gözlerimin altı sarı/mor gezdim. O günlerden en büyük içimde kalan; bazen ofis penceresinden Bağdat Caddesi’ne bakardım (hele ki bahar aylarında) sanki herkes, bebek araması ittiriyormuş gibi gelirdi bana ve çok özenirdim, iş bitsin hemen ben de Aslı’yı arabasına atıp caddede gezeceğim derdim ama bir türlü o zamanı ayarlamazdım, özendiğimle kalırdım. Eve geldikten sonra tüm zamanımı çocuğuma ayırmaya çalıştım hep, mümkünse de hafta sonu çalışmadım. Bir de kızımın ilkokulunda Cuma akşamüstü ritueli vardı, mümkün olduğu kadar ona uymaya çalıştım. Cuma günleri 16:30 da okul bittikten sonra, okul çıkışı anneler ve çocukları ile bir aktivite yapılıyordu, her cuma 16:30 da işi bırakmaya gayret ettim (telefonlar hariç tabi) Moral olarak bu durum, ikimize de çok iyi geliyordu. Çok zor zamanlar oldu elbet, ama hepsi geçiyor. Çalıştığım için pişman değilim sadece Aslı, 17 günlükken işe başladığım için pişmanım, o süreyi biraz daha uzatmak gerekirmiş.
Girişimci gençleri destekleyen bir profesyonel olarak girişimci annelere önerilerin neler?
Planlamaları ve öngörülerini doğru yapsınlar, gereksiz maddi ve manevi risk almasınlar. Ne çok büyük hayalleri olsun, ne de kendilerini gereksiz küçük görmesinler. Akan suya, akışa önem versinler. Girişimcilikte, 3 altın değer var bence 1-Dürüstlük 2- Samimiyet 3- Şans. Bunu 3 değeri de destekleyen network (çevre) olmazsa olmaz tabi ki. Bir de ben, ısrarcılığı sevmem, olmayan/gitmeyen bir işi sürdürmek yerine değiştirmek bana daha doğru gelir. Herkesin önsezileri çok önemlidir, kimse önsezisini hafife almasın, önsezilerini dinlesin. En son olarak da anneyseniz, çocuğunuz her işten değerlidir. İşiniz, çocuğunuzun önüne geçtiğinde, çocuğunuz, bundan zarar görüyorsa, durun. Ama bilin ki her zaman zarar görmüyorlar, bunu ayırabilin.
Bundan sonrası için hayallerin neler? Planların, hedeflerin, yeni projelerin var mı?
19 Eylül 2014’den önce sorsaydın, bu soruya biraz daha farklı cevap verirdim herhalde. 19 Eylül’de ana beyin damarımda bir anevrizma yani baloncuk tespit edildi ve 18 Ekim 2014 de çok ciddi bir operasyon geçirdim. Sonrasında yoğun bakımda kaldım. Çok şanslıydım, şimdi çok şükür gayet iyiyim ve normalim. Böyle ciddi bir aşamadan geçince gelecek için hayal kurmak, planlar hedefler koymak biraz zorlaşıyor. Tabi ki en büyük hayalim, sevdiklerimle beraber sağlıklı bir yaşamımızın olması. Sosyal ve kalıcı çalışmalar daha önem kazandı. Gençler ile iyi ki çalışmaya başlamışım diyorum. Bu iş bana manevi olarak çok büyük bir keyif veriyor. Şimdiki yolum, gençler üzerine daha çok eğilmek ve gücüm yettikçe onlara tecrübe aktarmak. Bu işi daha geliştirmek, daha çok sayıda gence ulaşmak için yeni düşüncelerim var. Tabi bir yandan da yönetim danışmanlığı işlerim de devam ediyor ama eskisi kadar tempolu olmayacak herhalde.
Bir genç kız annesi olarak, kızın için hayallerin var mı? Nasıl bir işe sahip olmasını, anne olduktan sonra nasıl bir işi olmasını istersin?
O işlere anneler karar veremiyor tabi ki. Sadece, onun kendisini tanımasına destek olabiliyor ve önündeki fırsatları, imkanları gösterebiliyorum. En büyük hayalim, sağlıklı ve mutlu olması. Zaten tüm gençlerin mutlu olması için gayret gösteriyorum şu sıralar. Önümüzdeki yıl üniversite seçimi var. Onu mutlu kılacak işleri yapmasını sağlayacak okullarda/bölümlerde okumasını diliyorum. “En mutlu olduğun iş, en başarılı olduğun iştir” bunun için de keyifle okuyacağın okullarda oku diyebiliyorum sadece.
Röportaj: Perihan Gürer
YORUMLAR