Rengârenk desenler, büyülü daireler, dakikalarca bakmak isteyeceğiniz gizemli motifler… Doğu mistisizminin en güzel simgelerinden biri olan mandala, son zamanlarda adını çokça duyurur oldu. Biz de mandalalar hakkında en çok merak edilenleri Türkiye’nin ilk mandala sanatçılarından Aslıhan Aksun ile konuştuk…
Aslıhan Aksun, yaklaşık 25 yıl bilişim sektöründe satış ve pazarlama işi yaptı. Daha sonra Berlin’de tanıştığı bir adam sayesinde hayatı değişti… Dostu, hocası ve sevgilisi olan Paco’dan mandala sanatının inceliklerini öğrendi ve birlikte bu bilgi birikimini Türkiye’ye taşıdılar.
Paco Budizm’le ilgilenen, 40’a yakın ülke dolaşmış, düzenli meditasyon pratiği olan bir mistik… Aslıhan ondan bahsederken hala gözlerinin içi gülüyor. 2008’de İstanbul’da Mandala Tattoo adında bir stüdyo açtılar ve burada hem mandalayı tanıttılar, hem de mandala dövmeleri yaptılar.
“Çöp adam dahi çizemezdim”
Detaylı süslemelerle bezeli rengarenk mandalaları görünce ‘ben beceremem’ demek istiyorum… Aslıhan da resim veya çizim konusunda herhangi bir deneyimi olmamasına rağmen, Paco’nun teşvikleriyle 7 yıldır mandala çizdiğini söylüyor. Portfolyosunda birbirinden güzel mandalalar var. Her birinin hikayesi, duygusu başka.
Paco sağlık sorunları nedeniyle ülkesine dönünce, stüdyo da kapanıyor ve Aslıhan Aksun bir müddet mandalalarıyla baş başa kalıyor. Ancak Nar ‘Kendin Ol’ Kişisel Gelişim Atölyesi’yle tanıştıktan sonra bir dönüm noktası daha yaşanıyor. Burada başlangıçta çok küçük beklentilerle açılan mandala sınıfları şimdi cıvıl cıvıl.
Sohbetimizi gerçekleştirdiğimiz atölye sıcacık bir yer. Atölye Nar’ın kurucularından Öznur Yılmaz Berk ile mandala çalışmasını başta bir günlük bir workshop şeklinde düşünmüşler. Talep beklediklerinden fazla olunca da haftalık, düzenli bir programa dönüşmüş. Şu anda 70’ten fazla kayıtlı ‘mandala öğrencisi’ var ve her hafta mandala sanatının inceliklerini öğrenirlerken, ortaya inanılmaz mandalalar çıkarıyorlar… “’Asla çizemem!’ diyen öğrencilerinin olağanüstü mandalaları var şu an elimizde. Her hafta burada keyifle, birlikte üretiyoruz…”
Nar’la başlayan “MANDALArt Mandala Atölye”leri bugün Erenköy’de ve Etiler’de farklı mekanlarda da başladı ve günden güne daha fazla kişiye hitap etmeye devam ediyor.
“Mandala ışıklı bir yol…”
Tibetli rahiplerin incecik renkli kumlarla, ritüeller eşliğinde mandalalar yapma pratiği vardı. Tamamlanması günler süren bu mandalayı hazırlamak, onlar için bir meditasyon aracıydı. Mandala bittikten sonra etrafında ritüeller gerçekleştirilir, ilahiler söylenir ve kumlar tekrar toplanarak nehirlere dökülürdü.
Günümüzde mandalayı çok çeşitli amaçlarla kullanılabiliyor. Sadece güzel sanat eserleri üretmek, bir hobi olarak uğraşmak da mümkün, kişisel gelişim pratiğinin bir parçası haline getirmek de.
Mandala kelimesi, Doğu dillerinde “enerjiyi saklayan kap” anlamına geliyor. Yani mandalayı yaparkenki hisleriniz, dileklerinizin bu mandala tarafından tutulduğuna inanılıyor. Güzel enerjiler yüklediğiniz bir mandalayı tılsım gibi üzerinizde taşımayı ya da duvarınıza asmayı tercih edebileceğiniz gibi, olumsuz enerjileri aktardığınız mandalaları da yakıp küllerini savurarak sembolik bir şifalanma süreci yaratabilirsiniz.
Aslıhan Aksun, mandalaların şifalı tılsımlar olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Merkezi bir noktadan dışarıya doğru büyüyen bir şekildir mandala. Merkez, doğduğumuz nokta, yaşamın başlangıcı veya evrendeki yerimiz olarak algılanabilir. Mandalalar her zaman yuvarlaktır, kareli motifleri olsa bile dairesel bir örüntü izler. Doğadaki her şey gibi… Dünya, göz bebekleri, vücut hatlarımız, çakralar, evren, çiçekler, sivri uçlu çiçekler bile yukardan bakıldığında yuvarlak bir şekle sahiptir… Telefonda konuşurken karaladığımız şekiller bile mandalalara benzer.“
“Budist rahipler yaptıkları mandalaları bozuyorlardı ama kişi, yaptığı mandala ile ne yapmak istiyorsa onu yapmalı. İçinden geldiği gibi. Arkadaşıma şans getirmesi için yaptığım bir mandalayı hediye edebilirim, o da onu duvarına asar ve inanıyorum ki bu ona gerçekten de şans getirir…”
“Kusursuz bir sanat eseri yaratmaya çalışmıyoruz, mandala bir amaç değil, araç olarak düşünüldüğünde yolculuk verimli olabiliyor. Bir niyetle, dilekle başladığımız mandalayı tılsım gibi üzerimizde taşıyabileceğimiz gibi, örneğin kötülüklerden arınmak niyetiyle yaptığımız bir mandalayı bitirdikten sonra yakabiliriz de. “
Resimde atölyeye katılan herkesin bir katkıda bulunduğu duvar mandalası görülüyor...
Mandala ile kimler ilgileniyor?
Genellikle enerji ve şifa çalışmaları ile ilgilenen kişiler mandala çalışmalarına daha ilgili. Ancak Aslıhan, atölyelerine katılanlar arasında bu konularla hiç ilgilenmeyen kişiler de olduğunu söylüyor.
“İnsanlar burada özellikle bir araya gelmek, buradaki bütünlüğü deneyimlemek istiyor. Sınıfta başlangıçta kendilerini başkalarıyla kıyaslayan kişiler zamanla kendi özgünlüklerini elde ediyor ve bir süre sonra, bu bakış insanın hayatına yerleşiyor. Mandalaları kıyaslayamayacağın gibi, kendini de başkalarıyla kıyaslamamayı öğreniyor insan…”
Mantığı ve matematiği temsil eden sol beynin aksine, sezgileri ve hayal dünyasını harekete geçiren sağ beyin aktivitelerinden biri mandala. Bir mandalaya konsantre olduğunuzda beyin dalgalarınız yavaşlıyor, meditasyon yaparken elde edilen türde bir sakinliğe kavuşuyorsunuz. Bu da sakinleşmek, içsel meselelerimizle yüzleşmek, kendimizi keşfetmek için harika bir süreç.
Mandalayı sadece kadınlar da yapmıyor, Aslıhan’ın çok değer verdiği erkek öğrencileri de var.
“Erkeklerde sol beyin daha aktiftir derler, o yüzden daha az ilgileniyor olabilirler mi?” diye soruyorum.
“Açık olması yeter. Başladıktan sonra mandala onu da sağ beyine davet ettiği için herkes kendi yolculuğunu keşfedecektir zaten…”
Mandala atölyelerinde neler oluyor?
Öznur Yılmaz Berk ve Aslıhan Aksun, atölyeleri başlangıçta iki saatlik bir ders şeklinde planlamışlar. İlk yarım saat mandalanın tekniği ve felsefesi anlatılacak, kalan zamanda da mandala çizilecekti.
Şimdiyse derslerin bazen 4 saat sürdüğünü anlattılar:
“Ağustos’ta atölyelere başladık, aralıksız her hafta gelen katılımcılarımız var. Burada oluşan enerjiyi seviyoruz, evde kendi başımıza çizdiğimiz mandalalar başka, burada hep birlikte yaptığımız başka. Duvardaki mandalada da herkesin katkısı var, hep beraber yaptık. Bir araya gelen insanların yarattığı ortak enerjinin simgesi. Buraya gelen herkes o güzel enerjiyi hissediyor.”
Büyük masanın üzeri pergeller, cetveller ve renkli kalemlerle dolu. İlk derslerde tekniği öğrenen katılımcılar çeşit çeşit mandalalar oluşturmuşlar. Atölyeye yeni katılanlar için de en baştan tekniğini öğrenme ve kendi stilini geliştirme imkânı mevcut.
“Hiç antidepresan kullanmadım”
Aslıhan Aksun, yaşadığı zor zamanları atlatmak için de mandala pratiğinin ona inanılmaz faydalı olduğundan bahsediyor. Mandala çizmek insanı yavaşlatıyor, içe dönük, keşifle dolu bir yolculuğa çıkartıyor. Ortasından başlayarak çizdiğiniz, boyadığınız bir mandala bittiğinde sizin için bambaşka şeyler ifade edebiliyor.
Aslıhan da, özellikle zor zamanlarında mandalanın ona yardımcı olduğunu anlatıyor: “Çok yoğun ve üzüntülü zamanlarda bile, hiç antidepresan kullanma gereği duymadım…”
Mandala neye iyi geliyor?
Dikkat dağınıklığı, özgüven eksikliği, depresyon… Hayatta sizi rahatsız eden ne varsa ve neyi daha derinlemesine düşünmek istiyorsanız, mandala size yardımcı oluyor. Aslıhan Aksun’un projeleri arasında yoğun iş temposu yüzünden gerilimler yaşayan kişilerle ve hatta küçük yaştaki dikkat eksikliği çeken çocuklarla çalışmak da var: “Kurumsal firmalarda çalışan insanlara yönelik çalışmalar planlıyoruz, şirketlerde artık bu tür kişisel gelişim aktivitelerinin nasıl faydalı olduğu görülüyor, biliniyor. Talep oldukça biz de bunları değerlendiriyoruz.
Koca binalarda güneş görmeden çalışan insanlar, şehir hayatında boğulanlar, depresyon hastaları, kanser hastaları, dikkat eksikliği çeken çocuklar, hatta alzheimer hastalari için bile mandala harika bir uğraş.”
Aslıhan’la Öznur’un projeleri arasında annelerin çocuklarıyla beraber gelip mandalalar çizip boyayacağı “Anne-Çocuk mandala atölyeleri” de var.
Mandala çizmeye başlamak isteyenler ne yapmalı?
Tekniğini öğrendikten sonra, istediğiniz şekilde mandala çizmek için özgür oluyorsunuz. Öyle çok zor, imkansız bir tekniği yok. Pergelle düzgün daireler çizip boyanacak alanları belirledikten sonra, desenlerle ve renklerle mandalayı dilediğiniz gibi büyütebiliyorsunuz. Merkezden başlayıp dışarı doğru büyüyen daireler şeklinde çizildiği için, mandalanızı büyük ya da küçük yapmak da sizin elinizde. Aslıhan Aksun, “mandala çizmek için çizim yeteneğinizin olması gerekmez. Hiçbir şey bilmenize de gerek yok. Yoga yapıyor olmanıza, enerji çalışıyor olmanıza gerek yok“ diyor.
Nar ‘Kendin Ol’ Kişisel Gelişim Atölyesi’nde Aslıhan Aksun ile mandala atölyeleri hala devam ediyor. İster bir hobi edinmek için, isterseniz içsel yolculuğunuzu renklendirmek için; mandala çizmeye-boyamaya başlamak düşündüğünüzden de kolay…
Aslıhan Aksun’un iki mandala-kolaj portre çalışmasıyla katıldığı “Bazı Yüzler Unutulmaz” adlı karma sergi de Galeri Eksen de 12-28 Şubat arasında görülebilir.
Röportaj: Duygu İslamoğlu
YORUMLAR