İstanbul, Bursa ve İznik merkezde öğretmenlik yaptıktan sonra şimdi de İznik yakınlarındaki Çakırca Köyü'nde sosyal bilgiler öğretmeni olan Soner Sarıhan, velileriyle bir okuma grubu kurdu. Sınıf öğretmeni olduğu 7'nci sınıftan 16 öğrencinin faydalanacağı projede ilk olarak Doğan Cüceloğlu'nun Geliştiren Anne-Baba kitabı okunmaya başladı. Grup kitabı bitirdikten sonra bir araya gelip "altını çizdikleri önemli noktaları, odak noktalarını, mühim kavramları" konuşacaklar.


"Kitap tavsiyesi isteyen bir veli ile konuşurken ortaya çıktı bu fikir" diyen Soner Bey, eğitimin ailede başladığına, özellikle de ilk yılların çok önemli olduğuna işaret ediyor. 19 yıllık tecrübeli öğretmen, "Maalesef elektronik aletler karşısında dışarıya çıkmadan büyüyen çocuklar çoğalıyor çevremizde. Bunun sebebi de ailelerin çocukları ile ilgili olarak sahip oldukları değer yargılarının çok net olmaması. Ben de bir ebeveyn olarak kendimi çok eksik hissediyorum. Hep birlikte çok ufak bir bilinç oluşturmak için yola çıktık" diyor. Tüm velilerin bu fikre heyecanla katıldığını anlatıyor. Öğrenciler, babalarını kitap okurken gördükleri için çok mutluymuş: "Direkt kendilerini ilgilendirdiğini biliyorlar ve onlara ayrılan bu zaman diliminin kıymetini fark ediyorlar. Çocukların tek ihtiyacı olan şey değerli olduklarını, biricik olduklarını, saf ve doğal halleri ile de sevildiklerini bilmek" diyor, Soner Öğretmen.


Kitapları nasıl temin ettiklerini soruyorum; "Çok kolaylık gördük" diyor. Yayınevi kitapları toptan fiyata vermiş, kargo parası da almamış. Ayrıca destekçileri de varmış; "Bu indirimden sonra oluşan kitap ücretini de gölge kahramanlarımız ödedi. Kim oldukları önemli değil, açıklanmasını istemiyorlar, iyi insanlardan oluşan bir topluluk" diyor. Okumalara; Özgür Bolat’ın Beni Ödüllendirme Cezalandırma kitabı ve ebeveynliğe katkı sağlayan çeşitli kitaplarla devam etmeyi planlıyorlarmış. Daha sonra da bu kitaplar okulda kalacak, başka sınıflar isterse okuyabilecekmiş.



'Hayal gücü bilgiden değerlidir'

Soner Öğretmen, sosyal bilgiler öğretmeni; 5, 6, 7 ve 8'inci sınıfların sosyal bilgiler derslerine giriyor. Ancak bazı sınıflarla da müzik dersi yapıyor. Müzik dersine girdiği sınıflar ile çevreden topladıkları atık malzemelerden perküsyon/ritm atölyesi oluşturmaya çalışıyorlarmış. "Ben çocuklarla birlikte öğreniyorum, eğleniyorum, birlikte bir şeyler meydana getirmeye çalışıyoruz. Birlikte öğrenmeyi öğrenmeye ve bundan zevk almaya çalışıyoruz. Çünkü Einstein'ın belirtttiği gibi, hayal gücü bilgiden değerlidir” diyor.


Hayal deyince; Soner Öğretmen'in bir projesinden daha söz etmek gerek. Çünkü, rehber öğretmeni olduğu 7'nci sınıf ile '17 hayal 17 can' adlı başka bir proje daha yürütüyor. "Hayalim, 16 öğrencimin hepsinin hayallerinin gerçekleştiğini görmek" diyor. Bu projede 16 öğrencinin 16 farklı hayali varmış. Kimi piyano konserine gitmeyi, kimi Süper Lig'de oynayan bir futbolcu ile tanışmayı, kimi de Ferrayi'e binmeyi hayal ediyormuş. Soner Öğretmen, anlatıyor:


"Benimle birlikte 17 kişi olarak diğer herkesin hayali için bir eylem yapmamız gerekiyor. Sonuçta 17x17= 289 eylem meydana gelmiş olacak. Birisi Süper Lig'deki futbolcuların kartlarını gösteriyor her gün, hayalin sahibi olan arkadaşına; diğeri internetten futbolculara ulaşmaya çalışıyor, bir diğeri de bu konuda dilek sahibi ile sohbet ediyor. İmece usulü hayallerimizi birlikte gerçekleştirmeye çalışıyoruz."





'Umutluyuz'

Ayrıca eğitim sisteminde çok faydalı değişiklikler olduğunu düşünüyor:

"Kazanım sistemine geçilmesi, kazanım sayısının azaltılması, sosyal ve spor faaliyetlerinin öğrenci başarısında değerlendirme kriteri olarak dikkate alınması, çoklu zeka kuramının uygulanması, okulların fiziki şartların düzeltilmesi, derslik sayısının artması, seçmeli derslerin getirilmesi, tekli öğretimin yaygınlaşması, ilk aklıma gelenler. Tek tek yaptığımız şeylerin değersiz olduğuna inanarak büyüdük. Halbuki böyle değil, her minik hamle muhakkak bir fark yaratıyor. Ebeveynler ve eğitim sisteminin diğer ögeleri, çocuklarla ilgili daha çok işbirliği yaptığında, çok daha güzel bir gelecek bizi bekliyor. Biz umutluyuz."


Soner Bey "Biz" diyor, çünkü eşi İnci de aynı okulda öğretmen ve çocuğu da bu okulda okuyor. İznik’e 8 km uzaklıktaki okuluna bazen bisikletle, hatta koşarak dahi okuluna gidebiliyor. Bisiklet, ailecek onların hayatının merkezinde. Yıllardır yaz tatillerinde eşi İnci ve oğlu Minik Gezgin Tibet Çınar ile ülke ülke, kilometrelerce pedallıyor. Çakırca Köyü İlköğretim Okulu için "Bence Türkiye'nin en güzel okulu" diyor. Çünkü İznik Gölü'ne en yakın, en geniş bahçeli, en çok çam ağacının olduğu okul burasıymış. Ne güzel!.. Şanslı öğrenciler, şanslı veliler ve böyle bir okulda eğitim verdiği için kendini -sanırım- şanslı gören bir öğretmen! Soner Öğretmenlerin artması dileğiyle...





Hayriye Mengüç












Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.