İnsanlar üzerine günümüze kadar bir çok araştırma yapılıp kitaplar yazılmış ama yine de insan nedir sorusuna tam olarak cevap verilememiştir. İnsan dediğimiz canlı bir organizmadır, tarih boyunca aşağılanmış ve yüceltilmiştir ama kimse ortasını bulamamıştır.
İnsan Allah’ın en muhteşem eseri mi, yoksa yaradılışından beri cennetten kovulan, gözünü kırpmadan kendini şeytana satabilecek canlı mı, düşünen, akıllı bir varlık mı, yoksa ezbere yaşayan, bildiğinden, inandığından şaşmayan sabit fikirli canlı mı? Konuşabilen, düşünebilen bir varlıktır insan. Hayvanlarda düşünür peki onların insanlardan farkı nedir? Hayvanlar içgüdüsel ve imgesel düşünürler, insanlar ise kavramsal düşüncelerini dile getirebilen, gerçekleştirebilen canlılardır, bu yüzden kimse düşünceyi onu ifade eden sözcüklerden ayıramaz insan bunlardan ibarettir çünkü.
İki eli olan, iki ayağı üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, akıl ve düşünme yeteneği olan (bu özellik her insana mahsus değildir) canlı türüne insan denilir. Bir canlının nankör olabilmesi için önce insan olması gerekir. Problemli bir varlıktır insan, dünyadaki tek sorunlu ve zararlı canlıdır. Kendi türüne ve diğer canlı türlerine, dünyaya ve evrene zararı dokunan canlıdır insan. Ekolojik sisteme faydasından çok zararı olan tek canlı türüdür. Tüm evrenin kendisi için yaratıldığına ve üstün olduğuna inanan, diğer varlıkları hiçe sayıp, hepimizin bir olduğunu kabul etmeyen canlıdır insan.
Kendi menfaatleri uğruna tüm canlıları yok sayan, dünyadaki bütün canlılar arasında en zeki yaşam formudur insan. Zekiliği insanoğluna zeka verdiğinden aynı zamanda kötüdür. Yaşamak için öldüren, öldürmek için yenilikler yaratan vahşi bir yaratıktır insan.
Çok karmaşık, aynı zamanda basit canlılarız. Hepimizin içinde sevgi var ama kimimiz yaşantımızla, kimimiz isteyerek sevgiyi bastırıp nefrete dönüştürürüz. Düşüp tekrar ayağa kalkabilen, bazen yenilgiyi kabul eden, bazen nefes almanın tadını hissederken bazen de aldığı her nefese lanet okuyan bir türüz.
Hülya Çakıcı
YORUMLAR