Hayat ne garip değil mi? Her gün yeni bir şeyler öğrettiğiyle kalmıyor sadece büyük lokmalar yedirttiyor insana. Yapmam diyorsun mesele bir şeyleri. Derken hayat sana bir nanik yapıyor oradan. Hop diyor hemşehrim, gelmeden bir şeyler hakkında peşin hüküm verme. Yapma bunu, ne kendini kandır ne benimle dalga geç. Eskiler tamamen farklı deneyim. Onlar başka. Her defasında farklı kırılsan da, kanatların kırpılsa da onlar bambaşka amaçlara hizmet etmek içindi. Kanatların kırpıldı ki, daha gür ve güzel çıksın diyeydi. Kırılmalar ise öğrenmen için, büyümen içindi. Herkes aynı değil! Yaşadığın her şey aynı değil. Herkesin aynı olmadığı gibi sen de aynı değilsin ki aynı. Dünkü sen değilsin bugün. Yok öyle hayatta bir daha birisine güvenmem demek. Bak hayat benim ve önüne bir çok şey çıkaracağım. Sen yaşamaya çalış sadece. Gönlünce. Elalemi düşünmeden. Onlar 15 dakika konuşurlar seni, ama sensin eğrisini, doğrusunu, güzelliklerini, zorluklarını yaşayacak olan. O yüzden kendine odaklan diyor hayat. Sev kendini her şeyden önce. Başkalarından bekleme o sevgiyi. İlk önce kendin kendini sev.
Benim yaptığım en büyük hatalardan biriydi o. İhtiyacım olan sevgiyi başkalarından beklemek. Sonra toparlandım. Sevgili hayattan öğrendiğim en güzel derslerden biriydi bu. Artık yaptığım makyajı ya da saçımın şeklini rengini, arada yakmayı sevdiğim kınaları, ayakkabımın uyumsuzluğunu kendim için seçiyorum.
Güvenmeyeceğim diyorsun kimseye artık. Ama o da öyle olmuyor. Birden birisi çıkıyor karşına, tüm tabularını yıkıyor senin. Ama bu sefer farklı güveniyorsun. Eski gözyaşlarınla berabersin. Tam olarak ne kadar güveneceksin ya da neye güveneceksin? Bu sorunun cevabı sende. Beklentilerinde. Beklentilerdir insanın gözyaşlarını akıtıp, kalbine bir yara açan. Beklentisiz geliyorsun artık. Onsuz da olabilecekken onunla paylaşmayı seçiyorsun zamanını, yaralarını, mutluluğunu, gözyaşlarını. Onun da sana aynı şekilde ihtiyacı yokken seninle olmayı seçtiğini görüyorsun. Hayatta olmaz dediğin bir şey daha oluveriyor böylece.
Kırılıveriyorsun inadının, çok bilmişliğinin tam ortasından. Başkaları senin güçlülüğünden bahsededurur ama sen bilirsin içindeki naifi. Anlatmazsın da kimselere o naif seni. Böyle inadının kırıldığını, hayatla iki ozan gibi atışmayı bırakıp yanyana yürümeye başladığını görenler de şaşırır o yüzden. Adın "değişmiş"e çıkar. Çıkarsa da çıksın. Hayatla el ele yürümeye bak. Kırıl, ağla, bağır, ağız dolusu kahkaha at, dans et, aşık ol, sev, otu sev, çocuğu sev, güneşi sev, ama ilk önce kendini sev.
Herkes gider kendinle ve hayatla kalırsın baş başa. İyi geçinmeye bak.
Sizin uyumunuz önemli ve asıl olan.
YORUMLAR