Mozart’ın notaları eşli- ğinde dans eden gizemli karakterlere ve büyüleyici bir dünyaya hazır olun. Çünkü yarın Türkiye’nin ilk ve tek ulusal çocuk senfoni orkestrası Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Sihirli Flüt’ten esinlenerek hazırlanan Mozart’ın Sihirli Dünyası ile Prof. Rengim Gökmen yönetiminde sahnede olacak. Konser öncesi Şef Rengim Gökmen ve minik orkestra üyeleriyle bir araya geldik. Şef Rengim Gökmen: İlkokul 1’de orkestramıza gelebiliyorlar


Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası ne zamandır hayatta?

Orkestramız Türkiye’de tek bir örnek. Profesyonel orkestralarımız var, gençlik orkestraları yapısında oluşumlar... Okullarımızda gençlerimizin katıldığı eğitim orkestraları var. Bunların yanı sıra Türkiye’de son zamanlarda gençlere, müzisyen olmayan çocuklara yönelik müzik eğitimleri var. Ama Türkiye’de profesyonel müzik eğitimi gören, 18 yaşını geçmemiş çocuklarımızdan oluşan bir orkestra yok ki dünyada da çok az sayıda var. Doğuş Grubu’nun sosyal sorumluluk projesi olarak 2006’da doğdu.


‘MÜZİK YOLUYLA İNSANLARIN BİRBİRİNİ ANLAMASI ÇOK DAHA KOLAY’


18 yaş altı orkestra oluşturmak büyük sorumluluk...

Bana projeyle geldikleri zaman kafamda soru işaretleri vardı. 18 yaş bir orkestra oluşturmak için küçük bir yaş grubu. Ama bu soru işaretleri geride kaldı, çok önemli işlere imza atıldı. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, çocuklarımıza sadece müzik eğitimi değil, sosyal eğitim de veriyor. Zaten müzik eğitimlerini konservatuvarlarda iyi şekilde alıyorlar. Orkestra yanında sosyal sorumluluk eğitiminden geçiyorlar. Türkiye’deki konservatuvarlardan seçilen en yetenekli öğrencilere sağlamış oldukları olanak önemli. Üstelik sadece çalan çocuklara değil; Türkiye’deki tüm çocuklara bir mesajı var: Müzik yoluyla insanların buluşması ve birbirini anlaması çok daha kolay olabilir...


Orkestra bugüne dek kaç müzisyen çocuğa kucak açtı?

Orkestramız 700-800 civarında müzisyen çocuğu bünyesinde barındırdı. Ama belki 700 bin çocuğumuza da televizyon, gazete ve etkinlikler yoluyla ulaşmış, bir şekilde onlara dokunmuş olabiliriz. 2006’dan beri 11 yılda Türkiye’nin pek çok noktasında ve dünyada konserler verdi.



Orkestrada çocuklarla çalışmanın zorlukları neler?

Çocuklarla hareket etmek önemli bir sorumluluk. Bu sene çok iyi orkestracılar oldular. Ama önümüzdeki hafta yeni kamp dönemine başlayacak olanların en az yüzde 40’ı hayatlarında ilk kez orkestrada çalacak çocuklar. Sürekli yenilenen bir orkestrayız. İlkokul 1’inci sınıftan itibaren orkestramıza gelebiliyorlar. Dolayısıyla zorlukları var ama sorumluluklarını biliyoruz. Sürekli uçakla seyahat ediyorlar, eşlik edenleri var. Neticede çocuklar... Ergenlik dönemi zorlukları var. Orkestrada çalma bir takım oyunu. Kaldı ki bu oyunu büyükler bile zor başarabiliyor. 8-10 yılınızı orkestrada geçirdikten sonra ancak “Ben orkestracı oldum” diyebilirsiniz. Ben de o zorlukları zaman zaman unutuyorum.


‘KEŞKE İZLEMEYEN ÇOCUĞUMUZ KALMASA’



Müzik çocuklar için neden önemli?

İnsanoğlu yer yüzünde var olduğundan beri, en önemli duyu organlarından birine hitap eden ses olgusunun düzenlenmiş şeklidir müzik. İnsanın yaratıcı gücünün en soyut biçimde yaşama aksettiği olgu. En disipline edilmiş şekliyse klasik müzik... Ama tartışma götürmez ki dünyada tüm müzikler değerli ve insanın müzikle olan bağlantısı medeniyetle olan bağlantısı... İnsanın gelişimini sağlayan ve bizim eksikliğini hissettiğimiz şey yaratıcılık ki müzik insan beynine yaratıcılık boyutu kazandırır. Çocuğun gelişmiş müziklerle, evcilleştirilmiş, disipline edilmiş müziklerle bağlantılarının ne kadar yoğun olduğu ileride nasıl bir birey olacağıyla doğru orantılı.


Neden özellikle Mozart?

Mozart, dünya müzik tarihine eserleri, yaşamı, yaratıcılık dehasıyla olağanüstü bir damga vurmuş ve katkı yapmış bir besteci. Dünyada bu kadar çok çalınan, bu kadar çok beste vermiş, yeteneklerini bu kadar kısa sürede sergileyip genç yaşta ölen de başka bir besteci yok. Onu tanımak çocuklar için çok mühim. Yazar ve yönetmenliğini Murat Göksu yaptı. Serhat Kılıç ve Ataberk Mutlu ile opera sanatçılarımız Görkem Ezgi Yıldırım, Eylem Demirhan Duru, Ahmet Baykara, Mehmet Yılmaz, Arda Aktar var.


Çocuklar neden izlemeye gelmeli?

Çocuklar için bu eseri izlemek yaşamlarında sadece müziğe değil, tüm sanat olgusuna bakışlarını değiştirecek ve ileride kuracakları sosyal bağları daha uygar bir şekilde oluşturmalarına katkı sağlayacak. Eserde çocukların ruhsal gelişimi için önemli olabilecek mesajlar var. Keşke izlemeyen çocuğumuz kalmasa.


Serhat Kılıç: Bir daha nerede Mozart oynarım?

82 bin 500’den fazla izleyiciye ulaştı DÇSO konserlerinden bazıları Konser hazırlıkları için orkestra, yılda 2 büyük kamp gerçekleştiriyor.


Orkestranın bir parçası olmak sizin için neden önemli, nasıl dahil oldunuz?

Bir tiyatro oyuncusu için orkestranın bir parçası olmakla ekibin parçası olmak zaten aynı şey. Birbirinden yetenekli çocukların oluşturduğu bu profesyonel orkestrasının bir parçası olmak ve onlarla bir şey üretmek benim için büyük heyecan. Bu çocuklar, benim gibi zor şartlarda yapmasınlar işlerini, kendilerini sürekli ispatlamak zorunda kalmasınlar ve yeteneklerini kullanamadıkları için bunalıma girmesinler, başka meslekler seçmek zorunda kalmasınlar diye yetenekli çocuklar okulu açtım Ankara’da. Bu yüzden benim için ayrıca çok kıymetli. Projeyi duyar duymaz zevkle kabul ettim ve aynı zevkle devam ediyoruz.

Mozart’a hayat vermek nasıl bir duygu?

Benim gibi Tatar, çekik gözlü Orta Asyalı olduğu çok belli olan bir aktör için mucize tabii ki. Bir daha nerede Mozart oynarım? Filmini çekselerdi Salieri’yi oynamak isterdim. Çünkü Mozart çok başarılı, müziğiyle meşgul bir adam. Esas mevzu Salieri’de... Çünkü ömrü boyunca onunla rekabet ediyor. Müthiştir ikisinin hikâyesi. Mozart’a hayat vermenin önemiyse armoni bitmişken, ritim krallığını ilan etmişken sadece Arabik popun gençler tarafından dinlendiği bir ülkede, çocuklara ve gençlere Mozart’tan bahsetmek lazım... Yüzyıldır eserleri hâlâ aynı coşkuyla dinlenen, çalınan bir adamın Türk Marşı diye bir bestesi var. Bunu bile bilmiyoruz. Ama bütün bunları çocuklarla paylaşmak ve buna ön ayak olmak, bunun bir parçası olmak müthiş güzel.


Çocuklarla çalışmanın önemli, zor ve keyifli yanları neler?

Çocuklarla çalışmanın zor bir tarafı olamaz. Zorluk çıkıyorsa o zorluk sizdedir. Ataberk muhteşem bir çocuk. Ona çocuk demeye dilim varmıyor, benden daha profesyonel. Ezberi hatırlattığı oluyor. Harika olduklarına her şahitlik ettiğinizde coşku hissediyorsunuz. Müthiş bir zevk.


22 Ocak’ta bizi neler bekliyor?

Çok kalabalık ve çok yetenekliyiz. Temsile mutlaka geliniz.



Röportaj: Sema Ereren

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.