Klasik müzik corona tanımıyor
Dünyamız ne Ebola, ne SARS ne de Domuz gribi salgınıyla böyle sarsılmamıştı. Kış ayı olması sebebiyle anlayamadık... Gripti, soğuk algınlığıydı, domuz gribi salgınıydı derken tüm dünya kendini bir anda "Covid-19" namıdiğer "Corona" virüsü salgını ile karşı karşıya buldu. Durumun vahametini dünyanın tüm ülkeleri aniden gelen ölümler ile yüzleşince anlayabildi. Hastalığa yakalanan kişilerin sayısı ve art arda gelen ölümler tüm insanlığın korkuya kapılmasına yetti. Ama bu salgının verdiği çok önemli bir ders vardı ki, Corona'nın din, dil, ırk, cinsiyet, zengin, fakir, ülke, bölge ve sosyal statü gözetmeksizin insanları öldürebildiği gibi ve toplumun her kesiminin psikolojik inanç ve dirençlerini yerle bir eden vahim tabloyu tüm insanlığın gözlerinin önüne serdi.
Şu an tüm dünya suskun ve çaresiz... Tüm insanlık "sadece hayatta kalmak" adına kendi içine kapanmakta. Hastalığın sebep olduğu yitip giden canların yanı sıra getirdiği maddi ve manevi külfetin şu an hesaplanabilir rakamların çok ötesinde olduğu kaçınılamaz bir gerçek. Her ne kadar sürüngen beynimizin biz insanlara "hayatta kal" çağrısı yapıyor ve insan olmanın önem ve değerlerinden uzaklaştırıyor olsa da, aslında dört elle sarılmamız gereken tek gerçeğin "insan olmak olduğunu" unutmamalı ve unutturmamalıyız.
Bu noktada insanların ihtiyaç duyduğu en önemli umut ve desteği canla başla sağlık sektöründe çalışan insanlar vermekte. Bilim adamından hemşiresine, hemşiresinden doktoruna insanlığı ayakta tutmak adına hummalı bir çalışma tüm dünyayı sarmış durumda. Alınan önlemler doğrultusunda tüm insanlık umudun verdiği inançla bu kara bulutların dağılmasını dört gözle beklemekte.
Hâl böyle iken bize insan olduğumuzu, taşıdığımız umudu, "hayata tutunun, yaşayacağız" mesajını birbirimize destek olmamız için dünyanın her yanında bir şekilde vermeyen çalışan insanlar var. Kah balkonundan, kah sosyal medyadan, kah online canlı yayınlar yaparak hem kendi morallerini, hem de tüm insanlığın moralini yüksekletmek için herkes bir şeyler yapmakta. Tüm insanlığın sahip olduğu yegane evrensel dille bu mesajı ulaştırmak için birçok insan gönüllü bir misyon üstlenmiş durumda. Şu an belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz "morali" kendi önceliklerini bir kenara bırakarak veren ve giderek büyüyen bir topluluktan bahsetmek istiyorum.
Müzisyenler...
Evet müzisyenler, özellikle klasik müzik sanatçıları... Belki de bu grup her açıdan en büyük darbeye maruz kalacak meslekler listesinin en başında yer alacak. Hayatlarını verdikleri konserler, orkestralardan aldıkları yevmiyeler ve gelen ekstralar ile idame ettiren müzisyenler. Hele ki düzenli bir orkestrada maaşı, sigortası olmayan müzisyenler ve tabii ki bu sektörün ayak durması için faaliyet gösteren tüm direkt ve endirekt sektör çalışanları bu durumdan çok ciddi bir şekilde etkilenecek. Hayatta kalsalar bile sonrasında onları ciddi maddi sorunların bekliyor olacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek olmadığı kesin. Şimdiden tüm dünya basınında çıkan haberlerde sektörü bekleyen kara tablo hakkında senaryolar yayınlanmakta.
Buna rağmen klasik müziğin her branşından insanlar müziğin birleştirici ve onarıcı gücünü gelir kaygısı gütmeksizin kah balkonlarından kah teknolojinin nimetlerini kullanarak tüm insanlığa ulaştırmakta ve moral olmaktalar.
Belki de bu musibet hastalık, klasik müziği hiç olmadığı kadar ulaşılır, hiç olmadığı kadar evrensel kılacakmış gibi gözükmekte.
Düşünsenize dünyanın en iyi ve ünlü orkestraları ücretsiz olarak sizlere canlı konser vermek için evinizin salonuna misafir oluyorlar. Ya da çok pahalı bilet fiyatları olan dünyaca ünlü enstrüman solistleri kendi evlerinde sosyal medya kanalları üzerinden canlı konserler vermeye başladı. Belki size çılgınca gelecek ama düşünsenize "Berlin Filarmoni Orkestrası"ndan muhteşem bir senfoni dinlemenin ardından Amerika'ya uzanıp "Metropolitan Operası"ndan şaheser bir yapıtı izleyebileceksiniz. Ya kahvenizi yudumlarken evinizin konforunda "Viyana Devlet Operası"ndan en ön sırada yeriniz hazır dersek ne dersiniz...
Karamsarlığa boğulduğumuz bugünlerde durumu optimist bir yaklaşımla ele alırsak, klasik müzik tutkunları için evde oturmak hiç bu kadar keyifli olmamıştı dersek abartmış olmayız. Bu kadarla da sınırlı değil, dünyanın en iyi keman virtüözlerinin başında sayılan ICMA ve ECHO ödüllü Avusturya vatandaşı ünlü kemancı Yury Revich 8 milyon avroluk Stradivari'si ile sizleri sosyal medya hesapları üzerinden duyurduğu online konserler ile evine misafir ediyor. Ünlü Virtüöz sadece online yayınla değil bazen de balkonundan Viyana'lı komşularına verdiği resitallerle moral vermekte. Ünlü kemancı "Let's Share Love & Music" (Hadi sevgiyi ve müziği paylaşalım) sloganıyla 2. ev konserini 18 Mart 2020 Çarşamba günü Türkiye saatiyle 20:00'de verecek. Genç virtüöz her ne kadar gelenekçi bir klasik müzik yorumcusu olsa da, online konser programlarında sadece klasik müziğe değil her türden müziğe yer vererek, müziğin ruhu besleyen tınılarıyla herkese ulaşmayı tercih ediyor. Yaptığı bu konserlerin en dikkat çekici yanı ise konser sırasında kendine yöneltilen tüm soruları canlı yayın esnasında samimi bir şekilde cevaplamakta. Yury ile telefonda yaptığımız sohbette bu konserlerine devam edeceğini ve yeni konser tarihlerini sosyal medya hesaplarından duyuracağını aktardı. Bu muhteşem kemancıyı takip etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Bu dalga dalga yayılan akım tabii ki sadece yurt dışında olmuyor. Ülkemizin yetiştirdiği, müziğin evrensel dilini, iyileştirici ve birleştirici gücüyle "moral" denen en iyi ilacı dağıtmak adına bu misyonu omuzlayan, çok değerli klasik müzik sanatçılarımız da art arda bu gönüllü sanat kervanına katılmakta. Değerli virtüöz piyanistimiz Gülsin Onay ve keman virtüözü Cihat Aşkın da Pazar günü sosyal medya hesapları üzerinden verdikleri konserler ile müzikseverlerin evlerine konuk olmaya başladılar bile. Dünyanın önde gelen Chopin yorumcularından kabul edilen Gülsin Onay artık her Pazar akşamı Twitter üzerinden ev konseri vereceğini duyurdu. Cihat Aşkın'da "Dayanışma Konserleri" adı altında gerçekleştirdiği konserin benzerlerini ilerleyen günlerde tarih ve saatlerini sosyal medya hesaplarından duyurarak sanatseverlere moral vermeye devam edeceğini açıkladı.
Hem ülkemizde hem de yurt dışında bu gönüllü klasik müzik konserlerinin sürekli yapılacak olduğunu, sadece sosyal medya hesapları üzerinden kurum ve sanatçıları takip ederek konser gün ve saatlerini öğrenebileceğinizi hatırlatmak isterim.
Türkiye'nin dört bir yanında yaşayan yüz binlerce klasik müziksever karantina günlerinde konser salonlarından uzak kalsalar da klasik müziğe doyacakları bu fırsatlarla bir nebze dâhi olsa üzerlerine üzerine çöken karamsarlığı dağıtmak açısında moral olacağına inanıyorum.
Eğer bu yazıyı okuyorsanız ve iptal olan bir konser etkinliği biletine sahipseniz, tüm dünyada yayılan "bilet ücretini bağışla" akımına katılarak yakın gelecekte sanatçılarımızı bekleyen zor günleri için sizlerin de onlara böyle destek vererek "moral" olmanızı temenni ederim.
Bu zor günler stoklayarak değil, paylaşılarak aşılacaktır. Öncelikle sevgiyi, anlayışı, dostluğu ve tabii ki müziği paylaşalım, eminim gerisi kendiliğinden gelecektir.
Bir sonraki köşe yazıma kadar sağlıkla ve klasik müzikle kalınız.
YORUMLAR