Tanışmamızdan 10 dakika sonra bana hediye olarak Afrika’dan bir taş ve bir tutam “aslan yelesi” verince, Tolga Suna’nın bir hafta boyunca Kevin Richardson Wildlife Sanctuary’da neler yaptığını daha da merak etmeye başladım. Kendisi Güney Afrika’da 1.200 hektarlık Welgedacht rezervindeki bu kamptaki ilk Türk olduğu için, anlattıkları hepimize emsal teşkil edecek...


Sizin için artık “Aslanlara fısıldayan adam” desek yeri...

Ben daha çok durumu Behçet Necatigil’in Bayram Ziyareti şiiriyle özetliyorum.


Kurban Bayramı’nda gittiniz o halde.

Evet, Necatigil’de demiş ki “Gidecek yeri olmayan biri, aslanları görmeye parka gitti. Aslanlar taştan, o bir insan. Nasıl anlaşırlar? Anlaştılar.


Oradaki aslanlar taştan değil ama...

Tabii onlar taştan olmayınca anlaşmak daha da zormuş! Orada bir hafta boyunca yaşadıklarım bir ömre bedel. Toplamda 27 aslan, 4 leopar, ve 18 sırtlanla beraber kaldım.


Nasıl bir ruh hali buna gönüllü olur?

Çok isteyerek yaptığım bir aktiviteydi. Türkiye’den bu kampa giden ilk insan olmak da durumu daha özel kıldı.


İlk yaptığınız şey neydi?

Oraya gittiğimde Kurban Bayramı’ydı. Ben de gittiğim ilk gün nasıl bir tesadüftür ki dana kestim! Hayvanı parçalara ayırıp tartıp, bölüp aslanların yemeklerini hazırladım.


"Aslanlar avcıların hedefi oluyor"


Başka neler yaptınız?

Orada yaşayan tüm canlıların bakımlarını yaptım. Misal; onları besledim, kampın ihtiyaçlarını giderdim, kazık çaktım, temizlikle uğraştım. Kısacası amelelik yaptım. Ama çok da eğlendim.


Bu tarz kampların kuruluş amacı ne?

Bu kamplar Afrika ekonomisine katkı ve vahşi yaşamın korunması adına çok önemli kuruluşlar. Oraya gönüllü olarak gidiyorsunuz ama üzerine tabii ki para da veriyorsunuz. Böylece kampın giderleri karşılanmış oluyor. Siz de hayat boyu unutulmayacak bir deneyim ediniyorsunuz.


Peki bu kampta yetişen hayvanlara sonra ne oluyor? Nereye gidiyorlar?

Kampın kurucusu Kevin onları belli sınırlar içinde tutmaya karşı olsa da doğaya salamıyor. Çünkü buradaki aslanlar ya vahşi hayvanların ya da avcıların hedefi oluyor.


Bu kamp olayı, bünyesindeki hayvanların vahşiliğini mi kırıyor yani?

İçgüdülerini kaybetmiyor olsalar da vahşi doğaya adapte olamıyorlar. Hem bu kamplardaki hayvanların vahşi hayvanlarla çiftleşmesi, vahşiliğin kırılması anlamına geliyor. Bu da istenen bir durum değil.


"Belgesel çekmeye karar verdik"


Kamptaki arkadaşlık ilişkileriniz nasıldı?

Orada çalışanların en büyüğü 23 yaşındaydı. Belki çalıştıklarının karşılığını almıyorlardı ama mutluydular. En son ne zaman kavga ettiklerini sorsanız kimse hatırlamıyordu.


Sizin kişisel dostluk kurduğunuz birileri oldu mu?

Chris adında biriyle tanıştım. Kendisi Avustralyalı ve Sydney itfaiyesinde çalışıyor. Hatta beraber belgesel çekmeye karar verdik.


Neyle ilgili olacak?

Dünyada birçok gönüllü kampı var. Hem onları tanıtmak hem de gönüllülere yol göstermek için birçoğunu gezip belgesel çekmeye karar verdik. Kampta neler yapılıyor, hayat nasıl geçiyor, nasıl eğleniliyor, nerede uyunuyor, ne yeniyor, ne içiliyor bunları göstermek istiyoruz.


Röportaj: Aslı Öztürk

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.