Duyguların farkında olmak, psikolojik olarak iyi olma halimiz üzerinde etkili bir başlangıç. Yeni yayınlanan bir kitap, duyguların farkında olma konusunda toplumun ve ailelerin erkek çocuklara yeterince yönelmediğine dikkat çekiyor. Duygularına ve sosyal bağlantılarına değer vermeyi öğrenemeyen çocuk ise inciniyor ve öfke duymaya başlıyor. Öfke biriktirmeye başlayan çocuk, kendi duygularını görmezden gelmeyi öğrendikçe bunu ileriki yıllarda yakınındaki kişilere de yansıtıyor. Erkek çocukların duygularına ve sosyal bağlantılarına değer vermeyi öğrenmeleri oldukça önemli. Peki, bu konuda onlara nasıl yardımcı olabiliriz?


Empati, başkalarının duygularının farkında olmayı içeriyor. Kendi duygularına yabancı haldeki kişilerin ise başkalarının duygularını görme ve anlama ihtimali azalıyor. Erkek çocukların duygularını yaşamalarına fırsat vermeyen toplumlarda, oğlanların empati geliştirmeleri de zorlaşıyor. Erkek çocuğunun empati geliştirmesi için öncelikle kendi duyguları ile temas etmesi gerekiyor.


Michael Reichert, aile mahkemesine danışmanlık yaptığı yıllar boyunca birçok erkek çocuk ve gençle çalışmış olan bir psikolog. Hırsızlık, kavga etme ve evden kaçma gibi davranışlarda bulunan yüzlerce çocuğu incelemiş. Polis ve okul raporlarını okurken, bu çocukların kaçının son derece üzüntü verici deneyimler yaşadıklarını, ihmale ve istismara uğradıklarını görmüş. Bu çocukların işlediği suçlardan birçoğunun aslında kendine zarar verme ve kendini yok etmeye yönelik davranışlar olduğunu belirlemiş. Yaşanan duygusal zorluklarla başa çıkmak için kendilerini zor duruma düşürecek davranışlarda bulunmanın bu çocuklar için tek seçenek haline geldiğini tespit etmiş. Bundan yola çıkarak çalışmalarını derinleştirmiş ve erkek çocuk yetiştirmekle ilgili önerilerini “How to Raise a Boy: The Power of Connection to Build Good Men” adında bir kitapta toplamış.


Reichert, kitabında erkeklerin kendi duygularını görmezden gelmeleri veya onların üstünü örtmelerine yönelik yetiştirildiklerini söylüyor. Bu durum erkeklerin kendilerini anlamalarının ve başkalarıyla bağlantı kurmalarının önüne geçiyor. Toplumda erkeklerin “gerçek erkek” olmanın kültürel idealine ulaşmaya zorlandığını söylüyor. Duyguları hissetmekten ve savunmasız olma ihtimalinden kaçınmak uzun vadede onları bozguna uğratabiliyor. Erkeklerin bu şekilde sosyal ihtiyaçları görmezden geliniyor ve bu onları daha üzgün, daha öfkeli ve patlamaya hazır hale getiriyor.


Duygularına temas etmeyen erkek çocuklar

Mevcut kültürel tartışmaların çoğu, toplumda kadınların ve kız çocuklarının çektiği acıları ele alırken, kaynağı irdelemek de gerekli hale geldi. Psikolog Reichert’ın kitabı, duygularıyla bağlantısı kesilmiş erkeklerin de nasıl acı çektiğine dikkat çekiyor. Örneğin, erkek çocukların sosyal ve davranışsal olarak daha az hazırlıklı olarak okul yaşantısına katıldığını söylüyor. Okul yaşamına daha yavaş adapte olan erkek çocuk için, öğrenme daha zor hale geliyor. Erkekler okulda “yaramazlık” tabir edilen davranışlarda kızlardan daha sert cezalar görüyor ve bu da ileride suça eğilim konusunda onları risk altına sokuyor. Bu tarz erkek çocuklar ve gençler büyüyüp erkek dünyasının klişelerine sıkı sıkıya bağlanmak zorunda kaldıkça, depresyon ve intihara meyilli olmaları ve ilişki sorunları yaşamaları daha olası hale geliyor. Psikolog Rechart’a göre, istatistiksel olarak bakıldığında bu tarz erkekler sosyal olarak kopuk hissediyor, cinsel isteklerinin kontrol edilemez olduğuna inanıyor, sağlık hizmetlerine başvurmada yetersiz kalıyor ve hatta kadınlardan daha genç yaşta ölüyorlar. Eğitim, iş bulma ve sosyal yaşamda uç noktalarda görünüyorlar. Peki, bunu tersine çevirmek için ne yapılabilir? Reichart’a göre bu muhtemelen kolay olmayacak çünkü kabul edilen cinsiyet rolleri üzerinde bir gecede değişiklik yapmak elbette ki mümkün değil.


Erkek çocuk öfkelendiğinde veya buna benzer bir duygu ortaya koyduğunda dikkatini dağıtmanın, görmezden gelmenin veya bilindik tabirle “erkekler ağlamaz” demenin etkileri uzun vadede ortaya çıkıyor. Ağlayan, duygularını belli eden çocuğun, erkekler dünyasında “gerçek erkek” olarak kabul görme ihtimali zedeleniyor. Uyulması gereken sosyal baskıları görmezden gelmek zor, ancak yaptıkları zararı da artık hesaba katmak gerekiyor. Nesiller boyu devam eden erkek çocuk modeli artık yeniden ele alınmayı hak ediyor.



Bir erkek çocuğa nasıl davranmalı?


Hayatınızdaki oğlanın şefkatli ve dengeli bir erkeğe dönüşerek büyümesine yardımcı olmak isteyen bir ebeveyn iseniz Psikolog Reichert’ın size birkaç tavsiyesi var. Verdiği ipuçları, erkeklerin özerklik içinde büyümeleri ve insanlıklarını ön planda tutmalarına yardımcı olurken diğer erkeklerle daha yakın ilişkiler geliştirme yeteneklerine de odaklanıyor. İşte bunlardan bazıları;


Oğlunuzu öncelikle sevgiyle besleyin

Oğlunuzun “sert erkek” olması için annesinin kollarından erkenden koparılmasına gerek yoktur. Erkek çocuklar hazır olduklarında özerkliğe doğru ilerlerler ve sevgiyi onlardan uzak tutmaya çalışmak hata olur. Çocukların beyin gelişimi için de sevgi dolu ilişkilere ihtiyaçları vardır. Fiziksel temas ve etkileşim, yeni beyin bağlantıları geliştirmede faydalıdır. Sevgi dolu bir ebeveynden gelen sıcaklık ve güvenlikten erkek çocukları mahrum etmemek gerekir. Bu, zamanı geldiğinde özerkliğe adım atmasına yardımcı olur.


Onları dinleyin ve ilgi gösterin

Toksik kabul edilebilecek erkeklik kalıplarına uyma baskıları, genç yaştaki erkekler için bile çok güçlüdür. Bu baskılar karşısında güçlü olmalarına yardımcı olmak için, ebeveyn ve öğretmenlerin yardımcı olması gerekir. Çocuğun ihtiyaç duyduğu duygusal bütünlüğü sağlamak, var olan duyguları fark etmek ve onları kabul etmekle başlar. Ebeveyn, öğretmen veya spor eğitmeni gibi kişiler çocuklardan gelen en küçük ifadeyi bile baştan savma değil, ilgili ve özenli bir şekilde dinlemeli, çocuğun ifade edişi esnasında yargılayıcı davranmamalıdır. Bakım veren kişilerin çocuğu dinlemeye hazır olduklarını ortaya koymaları, uzun vadede güven verir ve çocuğun duygularını açmasına fırsat sunar.


Duygularını ifade etmesi konusunda cesaret verin

Erkeklerin de tıpkı kızlar gibi duyguları vardır. Tek fark şudur; onları ifade etmek için cesaretlendirilmezler veya kendilerini güvende hissetmezler. Çocuklar, duygularını gösterdikleri zaman ebeveynlerin ortaya koyacağı tepkiden çekinerek çoğu zaman hiçbir şey yokmuş gibi davranırlar. Ebeveynler, bu engelleri güven inşa ederek ve çocukları üzüntü, öfke gibi zor duygular paylaşırken kendi tepkilerini kontrol ederek aşabilirler. Bir oğlanın öfkesini kişisel olarak almamanız size zor gelebilir. Öfkesini aktarırken bu duyguları kendi endişelerinizle bloke etmemeniz gerekir. Çocuğun tüm duygu repertuarına açık olmak, bu duyguların değerini anlamasına ve onları daha kolay tanımasına yardımcı olur. “Duyguların düşünce ve davranışı nasıl etkilediğine dair bir fikir edinmek, duygusal zekânın belirleyici yeteneğidir.”


Bağımsızlığı yerine özerkliğini teşvik edin

Erkekler çok sık bir şekilde, yetişkinlik hedeflerinin bağımsızlık olduğu mesajını alırlar. Yalnız ve başına buyruk hareket etmenin en ideal hedef olduğu öne sürülür. Fakat erkek çocuğun asıl ihtiyacı olan şey özerkliktir. Kendi ihtiyaçları ve değerleri için başkalarıyla olan ilişkilerinin nasıl yürüteceğini bilmek daha önemli bir hayat becerisidir. Erkek çocuklar bunu öğrenirken onları desteklemek önemlidir. Ancak bu, hayal kırıklığı veya kayıp yaşamalarını önlemek için ilişkilerine müdahale etmek anlamına gelmez. Ebeveyn olarak, yeni ilişkiler kurdukları zaman güvenliklerini gözetmeniz önemlidir ancak onları zorla bağımsızlığa itmek veya tam tersi biçimde, ilişkilerine müdahale etmek doğru olmaz. Ailenin kurallarını belirlerken oğlunuzla çatışma yaşamanız bazen kaçınılmazdır. Ancak bağımsız düşünceyi ifade etmeye teşvik etmeniz, duyguları ifade etmesine izin vermeniz gerilimi azaltmak için yeterli bile olabilir.


Toplumda yerleşik kabullerin değişmesi için uzun zamana ihtiyaç var. Erkek çocuklardan, toplumdaki erkeklik tanımına uymalarını talep ederken onlara baskı kurmamak ailelerin elinde gibi görünüyor. Erkek çocuğun, kendi potansiyelini gerçekleştirmesine yardım etmek için yeni yaklaşımlar ufukta görünüyor.


Derleyen ve çeviren: Senem Tahmaz



Referanslar: Jill Suttie. (2019) “How to raise boys who are in touch with their feelings”. Şuradan alındı: https://greatergood.berkeley.edu/article/item/how_to_raise_boys_who_are_in_touch_with_their_feelings



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.