Topuk kanı, doğumdan sonraki ilk günlerde yenidoğanların topuğundan alınan bir damla kan örneğidir. Bu kan örneği ile yapılan taramalar sayesinde, doğuştan gelen ve erken fark edilmezse kalıcı hasara yol açabilecek bazı metabolik ve genetik hastalıklar, henüz belirti göstermeden tespit edilebiliyor ve tedavi sürecine başlanabiliyor.
Ancak son yıllarda bazı alternatif tıp uzmanlarının görüşlerine dayanarak birçok aile, bebekleri için bu testi yaptırmaktan kaçınmaya başladı. Özellikle Ağustos 2024’te bebeklerinden topuk kanı alınmasını reddeden bir aileye karşı Kars İl Sağlık Müdürlüğü’nün açtığı davada yargının aile lehine hüküm vermesi, tartışmaları alevlendirdi.
Sağlık Bakanlığı, hala topuk kanı taramasını öneriyor ve özellikle reddedilmediği sürece bu test Türkiye’de, rutin olarak her yeni doğan bebeğe uygulanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yenidoğan tarama testlerini halk sağlığı açısından yüksek öncelikli müdahaleler arasında değerlendiriyor. DSÖ’ye göre, bu taramalar sayesinde çocuklarda zeka geriliği, gelişimsel bozukluklar ya da yaşamı tehdit eden metabolik hastalıklar erken dönemde fark edilerek kalıcı hasarlar önlenebiliyor.
Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) de benzer şekilde topuk kanı testinin, yenidoğan ölümlerini ve engelli yaşam oranlarını düşürmede kanıta dayalı en etkili yöntemlerden biri olduğunu belirtiyor. Kurum, testin uygulama zorunluluğu olmasa da her ebeveynin bu taramayı reddetmeden önce bilimsel bilgiye dayalı karar vermesi gerektiğini vurguluyor.
Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ise, yenidoğan taramalarının ülke çapında düzenli olarak yürütüldüğünü ve her yıl binlerce bebeğin hayatını değiştirdiğini açıklıyor. Sadece 1 damla kanla yapılan bu testin, uzun vadede hem bireysel hem toplumsal sağlık giderlerini ciddi şekilde azalttığı belirtiliyor.
Topuk kanı nedir, neden alınır?
Topuk kanı, doğumdan sonraki ilk günlerde, genellikle 3. ile 5. gün arasında alınan birkaç damla kan örneğidir. Bebeğin topuğuna küçük bir iğneyle yapılan bu işlem, doğuştan görülebilen bazı hastalıkları erken fark edebilmek için uygulanır.
Testin amacı hastalık teşhisi koymak değil, belirti vermeyen ama ileride ciddi sonuçlar doğurabilecek bazı genetik ve metabolik rahatsızlıklar hakkında fikir edinmektir. Böylece bebek henüz hastalanmadan önlem alınabilir, tedaviye erkenden başlanabilir.
Topuk kanı ile hangi hastalıklar teşhis edilebilir?
Topuk kanı testiyle Türkiye’de fenilketonüri, doğuştan hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis, SMA gibi hastalıklar taranıyor. Bu hastalıklar zamanında fark edilmezse zeka geriliği, gelişim bozuklukları, kas kaybı ya da kalıcı sağlık sorunları gibi ciddi sonuçlara yol açabiliyor.
Test ile doğrudan tanı koyulmuyor. Sadece risk taşıyan durumlar tespit edilerek, bebeğin ileri tetkik için sağlık kuruluşlarına yönlendirilmesi sağlanıyor. Bu yönüyle topuk kanı testi, basit ama hayat kurtaran bir tarama olarak nitelendiriliyor.
Topuk kanı kaç kez alınır, neden tekrarlanır?
Topuk kanı genellikle bir kez alınır ama bazı durumlarda ikinci kez alınması gerekebilir. Örneğin kan örneği yeterli gelmemişse, test zamanlaması uygun değilse ya da laboratuvarda şüpheli bir sonuç çıkarsa yeniden örnek alınabilir.
Bu tekrarlar, bebeğin sağlığını garanti altına almak için yapılır. Ailelerin endişe etmesine gerek yoktur. Testin yeniden uygulanması bebeğe zarar vermez, sadece sonuçların doğruluğunu artırmak için gereklidir.
Topuk kanı sonucu kaç günde çıkar?
Topuk kanı sonuçları genellikle birkaç gün içinde çıkar. Her ildeki test süreci farklılık gösterebilir ama genellikle sonuçların çıkması bir haftayı geçmez. Ciddi bir durum varsa aileyle hemen iletişime geçilir.
Test sonucu normal çıktığında aileye çoğu zaman ayrıca bildirim yapılmaz. Eğer aile süreci takip etmek isterse, bağlı olduğu aile sağlığı merkezinden bilgi alabilir.
Topuk kanı alınmazsa ne olur?
Topuk kanı alınmadığında, doğuştan gelen bazı hastalıklar fark edilmeden ilerleyebilir. Bu hastalıkların çoğu ilk aylarda belirti vermez ama ilerleyen dönemlerde kalıcı zeka geriliği, gelişim bozukluğu, fiziksel engel ya da hayati risk oluşturabilir.
Testin yapılmaması, tedavi şansı olan bir hastalığın gözden kaçmasına neden olabilir. Oysa bu test sayesinde birçok bebek çok erken dönemde tedaviye başlıyor ve sağlıklı bir yaşam sürdürebiliyor.
Topuk kanı testi zorunlu mu? Reddedilebilir mi?
Topuk kanı testi Türkiye’de yasal olarak zorunlu değil ama Sağlık Bakanlığı tarafından öneriliyor. Ailelerin bu testi reddetme hakkı var. Ancak bu durumda “aydınlatılmış red formu” imzalamaları gerekiyor.
Sağlık çalışanları, testin neden önemli olduğunu aileye anlatmakla yükümlü. Red formunu imzalayan aileler, test yapılmadığında ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarının sorumluluğunu da üstlenmiş oluyor.
Topuk kanı testi zararlı mı?
Topuk kanı testi zararlı değil. Sadece bebeğin topuğundan alınan küçük bir miktar kanla yapılıyor. Bu işlem birkaç saniye sürüyor ve bebekte kalıcı bir iz ya da hasar bırakmıyor. İşlem sırasında bebek kısa süreli bir rahatsızlık hissedebilir ama bu, normal iğneyle aşı olmaktan farklı değil. Vücuda hiçbir madde verilmediği için fiziksel olarak zararlı bir tarafı yok.
Topuk kanı alındıktan sonra bebek yıkanır mı?
Evet, topuk kanı alındıktan sonra bebek yıkanabilir. Ancak kan alındıktan sonra bölgenin temiz tutulması önemli. Kanama durmuşsa ve pamukla kapatılmışsa bebek normal şekilde yıkanabilir. Bazı aileler bebeğin birkaç gün yıkanmaması gerektiğini düşünse de, böyle bir zorunluluk yok. Temizlik kurallarına dikkat edildiği sürece bebek için herhangi bir risk oluşmaz.
Topuk kanı ile ilgili yanlış bilinenler: Reddeden aileler neden topuk kanı testi yaptırmak istemiyor?
Topuk kanı testiyle ilgili son yıllarda giderek yayılan bilgi kirliliği, bazı ailelerin bu hayati uygulamayı reddetmesine neden oluyor. Özellikle sosyal medya ve alternatif tıp çevrelerinde test ile alınan kan örneklerinin “gizli amaçlar için kullanıldığı” gibi asılsız iddialar gündeme geliyor. DNA verilerinin toplandığı, çocuğun mahremiyetinin ihlal edildiği ya da testin zarar verici olduğu gibi iddiaların bilimsel hiçbir temeli bulunmuyor.
Bazı aileler, bazı meşhur geleneksel tıp savunucularının “doğal olana müdahale etmeyin” yaklaşımından etkilenerek, topuk kanı testini gereksiz görüyor. Ancak bu tür söylemler, erken teşhisle önlenebilecek hastalıkların atlanmasına yol açabilir. Bilimsel tıp, testin herhangi bir zararı olmadığını, aksine binlerce çocuğun sağlıklı büyümesine olanak tanıdığını açık şekilde ortaya koyuyor.
Ailelerin endişeleri çoğu zaman bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Testin amacı, kapsamı ve süreci doğru şekilde anlatıldığında, çoğu aile ikna olabiliyor. Sağlık çalışanlarının bu noktada aileyle açık ve güven verici bir iletişim kurması çok önemli. Topuk kanı testi, çocuğun sağlığı için atılan küçük ama kritik bir adım; ve bu adımın atlanması, geri dönülemeyecek sonuçlar doğurabiliyor.
Referanslar:
"WHO Guidelines on Drawing Blood: Best Practices in Phlebotomy". Şuradan alındı: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK138654/
"Yenidoğan Metabolik ve Endokrin Hastalık Tarama Programı (NTP)". Şuradan alındı: https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/tarama-programlari/ntp.html
"National newborn screening tests that are carried out with heel lance and their importance". Şuradan alındı: https://www.researchgate.net/profile/Sibel-Icke/publication/309004514_National_newborn_screening_tests_that_are_carried_out_with_heel_lance_and_their_importance/links/58774dc708ae6eb871d14a35/National-newborn-screening-tests-that-are-carried-out-with-heel-lance-and-their-importance.pdf
YORUMLAR