Bütün annelerin belki de en büyük sınavıdır uykusuzluk. Daha doğumla başlar uykusuz kalmalar. İlk aylarda her gece iki saatte bir kalkıp meleğinizi doyurmanız gerekir. Gece ve gündüzün hiçbir farkının olmadığı bu dönem uyku ve uyanıklık arasındaki sersemlikle geçer. Şöyle biri canlansın gözünüzde; birkaç aydır kendi ile hiçbir şekilde ilgilenememiş, muhtemelen dışarıya çok nadiren çıkmış ve her çıktığında bir iki saate koşarak eve geri gelmiş, pijama dışındaki kıyafetleri çoktan unutmuş, saçları sürekli toplu, makyajı rafa kaldırmış bir kadın. Sizce de şahane bir tablo değil mi? Şahane diyorum çünkü küçücük bir yavru var kucağınızda ve ondan başka her şey önemsiz geliyor size. Ona alışma, onunla yeniden doğma, yeni hislerle dolma dönemi başlıyor. Sizi yepyeni biri haline getiriyor. Tabii ki iyi anlamda.


Bu dönem geçtikten sonra eğer çalışıyorsanız iş hayatına tekrar adapte olma sürecinin yanı sıra, “Meleğinize kim bakıyor, nasıl bakıyor?” telaşıyla geçen günlerin akşamlarını sadece onunla geçirme isteği uykusuz bırakıyor sizi. Eğer eviniz iş yerinizse bütün günü onunla geçirmenin, onu sevmenin, her yaptığına gülmenin yaşandığı, uyuduğu zamanlarda da ev işlerini bitirdiğiniz yeni bir dönem başlıyor. Yeni dönem diyorum çünkü artık hareket ediyor, emekliyor, yürüteçle peşinizden ayrılmıyor, elini kolunu kullanmaya başlıyor. Geceleri en az iki kere kalkıyor ve süt içiyor. Ayrı yatıyorsanız en ufak sese uyanıp hemen yanına koşuyorsunuz. Beraber yatıyorsanız üstünü açmasın ya da terlemesin, aman ters yatmasın kaygısı ile yine uykusuz geçiyor geceleriniz. Yukarıdaki paragrafa bakarak bunun olumsuz bir şey olduğu hissine lütfen kapılmayın. O kadar güzle bir duygu ki… Çok güçlü hissediyorsunuz kendinizi. Sanki hayattaki her şeyi başarabilirmiş gibi. Çünkü her anlamda size bağlı, size muhtaç birini büyütmenin hazzını yaşıyorsunuz.


Uykusuz kaldığım en güzel geceyi anlatayım size. Kızım hastaydı ve bütün gece ateşi düşsün diye başında bekledik, sirkeli bezlerin biri gitti öteki geldi. Terli tişörtlerini “Oh çok şükür terleyerek atıyor hastalığı” diyerek değiştirdik. Ve nihayetinde sabaha karşı iyileşip mışıl mışıl uyudu. Uykusuzluğun bu kadar iyi geldiği başka bir an hatırlamıyorum. Sabah uykusuz ama mutlu bir şekilde işe gittim.


Uykusuz kalmalı bazen.


Güzel şeyler için uykusuz kalmanız dileğiyle…

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Anneliğimin ilk dönemleri canlandı gözümde
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.