Neredeyse tüm kültürlerde, farklı zamanlarda da olsa, buğdayın öncülüğünde benzer malzemelerle hazırlanan bir nevi bereket yemeği aşure. Doğanın yeniden uyanışı kutlanıyor, kuru yaşa çevriliyor, üretkenlik ve kadına özel doğurganlık kutsanıyor. Tüm bunları; aynı tencereye konmasında hiçbir mantık olmayan, birbirinden alakasız bazen 7, bazen 12 bazen 41 malzeme yapıyor. Doğruyu söylemek gerekirse bizim evde hiç bitmeyen bir heyecanla her sene aynı aşure yapılıyor. ‘Tatlı Hayat’a özel yeni aşure tarifleri vermek için yola çıktığımda ilk işim Nurten Erkan’ı aramak oldu. Annem onun aşuresini pek metheder. Nurten Teyze yıllardır mutfağından eksik olmayan bir kitaptan yaparmış aşuresini. Eşi İlter Amca hayattayken bir kaba kendi yaptığı aşureyi, bir kaba da kız kardeşinin aşuresini koyar; güzel olanı seçmesini istermiş. İlter Amca her seferinde hangi aşureyi kimin yaptığını bilirmiş. Nurten Teyze’nin anlattıkları bana ilham verdi; öncelikle bahsettiği kitabı internetten satın aldım. Belki de son kopyaya sahip oldum. “Ev Kadının Yemek Kitabı” cumhurbaşkanlığı baş aşçısı Necdet Dengizer tarafından 1945 yılında yazılmış. Necdet Dengizer “İyi yemek yemek için üç esasa dikkat etmek lazımdır” diyor. Neler mi? Sıralayalım: Kullanılacak malzemenin iyisini almak, yemek pişerken alaka ile takip etmek, yemeğin tadını, tuzunu denk getirmek.


Zorlu ama keyifli

Konu aşure olunca, alaka en önemli husus. Bir gününüzü mutfakta geçirmeyi göze almalısınız. Hele benim gibi birkaç gurunun aşuresini aynı anda yapıp lezzetleri yarıştırmaya kalkarsanız, 2 gün mutfaktan çıkamazsınız.


Cidden işim kolay değildi bu hafta. Bir elimde Necdet Dengizer’in kitabı, diğerinde Ekrem Muhittin Yeğen’inki. Bunlar da yetmedi, kütüphanemin en değerli yemek kitaplarından ekonomi yazarımız Abdurrahman Yıldırım’ın hediyesi Fahriye Nedim’inki ve Yemek ve Kültür Dergisi’nin aşure özel sayısı...


Zorlu ama keyifli bir mutfak macerası sonrası bir kez daha anladım ki aşure sadece bir tatlı değil. Farklılıkların muhteşem bir sentezi. Tıpkı topraklarımızdaki etnik zenginliğin ülkemize verdiği eşsiz renk gibi. Değişim mi? “Aşurede tutucuyum, alıştığım tariften başkasını yapmam” diyenlerden olabilirsiniz, ama unutmayın ki değişime ayak uydurmak, yeni ve farklı malzemelere yer açmak da lezzete lezzet katabilir.


Son söz Koliva için... Rum Ortodoks geleneğinin şekerli buğdayı koliva sadece anma günlerinde yapılıyor. Bu hafta bu kadar çok buğdayla iç içe olunca, pişmiş buğdayın kurutulmasıyla yapılan bu aşureyi de paylaşmadan edemedim. Ve bunca zenginliğin içinde ülkemi tekrar tekrar sevdim.


Sütlü aşure tarifi...


Esmer aşure tarifi...


Necdet Dengizer'in aşure tarifi...


Koliva tarifi...


Yazı: Selin Kutucular

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.