Hayat zaten maskeli bir balo değil mi? Sosyal varlıklarız, toplumda yer edinme ihtiyacı duyarız ama toplumda yer edinmek için maske kullanmak ne derece doğru? İnsanlar kendi içini ve gizini gizlemek için genellikle maske kullanırlar. Kimi kendini belli eder beyaz, kimi gizler siyahtır. Kişi kendi ayıbından utanmaz, bir başkasının onun ayıbını bilme ihtimalinden utanır ve maskelenir, sonuç maske gerçeği gizlemek içindir. Öz güveni olmayan kişi kendini saklar, mutlaka bir açığı vardır, korkusu vardır. Sevilmemekten ve güçsüz görünmekten korkar, oysa güçsüzlük ayıp değildir takılan maske ayıptır. Zamanla maske yorar insanı, güçlü yerine zayıf gösterir.


İnanç, iş, meslek, eğitim, politika, din, taraftarlık bir maske olabilir. Yaşanılan toplumunun, popüler kültürün ve genel kabul gören insan davranışlarının etkisiyle girilen çeşitli şekiller maskelerdir. Her insanda belli bir miktar maskeyle gezme hali mevcuttur. Asıl olan toplumunun etkisiyle takınılan maskeyle, iki yüzlülük dediğimiz ve içinde kirli bir niyet barındıran maskenin ayrımına varmaktır, varabilmektir.


Görmek herkese özgü değildir, insan aynaya baktığında görmek istediğini görür ama aynanın arkası karanlıktır. Bizler gözün gördüğünü kabul eder, ona göre yorum yaparız ama gönül gözüyle bakmayı bilsek ve insan olmanın bize verdiği aklı kullansak, gözle değil gönül gözüyle bakabilsek, neden yapıyor değil de niçin böyle demeyi öğrenebilsek, hayat, yaşam, insanlık çok daha güzel olurdu.


Kimsenin birbirine acımadığı, birinin ötekine yardım etmeyi aklından geçirmediği soğuk, umutsuz, mutsuz bir dünyada yaşıyoruz. Yalnızlıktan korktuğumuz ama sürekli yalnız kalmaya çalıştığımız, yalnızlığımızın yetmediği ve bitmediği bir çağdayız. Kişi önce kendini toplumun bireyi, değeri olarak görmeli, hatalar ve kusurlar için önce kendine bakmalı sonra insanları yargılamalı. Eğer kendini seviyorsan hayatı da seversin, yürümeyi seversin tebessüm edersin, vicdanın ağır basar mutlu etmeyi yeğlersin, gülen gözlerine gözler takılır gülümsemeyi öğretirsin, bunların hepsi kendinle başlar. Önce kendini sevmeyi öğrenmeli, sonrasında sevgiyle içinde yetişen tohumlar filizlenir, yeşerir.


Yazı: Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.