İnsanlık aptallaşıyor mu? Norveç’te yapılan bir araştırma, bilim dünyasını bu bomba gibi soruyla baş başa bıraktı. Oslo Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Frisch Araştırma Merkezi’nde çalışan Dr. Ole Rogeberg ve Bernt Bratsberg, 1975 sonrasında doğanların IQ’larının gerilediğini tespit etti. Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayımlanan araştırmaya göre, her 10 yılda bir Norveçlilerin zekâsı ortalama 3 puan düşüyor. Kısa bir süre önce İngiltere’den bir grup araştırmacı da benzer sonuçlar bulmuş, IQ skorlarının her 10 yılda bir ortalama 2.5 ila 4.3 puan azaldığını söylemişti. Peki zekâ neden geriliyor? Modern çağla ve teknolojiyle en çok övündüğümüz şu zamanlarda gerçekten aptallaşıyor muyuz? Araştırmayı yapan isimlerden Dr. Rogeberg bu soruları bizler için yanıtladı.


Araştırmayı nasıl yaptınız?

Eskiden Norveç’te askerlik zorunluydu. Ortalama 18 yaşındaki tüm erkekler askerlik şubesine gidiyor ve bazı zorunlu testlere katılıyordu. Biri dil bilgisi, diğeri aritmetik, sonuncusuysa tipik IQ testiydi. Testler 1950’de hazırlandı ve sonra hiç değişmedi. Yani o yıllardan beri herkes aynı testi çözüyor, sadece artık zorunlu değil. Bu da bize çok önemli bir veri kaynağı sağladı. Sonuçları incelediğimizde 1975’te doğanlara kadar, her sene IQ skorlarının yükseldiğini görüyoruz. Bu kişiler 1993 gibi teste katılmış. Bu yıldan sonra IQ seviyesi sürekli düşmeye başlamış. Testlerin ayrı ayrı skorlarının verileri elimizde yok maalesef. Yani hangi konuda daha çok gerileme olduğunu tespit edemedik. Mesela dil ve kelime bilgisindeki düşüşün nedeni tabii ki 1950’lerde kullanılan kelimelerin artık kullanılmaması olabilir. Dil değişiyor. Araştırmamızın sonuçlarını etkileyebilecek bu ve buna benzer pek çok faktör var...



Ama matematik aynı değil mi?

Evet fakat okullarda eskisi kadar çok matematik eğitimi verilmiyor, eğitimin doğası da biraz değişti. Mesela artık daha çok hesap makinesi kullanılıyor. Ben bir zekâ araştırmacısı değilim, ekonomistim, elimizde eşsiz veriler vardı, araştırmayı da bu nedenle yaptık. Zekâ araştırmacılarının bazıları IQ’yu ikiye ayırıyorlar. Biri akışkan zekâ, yani şablonları görebilme ve mantığınızı kullanarak sorunları çözebilme yeteneği. Diğeriyse kritalleşmiş zekâ, yıllar boyunca öğrendiğimiz ve gördüğümüz şeyler. Yani deneyimle sorunları çözme yeteneği. Matematik ve kelime bilgisi testleri ikincisini ölçüyor mesela. Zekâmızın arttığı dönemde, üç testin ve iki zekâ türünün tamamında artış vardı. Düşüş dönemindeyse bazı testlerde negatif trendin daha çok olduğu ortaya çıktı.




‘En fazla düşüş matematik yeteneğinde’


Hangileri?

Aritmetik ve matematik testleri. Soyut testlerdeki düşüş fazla değil.


Eski IQ testleri “yeni zekâmızı” ölçemiyor olabilir mi?

Aslında yeni zekâ ifadesini çok sevmiyorum. Zekâyı kullanmanın yeni yolları desek daha doğru olur. Zekâmızı kullanmak için eğittiğimiz şeyler değişti, testleri de yeni koşullara uyumlu hale getirmek gerek.


‘Zekâ testlerindeki düşüş endişe verici’


Yine de bir konuda, mesela matematikte skorların düşmesi bir şey anlatıyor değil mi?

Kesinlikle. Emin olmamız gereken bir şey var, o da sonuçların endişe verici olduğu. Kelime testine gelecek olursam mesela Norveç’te gençler interneti, Youtube’u çok kullanıyor. Haliyle İngilizce çok fazla kelimeye maruz kalıyorlar. Genel olarak dil yeteneklerinin azaldığını tabii ki söyleyemeyiz çünkü ebeveynlerine göre daha iyi İngilizce biliyorlar. Fakat ana dilleri konusundaki bilgileri ve yeteneklerinin azalması söz konusu.


Gençlerin kitap okuma oranlarına dair elinizde veri var mı?

Zira kitap okumanın azalması kelime testindeki düşüşe neden olabilir... Evet, kesinlikle. Şu anda aklımda kesin rakamlar yok ama daha önce Norveç’te ve pek çok diğer Avrupa ülkesinde kitap okuma oranlarının azaldığını ortaya koyan araştırmalar yapıldı. Özellikle gençler daha çok TV izliyor, internette zaman geçiriyor, daha az okuyor.


Bu skorlardaki düşüşün bir kısmını açıklıyor sanırım...

Evet, kesinlikle. Bu arada şunun da altını çizmem lazım IQ gelişmekte olan ülkelerde artıyor. Özellikle Asya’nın doğusu ve Afrika’da. Gerilemeyi ise çoğu Batı’da olan ülkelerde tespit ettik. Norveç en açık örneklerden. Sanırım bizim daha önce yaşadığımız gelişme sürecini geriden takip ettikleri için Doğu’daki ülkelerde zekâ artışı görüyoruz. Yani bir anlamda aynı seviyeye geliyorlar.


Başka hangi ülkelerde IQ’da gerileme var?

Danimarka, İngiltere, Holanda, Finlandiya, Fransa ve Estonya.


'Çocuklarımız aptala mı dönüşüyor diye endişelendim'


Teknolojinin bu kadar geliştiği, eğitimle, modernlikle bu kadar övündüğümüz bir çağda zekâmızın gerilediğini tespit etmek şoke edici, değil mi?

Evet, kesinlikle.


Peki Norveç hükümeti araştırmadan sonra sizinle iletişime geçti mi?

Düşüşle ilgili ne yapılabileceğini konuşmak için... Çok ilginç bir soru bu, cevabım hayır. Hatta Norveç basınından bile kimse ulaşmadı, hep yabancı gazetecilerle röportaj yaptım.


"Danimarka, İngiltere, Hollanda, Finlandiya, Fransa ve Estonya’da da zekâ geriliyor"

Araştırma korkutucu diyedir belki...

Belki de... Çünkü sonuçları ben de ilk gördüğümde çok şaşırdım ve endişelendim. “Çocuklarımız birer aptala mı dönüşüyor?” diye düşündüm.


‘IQ’muz her 10 yılda bir 3 puan düşüyor’


IQ arttığı dönemde kaç puanlık bir yükseliş vardı?

Pek çok ülkeden verilerin ortalamasını aldığımızda IQ skorları her 10 yılda 3 puan artıyordu. Düşüş de aynı oranda, 10 yılda bir IQ’muzdan 3 puan kaybediyoruz.


Artışın nedenleri neydi?

Eğitimin uzaması, beslenme kalitesinin artması, sağlık koşullarının iyileşmesi. Daha önemlisi artık daha karmaşık bir çevrede yaşıyor olmamız. İnsanlar modern dünyada fikirlere, soyut düşüncelere daha çok değer veriyor. Filmleri ve dizileri örnek alalım. Yeni nesil dizilerde konular çok karmaşık, pek çok detay var. Eski filmler böyle karmaşık değildi. Her şey çok yavaştı. İnsanlar bilişsel olarak daha karmaşık şeylere maruz kaldıkça ona göre zekâsını da geliştiriyor. Bundan 100 sene öncesine göre öğle yemeğinde arkadaşlarımızla daha farklı şeyler konuşuyoruz, değil mi? Modern toplum ve eğitim düşünce şekillerimizi değiştiriyor.



‘Zekâ düşüşünün nedeni gen değil çevresel faktörler’


Zekâda düşüş neden yaşanıyor?

Cevap için özellikle kardeşlerin verilerini karşılaştırdık. Yani aynı aile içerisinde farklı düşüş oranları yaşanıp yaşanmadığına baktık. Genetik etkiyi anlamak için. Özellikle “Aptal insanlar daha çok çocuk doğuruyor, zekâ bu yüzden düşüyor” tezini çürütmek için. Bu konuyu tabii ki mültecilere ve göçe bağlayanlar da oldu. Araştırmamızda farklı ailelerin ilk çocuklarının zekâlarını karşılaştırdık ve düşüşün aynı oranda olduğunu gördük. Yani konunun genle alakası yok. Tamamen çevresel faktörler. Bu noktada aile çevresi, sosyoekonomik durum gibi faktörleri de eledik çünkü bunlar aile içinde stabil kalıyor genellikle.


‘Yaygın eğitimin kalitesi azalıyor, IQ skorları düşüyor’


Ne gibi çevresel faktörlerden bahsediyoruz?

Yaygın eğitimin zekâ artışına katkısı konusunda çok güçlü veriler var. Norveç’te zorunlu eğitim 7 yıldı sonra 10 yıla çıkarıldı. Bu artıştan sonra zekâ testlerindeki artışı da gözlemleyebiliyorsunuz. Veriler ortada. Fakat eğitim yaygınlaştıkça kalitesindeki azalma IQ’da düşüşü tetiklemiş olabilir. Bakın kesinlikle eğitim yaygınlaştırılmamalı demiyorum ama kalitesinden taviz verilmemeli.


Beslenme?

Evet, az evvel zekâ artışına etkisini söylemiştim ama son yıllarda fast food’un artmasıyla birlikte bazı bilim insanları beslenmenin IQ üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini savunuyor. İnsanlar artık daha az aktif, obezite artıyor. Tabii ki saydıklarımın etkisi olabilir.


‘Aptallar daha çok doğuruyor, zekâ bundan düşüyor’ tezini çürüttük'

‘Akıllı telefonların zekâya olumsuz etkisi olabilir’


Ya bilgisayarlar ve akıllı telefonlarımızla fazla vakit geçirmemiz?

Tabii ki olumsuz etkileyebilir. Bir grup meslektaşım, bizim kullandığımız verilerle kablolu televizyonun etkilerini araştırdı. Norveç’te kablolu televizyon bazı bölgelere diğerlerinden önce gitti. Ülkenin farklı yerlerindeki kişilerin IQ skorlarını karşılaştırdılar. Kablolu televizyonu olanların IQ’larının olmayanlardan önce düşüp düşmediğini görmek için. Ve sonucu verilerde gördüler, gerçekten kablolu televizyon izleyenlerin zekâsı önce düşmeye başlamıştı. Fakat kablolu televizyonun kendisi aptallaştırmıyor, sadece ekran diğer aktivitelerinize ayırdığınız zamanın yerini alıyor, mesela kitap okumak gibi.


Ve televizyon izlemek pasif bir aktivite...

Kitap okumak da öyle.


Ama televizyonda size görseller aracılığıyla aktarılan şeyleri öylece izliyorsunuz. Yaratıcılığı, hayal gücünü tırpanlayan bir tarafı yok mu?

Doğru ama şahsen ben “Her şey eskiden daha iyiydi” fikrinden uzak durmaya çalışıyorum. Çünkü yaşlı nesiller tarih boyunca hep gençlerin yaptığı şeylerden korkmuştur. Şimdiki gençlere baktığınızda aslında bilgisayarda çok karmaşık programlar kullanıyorlar. Bence ortaya heyecan ve zekâ koyuyorlar. Yani uzun lafın kısası “Youtube çocukları aptallaştırıyor” diyemem. Çok fazla değişken söz konusu.


Diğer yandan da arama motorları sayesinde bilgiye çok da araştırmadan erişiyoruz. Çoğu şeyi hatırlamak için çaba göstermiyoruz. IQ testlerindeki gerilemenin bir nedeni de bu olabilir mi?

Tabii ki. Fakat bir yandan da şunu düşünebiliriz: Basit şeyleri makineler bizim için yaparsa biz de zekâmızı ve zamanımızı daha büyük meseleler için kullanırız. Mesela Sokrates kitap okuyanları sevmezdi. Çünkü ona göre okumak “bilgiye öylece bakmak, bir şey üzerine fazla düşünmemek ve hatırlamamak” demekti. Yani Sokrates şimdi Google’la ilgili söylenen şeyleri bir zamanlar kitap için söylüyordu. Ben tabii ki kitaplarla ilgili aynı şeyi söylemiyorum, Google’la ilgili de söylemem.


Röportaj: Nalan Koçak


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.