Bugünün anneleri olarak dönüp kendi çocukluğumuza baktığımızda; o zamanlar her şey daha mı kolaydı diye soruyoruz… Biz çocukken her şey çok farklıydı… Biliyorsunuz! Bir nesilde hayat nasıl bu kadar değişti diye analiz etmek zor. Bakın nelerin farklı olduğuna dair küçük bir liste:


Bebek bakıcıları: Eskiden bebek bakıcısına ihtiyaç yok muydu? Çocuklar yetişkinlerle birlikte düğünlere, tatillere, misafirliğe, kısacası yetişkinlerin gittiği her yere giderlerdi. Eğer gelemeyecekleri bir yer varsa o zaman da anneanne, babaanne gibi faktörler devreye girerdi. Ben çocukken tanıdığım kimsenin çocuk bakıcısı yoktu. Şimdi neredeyse herkesin var… Biz mi beceriksizleştik, annelerimiz mi çok yetenekliydi?


Oto koltuğu mu?: Eskiden ailelerin güvenlik önlemi olarak gördüğü çocuklarını arka koltuğa oturtmaktı. Şimdi ise çocuk oto koltuğu kullanmayan ailelere canavar gözüyle bakıyoruz. Bu konuda tartışmaya gerek yok; çocukların trafikteki güvenliği konusunda önceki nesillerden öndeyiz.


Çocuğu eğlendirmek: Çocukları eğlendirmek diye bir kavram biz çocukken yoktu. Çocukların diğer çocuklarla eğlenmesi gerekirdi. Annelerimiz bizimle kaliteli, kalitesiz zaman geçirmek gibi endişelere sahip değillerdi. Zaman bir şekilde geçerdi ve aileden hiçbir yetişkin çocukları eğlendirmesi gerektiğini düşünmezdi.


Sigara: Çocukluk resimlerime baktığımda ortam genelde dumanaltı. Etrafta çocuk var mı, yok mu, sigara dumanı çocuğa zararlı mı, değil mi, diye bir endişe yok. Bu bilginin eksikliği beni hayrete düşürse de arkadaşlarımda da aynı durumun olduğunu görmek içimi rahatlatıyor. O zamanlar çocukları dumanla zehirlemek normalmiş. (Şehirlerarası otobüslerde, uçaklarda bile sigara içildiğini hatırlayın…)


Çocuk sayısı: Biz çocukken kardeşi olmayan çocuk pek yoktu. Ailesinde bir eksiklik ya da ekstra kötü bir tarihçesi olmayan herkes en az iki, çoğunlukla da daha çok kardeşti… Şimdi tek çocuklu aile olmak gayet normal… 2 çocuktan fazlasını düşünene ise deli gözüyle bakıyoruz.


Oyuncaklar, kıyafetler toksik değil: O zamanlar Çin bütün dünyaya oyuncak göndermiyordu herhalde; zaten az olan oyuncakçılarda ya da çocuk kıyafeti satan yerlerdeki ürünler ya şimdiye göre tertemizdi, ya da toksik madde barındırma ihtimalleri üzerine düşünmek akıllara gelmiyordu.


Sanal tehlikeler: İnternet, ben 20’li yaşlarıma yaklaşırken hayatımıza girdi. Çocukken evlerde bilgisayar olduğunu hatırlamıyorum. Kardeşimin basit atarileri vardı; onlarla da sadece oyun oynanır, sosyalleşilemezdi. Dolayısıyla ailelerimizin Facebook’taki sapıklardan bizi korumak ya da kredi kartı bilgilerini bilgisayar korsanlarına kaptırmak gibi dertleri yoktu. O zamanlar tehlike evin dışında olurdu; şimdi oturma odamızda da olabiliyor; hemde biz farkında değilken…


Sokak özgürlüğü: O zaman şehir mi daha sakindi, aileler mi çocuklarına daha çok güveniyorlardı, mahallelerdeki tanışıklık oranı mı daha yüksekti bilmiyorum lakin ben bütün çocukluğumu sokakta oynayarak geçirdim. Mahalle arkadaşlarımla çeşitli top ya da taş oyunları oynar, akşam olduğunda eve gelip hemen sızardık… Şimdi bizim çocuklarımızın ancak bol güvenlikli sitelerde oturuyorlarsa böyle bir özgürlükleri olabiliyor.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.