Türkiye’de dizi denilince şüphesiz ilk akla gelecek isim Erdal Özyağcılar. Zira tam 32 yıldır en sıcak, samimi hikâyelerle evimize konuk oluyor. Bazen iyi biri, kimi zaman da kötü biri oluyor canlandırdığı karakterlerle... Ama her zaman seyircinin saygısını kazanıyor. Nedenmi? Çünkü fazla mükemmeliyetçi. Bir projede rol alacaksa yapımcısından senaryosuna, yönetmeninden oyuncusuna herkesin kimyasının tutması gerektiğine inanıyor. Ancak o zaman seyirciyle bütünleşebileceklerini söylüyor. O, işine deli gibi âşık... İşinden bahsederken gözlerinin içi parlıyor. Özyağcılar’la önümüzdeki hafta başlayacak olan, Adam Filmimzalı ‘2 Yaka Bir İsmail’ dizisini konuşmak için Ayvalık’ta buluşup konuştuk.




‘2 Yaka Bir İsmail’in proje tasarımı size ait. Peki iki yakada, iki farklı kadınla evli İsmail’in hikâyesi nasıl doğdu?


Seneler önce ‘Şehnaz Tango’yu çekerken 20 gün Ayvalık’ta kaldım. O zaman Midilli-Ayvalık arasında feribot kaptanı olan ve iki yakada evli zampara bir adamın dizisini yapma fikrim doğdu. 1994 için uçuk bir hikâyeydi. Geçen sene Kaz Dağları’nda ‘Karadağlar’ı çekerken Midilli’ye bakıp “Burada ne güzel dizi çekilir” dedim ve bu hikâyemi çıkarıp düzenlemeye karar verdim. Kaptanı balıkçı yaptım, aile kurdum. Hatta yazın oturup Bodrum’da bunu proje haline getirdim. Ey lül gi bi bu diziyi kimin le yap abilirim diye düşünmeye başladım. Aklıma Tarkan Karlıdağ ve Serdar Akar’ın sahibi olduğu Adam Film geldi. Çünkü onları tanıyorum. Di zi ye ba kış - la rı nı, yap tık la rı işe olan has sa si yet le ri ni, mü kem meli yet - çi lik le ri nin do zu nu bi li yo rum. Tarkan Karlıdağ’la konuştum. O da “Yaparız” dedi ve hazırlıklara başladık.




Neredeyse bir yıl ön hazırlık mı yaptınız?


Diziyi yapmaya karar verdikten sonra ben birinci bölüm senaryosunu yazdım. Daha sonra senaryo grubu kuruldu. Yönetmenimizin Kemal Uzun olacağı belli oldu. Aslında eylül ayında yayınlayacaktık. Ancak kanalımız mayıs ayında girmek istedi. Önümüzdeki hafta ilk bölümümüzle başlıyoruz.




Dizide hem Yunan hem de Türk eşinizi kendiniz seçmek istemişsiniz...


Eşlerimi seçmek istedim. Çünkü biz karşılıklı oynayacağız. Ayrıca bu dizide tüm Yunanlı karakterleri gerçekten Yunanlılar oynuyor. Özellikle Yunan eşimi canlandıran Elini Filini yazarkan gözümün önüne gelen kişiydi. Harika bir oyuncu kadromuz oldu.




İzleyiciye kahkaha mı yoksa alabildiğine dram mı vaat ediyorsunuz?


Hem çok duygusal sahneler hem de komedi vaat ediyoruz. Açıkçası çok güzel komedi karakterleri ortaya çıkacak. İsmail, bir kader kurbanı. Hayatının en güzel gününde, sevdiği kadınla evlenecekken bir vurgun yiyor. 3 ay hafızasını kaybediyor. O sırada Yunanlı bir kadınla evleniyor. Ama hafızası bir hafta sonra yerine geliyor ve bu defa Ayvalık’a dönüp hayatının aşkı Hacer’le evleniyor. Sıcacık, yerel gerçekliği olan, Ayvalık’taki ve Midilli’de ki yaşamıyla çok sahici, oda sıcaklığında bir komediyle seyircimizin karşısına geliyoruz. Ek olarak çok güzelçe kimlerimiz, görüntü zenginliğimiz var. Müziklerimizde harika...




Sadece oynayabilen biri değilsiniz. Yazmak da bir yandan sizi dürtüyor sanki... Neredeyse çalıştığınız her projenin yazım aşamasında katkınız var...


Hayatta hiçbir şey pat diye oluşmuyor. Ben kendimi bildim bileli yazıyorum. Düşün, 1982 yılında bir Çanakkale hikâyesi yazmışım. Yazdığım ama çekilmeyen çok hikâyem var. Bunlar benim oyunculuğumu kamçılayan, bileyen beyin çalışmalarım. Ben dizi film işini çok ciddiye alıyorum. 32 senedir dizi yapıyorum. Çıtanın yüksek olmasını istiyorum. Yüreğimin kalktığı hikâyelerede ben senarist ve proje tasarım tarafımı koyuyorum. Kabul görürse çekiyorum, görmezse yoluma devam ediyorum. Ben senarist değilim. Oyunculuktan para kazanıyorum. Ama bildiğim bir kol olduğu için öykücülüğümü katarak böyle şeyler yapıyorum.




32 yıldır dizilerde rol alıyorsunuz. Sizce izleyici ekranda ne görmek istiyor?


İzleyici yapılan işlerde konusu, oyuncusu, çekimiyle gerçekten saygı görmek, aptal yerine koyulmamak istiyor. Seyircinin beynini küçümsemeyeceksin. Çünkü seyirci zeki. Artık “Az para vereyim tutarsa çok para kazanayım” devri bitti. Tutması için yapımcının para yatırması lazım. Kaldı ki, Avrupa’ya, Ortadoğu’ya açıldık. O zaman çıtayı yükselteceğiz.




Bu dizi ‘Yabancı Damat’ etkisi yaratır mı?


Sıcaklık anlamında biraz ‘Elveda Rumeli, biraz ‘Yabancı Damat’ tadı olacak. Ben sit-com’da da oynayabilirim ama hayatım da hep geri planda kalmıştır. Mesela dün Midilli’de bir koyda çalıştık. Deniz, liman, şehir, balık sahici. O zaman gerçekten oynuyorsun... Çünkü her şeyi hissediyorsun. Oyuncunun ortamı ne kadar sahici olursa seyirci de hissediyor. Böyle yapıncada beğenilir gibi geliyor.




Bugüne kadar rol aldığınız işler hep uzun soluklu oldu. Sizin sırrınız ne?


Doğal olmak için o karakteri enine boyuna düşünüyorum. Bir rolü oynarken kendime görsel, şematik yasaklar koymam. Öncelikle artistlik yapmayı değil, oyunumu düşünüyorum. O nedenle “Doğal oynuyorum” diyorum. Kısacası, kamera karşısında seyirciye artistlik yapmıyorum.




İşinizi anlatırken gözünüzün içi parlıyor, yerinizde duramıyorsunuz. Galiba siz hep heyecanlı bir çocuk olarak kalacaksınız...


Ben işimin âşığı, delisi olduğum için oynarken de gözümün içinden geçiyor. Benim yaptığım işi deli gibi sevmem, kameranın içinden fışkırıyor gibi geliyor bana. Oynarken gözümün rengi değişiyor. Ben vampir gibiyim. Vampir oyuncuyum. Ekranda seyircinin gözünden girip yüreğini alıp çekiyorum. (Gülüyor)




Peki, gerçekten bir kalbe iki aşk sığar mı?


Benim öyle bir gönül deneyimim olmadı . Gençkende zam para değildim. Bu sadece benim böyle bir hikâyeyi hoş bulup kaleme almam. Yaşamışlığım yok.




Rana Cabbar müthiş bir komedyendir!


‘2 Yaka bir İsmail’ dizisinde ki hem Türk hem de Yunan oyuncuların uyumu dikkat çekiyor. Erdal Özyağcılar, özellikle bazı isimleri kendisinin seçtiğini söylüyor: “Benim gönlüm tiyatrocu ve komedi alt yapısı olan oyunculardanyanaydı. Bülent Şakrak, Nail Kırmızıgül, Gökhan Yıkılgan, Şenol Kökkaya var. Ama Rana Cabbar’ın rol almasını çok istedim. Çünkü kimse bilmez ama Rana çok değerli bir komedyendir. Hatta Rana Türkiye’nin en iyi beş komedyeninden biridir. Oyuncu kadromuz şahane oldu. Bu dizi için bir yıl ön hazırlık yaptık. Yunanlı oyuncular bize ‘Sanki Hollywood setinde gibiyiz’ diyorlar ve çok mutlu oluyoruz. Yunan oyuncularımız Türkçe öğreniyorlar. Onlardaki gayret beni daha çok şevklendiriyor.”




Kanaat Lokantası gibiyiz!


Erdal Özyağcılar, ‘2 Yaka Bir İsmail’ dizisinin tadını şöyle tarif etti: “Serdar Akar, Tarkan Karlıdağ ve ben bu diziyi Üsküdar’daki Kanaat Lokantası’na benzetiyoruz. Orada tadına doyamadığımız ev yemekleri zeytinyağlılar vardır. Bizim dizi mantığımız da bu. Hiçbirşeyden çalıp çırpmıyoruz. Seyircimizi bir lokantada, tadına doyamayacakları bir yemeğe davet ediyoruz.






Hazırlayan: Oya Doğan

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.