Manşet şu: “Dünya ayakta...” Yine bir dava ihtirası sardı dünyayı. Yine hashtag aktivizmiyle. Şimdiki misyon Nijerya’nın kayıp kızları. “Kızlarımızı geri verin” diyorlar Twitter’dan. Peki 3 ay içinde 1500 kişiyi öldüren, Batı tarzı eğitim haramdır diye çocukları yatakhanelerinde ateşe veren bir terör örgüt bu tür kampanyalarla yola gelir mi? İşi bilenler “Yarar bir yana, zararlı bile olabilir” diyor.


Boko Haram’ı protesto etmek, kanseri iyileştirmek için mum yakmaya benzer...” Bu twit, Nijerya asıllı ABD’li yazar Teju Cole’dan.


Şu satırlar da, North Carolina Üniversitesi öğretim üyesi, sosyal medya uzmanı sosyolog Zeynep Tüfekçi’den: “Dikkat uyandırmaya ihtiyatlı yaklaşırım, çünkü Türkçe’deki deyişiyle içki şişede durduğu gibi durmaz... Evet, hashtag aktivizmi dikkat çekmeye yarar. Ama esas mesele, dikkat ne işe yarar?”

Bu da Sudan asıllı İngiliz yazar Nesrine Malik’ten: “Dış olaylara Batı tepkisinin 5 aşaması. 1- Kayıtsızlık. 2- Wikipedia bilgeliği. 3- İnfial. 4- Dayanışma hashtag’i. 5- ‘Biz’ takıntısı.” Üç ismin ortak özelliği, Batı’da kalem oynatırken Doğu’yu da iyi tanıyor olmaları. Nijerya’da radikal dinci terör örgütü Boko Haram’ın kaçırdığı 276 kız çocuğunu kurtarmak için başlatılan Twitter harekâtına, benzer duyarlılıkla yaklaşıyor üçü de. Dünyadaki kızları kurtarma hülyasına uyarıcı satırlar döşenerek.


Her şey Nijeryalı eski eğitim bakanı Oby Ezekwesili’nin “Kızlarımızı geri getirin” mesajıyla başladı. Ardından #BringBackOurGirls hashtag’i Twitter âlemini sardı, ünlüsünden ünsüzüne milyonu aşkın insan destek verdi. Dünya medyası da bu ilgiye ilgisiz kalamazdı. Boko Haram köy basıp, okulları içindeki çocuklarla yakarken çok da irkilmeyen medya kayıp kızları manşetlere taşıdı. CNN de geri kalmadı, Jim Clancy “Bu haberin peşindeyiz, biri yapmalı” diye Twitter’dan ilan etti.


Kampanyaya dönüşen olay özellikle ABD’yi öyle bir sardı ki, atılan twit’lerin yüzde 44’ü Amerika’dandı. Nijerya’dan atılanların tam iki katı. Michelle Obama da katıldı, Dışişleri Bakanı John Kerry de, Chelsea Clinton da.


İnsanlık adına Twitter’dan yükselen kolektif hareketler “hashtag aktivizmi” olarak adlandırılıyor. Dünyanın öbür ucundaki bir haksızlığa karşı isyana oturduğun yerden ortak oluyorsun. Fazla çaba göstermeden kendini iyi hissediyorsun böylece.


Yezidi Vakası

Zeynep Tüfekçi sosyal medyayı ve etkisini en iyi koklayan uzmanlardan. “Kızlarımızı geri verin” kampanyasına ilişkin yazısında “hashtag aktivizmi”nin aslında kontrol gücünden ne kadar yoksun olduğunu anlatıyor. “Bir davaya dikkat çekmek iyi de, bu ilginin tahrip edici bir gücü vardır. Müdahale gücünüz yoksa kontrol elinizden kayıp gider, korkunç sonuçlara yol açabilir” diyerek Irak’ta katliamla biten Yezidi kız vakasını hatırlatıyor.


Evet 7 yıl önceki o vaka korkunçtu. 17 yaşındaki Yezidi bir kızın bir Sünni’yi sevdi diye taşlanarak öldürüldüğü iddiasıyla yayılan video büyük infial yaratmış, giderek yayılan tepkinin de etkisiyle bilenen Sünni gruplar, 800 Yezidi’yi katletmişti.


Tüfekçi, ABD’deki hashtag aktivistlerinin “Biz bir şeyler yapmalıyız” ruh haline de değiniyor: “Burada ‘biz’ olarak tanımlanacak kişiler kimlerdir bunu kendimize sormalıyız. ‘Biz’ Nijerya halkı olmalıdır. Biz klimalı evlerde kahvemizi yudumlarken, bizim yürümediğimiz mayın tarlalarında yaşayan Nijerya halkı ancak bir şeyler yapabilir.”


Ancak El Kaide’nin bize hazzetmediğ Boko Haram’la nasıl baş edilebilir, orası meçhul. Nijerya asıllı ABD’li yazar Teju Cole, “Çocuk askerleri savaştıran Ugandalı gerilla lideri Kony, Boko Haram’ın yanında çocuk oyuncağı kalır” diye tarif ediyor örgütü. Cole de “Bir şey yapmalıyız” meselesine takılıyor; “Eğer Nijerya’nın demokratik sürecine katılım hakkı olan bir Nijeryalı değilseniz hiçbir şey yapamazsınız” diyor. Ama en azından dünyadaki tepkinin de verdiği kuvvetle Nijerya halkının hükümete terörle mücadele için baskı yapabileceğini düşünenler var.


Boko Haram’ın “Satacağız” dediği kızların nerede olabileceğine gelince; Örgüt kızları sınır ötesine geçirmiş olabilir. Komşu ülkeler Nijer, Çad ya da Kamerun’da olabilirler. Ya da olmayabilirler. Kimse bilmiyor. Twitter etkisiyle harekete geçen ABD ve İngiltere’nin Nijerya’ya gönderdiği uzmanlar, ajanlar arıyor yerlerini. Çin, Fransa, İspanya da “Yardım edelim” dedi. Bakalım bugün itibarıyla bulunabildiler mi?


Yazı: Ayşe Özek Karasu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.