Kendi işinize giriş 101…

Geçen hafta kendi işini kurmaya hızlı bir giriş yapmış ve sizin canınızı epey sıkmıştım hatırlarsanız ;)


Bu hafta başladığım listemi tamamlayacak, üzerime düşen görevi layıkıyla yerine getirmenin haklı gururuyla şöyle bir patron koltuğumda kollarımı kavuşturup, arkama yaslanacağım.


Patron koltuğu da 5 yıldır ilk defa şöyle gerim gerim gerinen sahibini görünce, yeni bir ortaklık anlaşması filan imzaladığımı düşünüp sevinecek benim için garibim. :)


Zira kendisi, genelde benim koltuğun ucuna oturup habire tıkır tıkır mailleşmeme, rahatsız bir pozisyonda alel acele telefonda randevu organizasyonlarıma ve popomun üzerine yarım saatten fazla oturamama alışık.


Onu da bu şekilde kısa bir süreliğine mutlu etmiş olacağım.


Siz de yazımı okuduktan sonra bir parça canınız sıkılmış olsa da benim gibi saçları dökmeden, el yordamıyla kafa göz yarmadan, daha bilinçli gözlerle bakacaksınız kuracağınız işe.


Anlaştık mı?


Haydi, başlayalım o zaman!


Geçen hafta kendi işimizi kurmadan önce yanımıza almamız gereken şeylerin başında “hayal”, ”inanç”, ”hareket planı” gelmeli, demiştim.


Şimdi artırıyorum!


Artık biraz elle tutulur şeylerden bahsedelim:

- Hedef kitleniz kim?



Sizin ürettiğiniz malı, vermeyi planladığınız hizmeti kim alacak? Bunu detaylı olarak ortaya koyun.



Kadın – erkek, yaş grubu, yaşadıkları yer, davranış özellikleri, ne kadar sıklıkla görüşebileceksiniz; bunlar çok önemli bilgiler.



“İş denen kavram; sizin verdiğinizi, para vererek satın alacak birilerinin olması.”



Olay bu kadar basit! Siz de bunu kafanızda bu kadar basite indirgeyin.



Bundan böyle yatağa yattığınızda kafanızda “ya bu kız bana niye trip attı?” ya da “popomu daha küçük gösterecek kotu nereden bulurum?” değil de “Hedef kitleme nasıl ulaşırım?” olacak.



Sizi baştan uyarayım :)



Gece gündüz buna kafa yoracaksınız.



Yormalısınız.



Yormazsanız batarsınız.



- Sosyal medya ile temasım ne kadar?



“Ay şekerim çok banal; ben hayatımı sosyal medyada yayınlayan tipleri hiç anlamıyorum, o yüzden kendime ne Twitter ne Facebook hesabı açtım” diyenlerdenseniz, üzgünüm ama o hesaplar hemen açılacak!



Dünya internet üzerinde yaşıyor. Artık gerçekliğimiz bu boyutta. İşte tam da bu sebeple bunu inkar ederek soyunduğunuz herhangi bir işte başarılı olma ihtimaliniz çok düşük. Hedef kitlenizi ıskalama ihtimaliniz ise çok yüksek.



Hem kendinize hem de markanıza sosyal hesaplar açmak ve bu hesapları bizzat yönetecek bilgiye sahip olmanız gerekiyor.



- İnternetten, bilgisayardan anlıyor muyum?

Anlamalısınız!



Evet, her şeyi siz yapacak değilsiniz. Bu konular için işin uzmanlarından destek alacaksınız. Hatta kendi ekibinizde bu işlere bakacak insanlar olacak belki de. Parasını verip yaptırırım ne var ki, diye düşünüyor olabilirsiniz. Doğrudur ama yetersizdir de.



Siz siz olun işinizde yürüyen her ama her bacaktan fikir yürütecek kadar anlayın.



“Bunu yapamayız, mümkün değil efendim.” gibi keklenmelerden kendinizi korumuş olursunuz. İş hayatında personeliniz ya da üçüncü partiler tarafından kandırılmak an meselesi.



Gönderilen mailleri, web sitenizdeki güncellemeleri, sosyal medya paylaşımlarını her zaman ama her zaman kendiniz de takip edebilin.



- Yabancı dil ile aranız nasıl?

Muhteşem konuşmanız şart değil ama az buçuk İngilizce her zaman işinize yarayacaktır. İnternette yapacağınız araştırmalarda, yarın öbür gün inşallah uluslar arası fuarlara gittiğinizde bir yabancı dil her zaman harika bağlantılar kurmanızı sağlar.

O yüzden çok da masraf yapmadan bir yabancı dil öğrenmeye çalışın.



Devletin açtığı bilgisayar, internet, yabancı dil kursları bu anlamda ideal. Ben de önüme geldikçe buradan onları duyurmak istiyorum. Bir çoğu ücretsiz. Bir kısmı da çok cüzi ücretlerle çok dişe dokunur eğitimler alma şansı veriyor. Bunları lütfen takip edin.



- Eğitim şart!

Sadece bu genel eğitimler değil mesleki eğitimleri de önemseyin. Personelinizin katıldığı tüm eğitimlere siz de gidin. İşin uzmanı olmanız şart değil; ama müşteriniz bir soru sorduğunda verilecek tatmin edici cevaplarınızın olabilmesi için, işinizin mevcudiyetini oluşturan konu ile ilgili temel bilgilere mutlaka sahip olmalısınız.



Melissima’da beni estetisyen sanan çok olur mesela. :)



Cildin yapısı, tırnak batması, leke tedavisi, epilasyon sonrası fena anlamam hani.



Çünkü yıllardır tüm bu eğitimlere ben de katılmışımdır ve her ama her Allah’ın günü konumuzla ilgili yeni bir konu okur, bunu da hem personelimle hem de Facebook’taki Melissima grubumuzdan (burada bu linki verebilirsek harika olur http://www.facebook.com/groups/melissima/ )bizi takip eden geniş müşteri grubumuzla paylaşırım.



Hayatın her alanında öyle ama kendi işinizi yaparken paylaşımcı olmanın çok faydasını görürsünüz.



Birine verdiğiniz bir destek gün gelir sizin çok işinize yarayacak bir güç birliğine dönüşebilir bunu unutmamalı.



- Network’um kuracağım iş için avantajlı mı; networking tarafım kuvvetli mi?

“Nedir networking” diye soranlar için, çok kısaca “çevre yapmak” diyebiliriz.

Bir arkadaşınızla yemek yerken, onun başka bir arkadaşı da size katıldı. Harika bir sohbet ile yemek daha da keyifli hale geldi ve siz kendinizi bir anda ona hayallerinizi anlatırken buldunuz. O da “dur ben seni Ahmet ile tanıştırayım; o bu konuda yıllardır çalışıyor.” dedi. Alın size network! O Ahmet’ten neler geleceğini hiç ama hiç bilemezsiniz.



Dolayısıyla kurumsal hayatınızda, sosyal ortamlarda tanıştığınız insanları artık bu gözle incelemeye başlayın. Soru sormaktan çekinmeyin. Herkes ama herkes kendi deneyimlerini anlatmaya bayılır! (Bakın bana; bir başladım haftalardır susmuyorum ;)



Çok klasiktir, ama ben de tavsiye etmeden duramayacağım; mutlaka kartvizitinin arkasına onunla ilgili özel bir not düşün. Nerede tanıştığınızı, kimin vesilesiyle bir araya geldiğinizi unutmamanız ileride çok işinize yarayabilir.



- Kişisel gelişim kitapları okuyun, meditasyon yapın, dua edin

Duygusal durumlarımız her zaman aynı stabil halde kalamayabiliyor. Çoğu zaman inişli çıkışlı haller yaşıyoruz. Ben çok bilirim odama girip kendimi jiletlemek istediğimi. Sonra derin bir nefes alıp, odamdan çıkarak hiç bir şey olmamış gibi savaşa (pardon hayata) devam ettiğimi.



İşte böyle zamanlarda içsel gücümüzü korumak, aklımızı dingin kılmak, düşüncelerimizi berraklaştrmak çok ama çok önemli hale geliyor.



Ben Melissima’nın 5 yıllık sürecinde bir kütüphane dolusu kişisel gelişim kitabı yemiş yutmuş, bir çok seminere ve eğitime katılmışımdır. Çok da faydasını gördüğüm için sizlere de tavsiye etmek isterim.



Aykut Oğut – Evrenden Torpilim Var & Aynalı Kitap



Darel Rutherford (Aykut Oğut’un hocası) – Çözüm Olmak



Rhonda Byrne – Güç (tabii Secret’ı da mutlaka okunmalı!)



Beki İkala Erikli – Meleklerle Yaşamak



Benim en faydalandığım kitaplar arasında.



Şimdilerde kuzenim Mehmet Uğur’un tavsiyesiyle Napoleon Hill’in ‘Düşün ve Zengin Ol’unu okuyorum. Mehmet’in iddiasına göre bu kitabı en az 3 defa okuduktan sonra özümsermişim; şu an okuma sürecim hararetle devam ediyor.



Bunun dışında meditasyon yapmak, dua etmek ruhu özgürleştirmenin en kestirme, en kolay, en bedava yolları. Üstelik memnuniyet garantili! Sizi yaradan güce teslim olduğunuzda “vardır bir yolu” diyorsunuz ve rahatlıyorsunuz ;)



Kendi işini kurmak ve onu ayakta tutmak çok zorlu bir süreç ama bir o kadar da geliştiren bir süreç.



Allah hepimizin yolunu açık etsin!



Haftaya KOSGEB’in “Kadın Girişimci Adaylarına Özel Fırsatlar ve Destekler” programına katılacağım. Edindiğim tüm bilgileri sizlerle seve seve paylaşmak isterim. Haftaya Çarşamba gününe kadar KOSGEB danışmanlarına sormamı istediğiniz ne varsa bu sayfanın altına yorum olarak girebilirsiniz.



Sevgilerimle,



Bolluk ve bereketle geçecek bir hafta diliyorm hepimize.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.