Dermatoloji Uzmanı Dr. Kadriye Çimen, yaz aylarında ultraviyole ışınları içeren güneş ışıklarından korunmak için Meksika türü şapka takıp bol bol karpuz ve balık yenmesini tavsiye ediyor.


Yaz aylarının başlamasıyla birlikte güneşin önemi daha da artarken, vücuda yararı kadar zararı da olabilen güneşten korunma yöntemlerine dikkat etmek gerektiği belirtildi. Ultraviyole ışınları içeren güneş ışıklarından özellikle çocuklar ve gençlerin iyi korunması gerektiğini kaydeden uzmanlar, 10.00-15.00 saatleri arasında güneşe çıkılmaması, açık renk ve sıkı dokulu giysiler giyilmesi, özellikle Meksika tipi şapka, güneş kremi ve güneş gözlüğü kullanılmasını karpuz, balık yenmesini tavsiye etti.


Dermatoloji Uzmanı Dr. Kadriye Çimen konuya ilişkin “Güneş ışınlarının yüze ve göze direkt vurmasını engelleyen Meksika türü şapkalar kullanabiliriz. Güneşten korunmada ayrıca güneşten koruyucu kremler de kullanabiliriz. Cildimize uygun faktörlü, cildimizin yapısına uygun ürünler seçerek cildimizi güneşten koruyabiliriz. Eğer cildimiz aşırı yağlı veya kuru ise buna uygun güneş kremi kullanabiliriz. En uygun olanı bir dermatologa başvurarak cildimize hangi ürün tavsiye edildiyse bunu kullanmamızda fayda vardır. Tüm bunların yanı sıra güneş gözlüğü kullanarak da cildimizi ve gözlerimizi güneşten koruyabiliriz” ifadelerini kullandı.


Güneşten korunmada bazı gıdaların da etkili olabileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Çimen, “Örneğin meyveler, karpuz, yeşil çay, balık gibi bir takım gıdalar için de bulunan antioksidan maddeler nedeni ile bizi güneşten koruyabilirler. Bu nedenle özellikle yazın vazgeçilmez meyvelerinden biri olan karpuzu bol bol tüketmemizde fayda var, aynı zamanda siyah çay yerine yeşil çayı tercih edebiliriz. Yeşil çay içerdiği birtakım antioksidan maddeler nedeniyle antiaging etki göstermektedir, bunun yanında bizi güneşin zararlı etkilerinden de koruyabilmektedir. Balığın içerisindeki birtakım omega 3 yağ asitleri vücudumuzun direncini artırdığı gibi bizi güneşin zararlı etkilerinden de koruyabilir” dedi.



Güneş ışınlarından hangi cilt tipi nasıl korunmalı?

Acıbadem Ataşehir Cerrahi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Vildan Şengöz, hangi cilt tipinin nasıl korunması gerektiğini anlattı.


Güneş ışığı UV-A ve UV-B denen 2 yapısal bileşim içeriyor. UV-A ışınları yeryüzüne gün boyu, UV-B ışınları ise 12:00-14:00 saatleri arasında yoğun olarak ulaşıyor. Özellikle ozon tabakasının delinmesi ve çevre kirliliği sonucu bu ışınların yeryüzüne daha fazla ulaşmaları nedeniyle cildimiz ciddi boyutlarda hasar görüyor. Örneğin UV-A ışınları cildimizin derinlerine inip uzun sürede ciltte derin kırışıklar ve lekeler ile güneş ışığına bağlı alerjiler oluşturuyor. Bazı tansiyon ilaçları ve antibiyotiklerin de alerjiye yol açmalarını kolaylaştırıyor. Öğle saatlerinde yoğunlaşan UV-B ışını ise ani kızarma şeklinde güneş yanığına neden oluyor ve cilt kanserine zemin hazırlıyor. Aşırı güneşlenmenin yıllar içinde yaşlanmayı hızlandırdığını, ciltte kırışıklıklara ve lekelere yol açtığını da unutmamalı. Dolayısıyla güneşten korunmak şart! Dermatoloji Uzmanı Dr. Vildan Şengöz'ün konu hakkında verdiği bilgiler...


Hangi cilt tipi, nasıl korunmalı?

Sarışın ve kızıllar

Cilt rengi beyaz ya da açık pembe olan sarışın ve kızıllar genellikle bronzlaşmıyor. Bu cilt tiplerinde korunmasız bir şekilde güneşte kalmak yanıklara yol açıyor ve bunun sonucunda cilt kanseri riski artıyor. Sarışın ve kızıllar vücut için losyon formlarını, yüz içinse kremleri tercih etmeliler. Çünkü sarışınların ciltleri genellikle daha kuru ve hassas oluyor. Losyonlar da sıvı kıvamda oldukları için gözeneklerin tıkanmasını önlüyor ve gövdeye daha kolay uygulanıyor. Sarışın ve kızılların SPF 50 ve üzeri ürünleri kullanmaları gerekiyor. Güneş koruyucular göz çevresine yeterli gelmediği için mutlaka güneş gözlüğü ve geniş kenarlı şapka kullanmalılar. Ayrıca doğrudan güneş altında kalmamaya da dikkat etmeliler. Bunların yanı sıra yüz, boyun ve el gibi açıkta kalan yerlerine sadece yaz aylarında değil, her mevsim koruyucu sürmeyi alışkanlık haline getirmeliler.


Kumrallar

Hafif bronzlaşma oluşabilen bu cilt tipleri de genellikle güneşe karşı duyarlı oluyor. Dolayısıyla uzun süre güneşlendikleri takdirde yanıklar ortaya çıkıyor. Kumralların ciltleri sarışınlara nazaran biraz daha güçlü olduğu için SPF 30 ürünlerini kullanabilirler. Ayrıca güneşe karşı hassaslaştıran antibiyotik, romatizma veya doğum kontrol hapları gibi ilaç kullanıyorlarsa daha da dikkatli olmaları gerekiyor.


Esmerler

SPF 15 civarı ürünler bu cilt tipi için yeterli geliyor. Ancak esmerler de koyu ten rengine sahip oldukları halde, tıpkı diğer cilt tiplerindeki gibi özellikle öğle saatlerinde güneşten kaçınmalılar. Ciltleri kuru ise krem, yağlı ise losyon ve sprey formunda ürün kullanabilirler. Hem uygulanması kolay, hem de ciltteki gözenekleri tıkamadığı için su bazlı ürünleri tercih etmeliler.


Bunları yapmadan güneşe çıkmayın!

  • Şemsiye altında veya gölgede bulunmanız sizi UV ışınlarından korumuyor. Gölgede bile güneşten koruyucu ürün kullanmayı asla ihmal etmeyin.

  • Yüksek faktörlü ürün cildinizi yüzde 100 oranında koruyamaz. Bu nedenle tüm gününüzü bir kez sürdüğünüz koruyucu bir ürünle geçirmeniz doğru değil. Güneş koruyucu ürünü her 2 saatte bir tekrar sürmeli, suyla temas ettiğiniz takdirde ise bu zamanı dikkate almadan işlemi yinelemelisiniz.

  • Güneşe çıkarken geniş kenarlı şapka takmayı ve gözlük kullanmayı ihmal etmeyin.

  • Kıyafetlerinizin de sık dokunmuş yapıda olmasına dikkat edin.

  • Güneşte leke oluşması riskine karşı parfüm gibi alkollü ürünleri cildinize sürmeyin.

  • Ürünü cilt tipinize uygun olarak seçin. Vücudunuz için losyon veya sprey formlarını, yüzünüz içinse krem formlarının seçin. Ayrıca cildiniz yağlı ise gözenekleri tıkamasın diye su bazlı kuru ve alerjik ise hassas ciltler için hazırlanmış ürünleri tercih edin.

  • Etkisini gösterebilmesi için ürünü cildinize dışarıya çıkmadan 20 dakika önce yedirin. Yüze ve gövdeye eşit şekilde dağıtarak bolca uygulayın.

  • Kozmetik ve sinek kovucu gibi başka ürünler de kullanacaksanız alta güneş koruyucu sürüp, koruyucu ürünü 10 dakika sonra uygulayın.

  • Güneş koruyucu ürünleri, eğer güneş altında kalmışlarsa her yıl yenileyin ve kıvamı bozulanları kullanmayın.

  • Hamileyseniz çinkooksit ve titanyum dioksit içeren, en az SPF 30 ve üzeri olan fiziksel koruyucuları tercih edin. Çocuklarınıza ise ciltleri daha hassas olduğu için SPF 50 ve üzeri ürünleri uygulayın.


Sıcak havalarda bunlara dikkat!

Sıcak havalarda sağlıklı kalabilmek için yapmanız gerekenleri Memorial Hizmet Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Yavuz Öztürker anlattı.


Sıcak ve nemli hava, gün içinde nefes almayı zorlaştırmakla kalmayıp, pek çok hastalığa zemin hazırlıyor. Bu dönemde halsizlik, aşırı yorgunluk, güneş çarpması ve baş ağrısından korunmak için bir dizi önlem alınması gerekiyor. İşte sıcak ve nemli havaya karşı alınması gereken önlemler:


  • 10.00-16.00 saatleri arasında mecbur kalınmadıkça dışarı çıkılmamalıdır.
  • Sokağa çıkarken açık renkli, hafif, bol kıyafetler giyilmelidir.
  • Gün içinde sık sık duş alınabilir.
  • Geniş kenarlı ve hava delikleri olan şapka takılmalı ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
  • Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde denize girilmemeli ve güneşten korunulmalıdır.
  • Sokağa çıkarken cilt tipine uygun güneş koruyucular tercih edilmelidir.
  • Egzersiz yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmelidir.
  • Bol sıvı alımı ihmal edilmemelidir.
  • Bebekler, çocuklar, engelli bireyler ve hayvanlar kapalı, park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır.


"Cildinizi yaz boyu koruyun" Peki ama nasıl?

Memorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, sağlıklı bir cilt için yaz mevsiminde dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.


Yaz mevsimi cildimizin yüksek sıcaklık ve güçlü güneş ışınlarına maruz kaldığı, ter ve nem ile mücadele ettiği bir dönemdir. Bununla birlikte gelen sık banyo yapma gerekliliği, deniz ve havuz kullanımı deriyi direkt etkilediğinden cilt sağlığı ve cilt bakımına daha çok özen gösterilmelidir. İşte Uz. Dr. Lütfiye Çoban'ın konu hakkında verdiği bilgiler...


Çil, lekelenmeler ve deri kanserlerinden korunun

Ultraviyole radyasyonu, güneş yanıklarına, güneş alerjisi diye tanımlayabileceğimiz bazı reaksiyonlara, çil ve lekelenmelere ve deri kanserlerinin sıklığında artışa yol açar. Güneş ışınlarının tüm bu etkilerinden kaçınabilmek için doğru ve etkili bir biçimde güneşten korunmalıdır.


  • 11.00–15.00 saatleri arasında güneşte kalmayın.
  • Sık dokunmuş ve açık renk giysiler tercih edin. Güneş gözlüğü ve şapka kullanın.
  • Dermatologunuzun cilt tipinize göre önereceği güneş koruyucu ürünleri, temiz cilde, güneşe çıkmadan 30 dakika önce uygulayın.
  • Güneş koruyucu ürününüzün etkinliği deniz, havuz gibi aktivitelerle ve havlu ile kurulanma ile azalır. Bu nedenle güneş koruyucunuzu gün içinde yenileyin.
  • Deniz kenarında kum, taş ve deniz yüzeyinden yansıyan ışık, gölgede de etkilidir. Gölgede de güneşten korunma önlemlerine dikkat edin.

Deniz ve havuzdan sonra nelere dikkat etmeli?

Deniz ve havuz suyu ile temas saç, tırnaklar ve ciltte kurumaya yol açar. Temiz olmayan sulardan viral, bakteriyel ya da mantar enfeksiyonu bulaşabilir. Enfeksiyonlar deride, dış kulak yolunda ve gözde oluşabilir. Havuz dezenfektanlarına karşı ekzema gelişebilir.


  • Temiz plajları ve uygun şekilde dezenfekte edilen havuzları tercih edin.
  • Islak mayo ile uzun süre kalmak vajinal mantarları, kasık mantarlarını kolaylaştırır. Deniz ve havuzdan çıkınca kuru mayo giyin.
  • Havuz kenarındaki ıslak zeminlere çıplak ayakla basmak ya da başkasının terlik ve havlusunu kullanmak mantar bulaşmasını kolaylaştırır. Havuz kenarında terlik giyin, kişisel eşyalarınızı kullanın.
  • Deniz ve havuzdan sonra, temiz tatlı suyla, yumuşak şampuan ve sabunlarla banyo yapın.
  • Banyodan hemen sonra bir vücut losyonu ile vücudunuzu, cilt yapınıza uygun nemlendirici krem ile yüzünüzü nemlendirin.
  • Kuru, kıvırcık veya boyalı saçlarınız varsa saç kremleri kullanabilirsiniz.
  • Çok sık ıslanıp kuruyan tırnaklar kolay kırılır. Oje ve aseton da bu etkiyi artırır. Tırnakları kısa tutun, sık oje aseton kullanmayın, elinize sürdüğünüz nemlendiricilerle tırnaklarınızı da nemlendirin, tırnağı sertleştiren ürünler kullanın.



Güneşten korunurken yaptığımız 10 hata


Acıbadem Kadıköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, güneşten korunurken en sık yaptığımız 10 hataya dikkat çekti, doğrularını anlattı.


1- Güneş koruyucuyu plajda sürmek

Güneşten korunmak isterken en sık yapılan hatalardan biri, güneş kreminin plajda sürülmesi. Çünkü kremin ciltten emilip koruyucu özelliğinin başlamasına kadar ortalama 30 dakikaya ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle en ideali kremi dışarı çıkmadan 20-30 dakika önce, mümkünse ayna karşısında ve giyinmeden önce sürmeniz. Koruyucu kremi yeterli miktarda sürmeye de özen gösterin. Sprey tarzındaki ürünleri uygulama sırasında solumayın, yüz ve vücut için krem veya losyon formunu tercih edin.


2- Güneş koruyucuyu rastgele seçmek

Güneş koruma ürünler; fiziksel, kimyasal ve ikisini de içerenler olmak üzere üç tipe ayrılıyor. Fiziksel koruyucular ciltte bariyer oluşturuyorlar. Yoğun güneşte kalmak zorunda kalındığında, alerjik veya hassas ciltlerde, çocuklarda ve hamilelerde tercih ediliyor. Aknesi olan kişilerin su bazlı güneş koruyucu ürünleri kullanmaları gerekiyor, yağlı ürünler gözenekleri tıkayıp, yeni sivilcelerin oluşmasına zemin hazırlayabiliyor. Kuru cildi olanların ise cilde aynı zamanda nem sağlaması için krem formunu tercih etmelerinde fayda var. Lekelenmeleri olanlar da yoğun kapatma özelliği olan ve ten rengindeki SPF 50 fondöten tarzı dermo kozmetik özel ürünleri seçebilirler. Deniz ve havuzda uzun süre vakit geçirenler, açık havada spor yapanlar ve terlemeye meyilli kişiler suya dayanıklı anlamında waterproof özelliği olan koruyucu kullanmalılar. Çünkü bu ürünler suda kalındığında veya ıslanıldığında koruyucu etkilerini 40-80 dakika sürdürebiliyorlar. SPF 30 içeren bir koruma ürünü ışınların yüzde 97 sini bloke ederken, SPF 50 yüzde 98’ini engelliyor. Bu nedenle 50 faktör üzerindeki güneş koruyucuları seçmek şart değil, çünkü koruma süresini uzatmıyor.


3- Düzenli aralıklarla sürmemek

abah sürülen bir güneş koruyucunun, gün boyu etkisinin devam ettiğini düşünmek yapılan en sık hatalardan biri. Oysa güneş koruyucuları ultraviyole ışınlarının yoğun olduğu dönemlerde 10-16 saatleri arasında 2 saatte bir uygulamak gerekiyor. Ayrıca havuza veya denize girildiğinde bu süreci beklemeyip, uygulamayı yenilemek şart.


4- Dudak ve göz çevresine özel bir ürün kullanmamak

Sanılanın aksine vücudumuzdaki diğer bölgeler gibi dudak ve göz çevresi de ultraviyole ışınlardan etkileniyor. “Dudakta, derimizdeki gibi koyulaşarak kendini koruma özelliği de olmuyor ve sürülen kremler SPF’li dudak kremi değilse çok çabuk etkisini yitiriyor” uyarısında bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri sözlerine şöyle devam ediyor: “Dudak bölgesi daha korunmasız olduğu için ürünlerin deriye göre daha sık tekrarlanması gerekiyor. Göz çevresi ise oldukça hassas bir doku olduğu için bu alan özel stick tarzı ürünlerle korunmayı gerektiriyor. Aksi taktirde krem buharlaşarak etkisini yitirebiliyor veya terle birlikte gözde yanma ile yaşarma ya da göz çevresinde ciltte kuruma ve hassasiyet oluşturabiliyor.”


5- Ayaklar, kol altları, ense ile kulakları ihmal etmek

Güneşten koruyucu uygulamasında ayaklar, kol altları, ense ile kulaklar ihmal edilebiliyor. Oysa bu alanlara da güneş koruyucu sürülmesi gerekiyor. Saçlar dökülmüşse sprey tarzında şeffaf bir güneş koruyucu kullanmak uygun olacaktır, bu ürünler rahatsız edici bir krem tabakası oluşturmayıp , yağlanma da yapmıyorlar. Lekelenme ve kırışıklar yaşı gösterdikleri için ellere de ara ara güneş koruyucu sürmeyi ihmal etmemek gerekiyor.


6- Güneş koruyucu kremleri uzun yıllar kullanmak

Güneş koruyucu ürünleri paketi açmamışsanız 3 yıl içinde tüketilmelisiniz. Uygun koşullarda sakladığınız krem veya losyonları açtıysanız en geç bir sonraki yıl tüketmeniz gerekiyor. Ayrıca ısıyla etkileri azalacağı için ürünleri arabada veya güneş altındaki plaj çantasında tutmayın.


7- Evde veya arabada güneş koruma ürünü sürmemek

Güneş ışınlarının ultraviyole A dalgaları pencere ve perdeler ile araba camından geçiyor. Bu nedenle cildin yaşlanmasıyla ilgili cilt kanseri gelişimi açısından iç ortamlarda da etkileniyoruz. Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri iç ortamlarda SPF’si 15 olan bir ürünün yeterli olacağını belirtti ve şunları söyledi: “Ancak ürünün UVA korumasının da olduğuna dikkat etmeli. Evde terlenmeyeceği, suya girilmeyeceği için farklı teknolojiyle geliştirilmiş olan ve 8 saat gibi uzun süre koruyan ürünler de kullanılabilir.”


8- Gölgede güneş kreminin gereksiz olduğunu düşünmek

Şemsiye altında olsak da ışınlar plajda kumlardan, ayrıca deniz ve havuz kenarında da sudan yansıyarak bize ulaşıyor ve ışınların yüzde 34’üne maruz kalıyoruz. Kapalı havalarda güneşi görmüyor olsak da zararlı UV ışınlarının yüzde 80 i bulutlardan süzülüyor ve derimizi etkiliyor.



9- Bronzlaşınca koruyucuya ürünü bırakmak

Güneş altında yapılan hatalardan biri de, bronzlaşınca ürünü bırakmak… Bir başka önemli hata da koyu tenlilerin krem sürmemesi. Koyu tenlilerde cilt kanseri daha seyrek görülse de yine de koruyucu ürünleri kullanmalı ve riske girmemelisiniz. Çünkü bronzlaşma veya koyu ten güneş yanığını önlemeyeceği gibi, kronik olarak ışınların etkileri cildi yıpratıyor ve yaşlanma sürecini hızlandırıyor.




10- Vücut ürününü yüze de uygulamak

Yüz için kullanılan güneş koruyucu ürünler irritasyon yapmayan tarzda formüle edildiler. Yağ oranı akneye neden olmayacak düzeyde oluyor. “Eğer akne veya alerjiye yatkın bir cildiniz varsa, vücut ürünlerini yüzünüze kullanmamanız gerekiyor” uyarısında bulunan Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, “Alkol içeren sprey tarzı koruyucular yüz derisini kurutuyor ve egzamaya veya tahrişe neden olabiliyor. Bu yüzden cildiniz kuru ise krem, yağlı ciltler ise losyon tarzında ve su bazlı güneş koruyucuları tercih etmelisiniz.”


Sadece koruyucu kullanmak yetmez!

Cilt yaşlanması ve cilt kanserinde; deride daha derine nüfuz eden ve tüm yıl ve gündüz saatlerinde devamlı maruz kaldığımız için ultraviyole A ışınının payı daha çok oluyor. Ultraviyole B ışınının ise cildi yaz döneminde ve özelikle de 10.00- 16.00 saatleri arasında etkilediğine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Funda Güneri, “Güneş koruyuculardaki SPF oranı ultraviyole B koruyuculuğunu gösteriyor, bu nedenle kremin üzerinde ayrıca UVA koruyuculuğu da var mı kontrol etmemiz gerekiyor.” diyor.


Hiçbir güneş koruyucu ultraviyole ışınların tüm dalga boylarını bloke ederek yüzde yüz koruma sağlamıyor. Bu nedenle güneşli günlerde koruyucu giysiler, şapka ve gözlük, pencere koruyucuları gibi ek önlemler almamız da çok önemli.



Güneşlenmeyle ilgili doğru bilinen 7 yanlış


Acıbadem Göktürk Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı güneşle aramıza mesafe koymamızı engelleyen doğru bildiğimiz yanlışlarımızı anlattı...


Güneşin zararlı ışınlarının hem cilt kanseriyle olan ilişkisi, hem de cilt yaşlanması üzerine olumsuz etkileri çok net biliniyor. Ancak, tatil dönemi gelip güneşle baş başa kaldığımızda, biraz bronzlaşmanın çok da zarar vermeyeceğine kendimizi inandırıyor ya da inandırmak istiyoruz. Fakat, bugün dünya genelinde oldukça yaygın görülen cilt kanserlerinden korunmanın en temel yolunun güneşin zararlı ultraviyole ışınlarına karşı korunmaktan geçtiği biliniyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, bu nedenle, sadece tatil yaparken değil, parkta yürürken, koşarken ya da piknik yaparken de önlem almak gerektiğine işaret ediyor...


Güneş ışınları 10.00-14.00 saatleri arasında tehlikeli

Yanlış, çünkü: Her ne kadar güneş ışınlarının dik gelmediği öğleden sonra saatlerinde zararlı olmadığı düşünülse de bu doğru değil. Zira, öğle saatlerinde güneş yanıklarının yüzde 75-80’inden sorumlu olan UVB ışınları yoğunlaşırken, güneş yanıklarının yüzde 20-25 inden sorumlu olan UVA günün her saatinde aynı yoğunlukta geliyor. Bu nedenle günlerin uzun olduğu yaz aylarında deri kanserleri açısından önemli bir risk oluşturuyor. Dolayısıyla güneş, ışınlarının dik olarak gelmediği saatlerde de tehlike yaratabileceğinden her iki saatte bir koruyucu krem kullanmayı alışkanlık haline getirmek önem taşıyor.


Koyu tenli olanların korunmaya ihtiyacı yoktur

Yanlış, çünkü: Koyu bir tene sahip olan kişilerin cildinde daha fazla melanin pigmentleri bulunuyor. Bu pigmentler güneş ışınlarına karşı bariyer oluşturarak cildi korusa da bu yeterli olmuyor. Dolayısıyla, koyu tenli kişilerin de cilt kanseri ve yaşlanmasına karşı en az 30 faktörlü bir güneş koruyucu kullanmaya dikkat etmeleri gerekiyor.


Yüz korunmalı, kol ve bacakları bronzlaştırmalı

Yanlış, çünkü: Düşünülenin aksine malign melanom denilen cilt kanserleri kadınlarda yoğun güneş alınan bacak ve özellikle baldır bölgesinde daha sık görülüyor. Bu nedenle daha hassas olan yüzün dışında, güneş gören tüm bölgelerde geniş spektrumlu bir güneş koruyucunun kullanılmasında fayda var.


Gölgede oturmak güneşten korunmak için yeterli

Yanlış, çünkü: Direkt güneşin altında kalmadan, gölgede veya büyük bir şemsiye altında oturmak güneş ışınlarını engellemek için yeterli olmadığını söyleyen Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, “Güneş ışınlarının yüzde 80’inin bulutlardan da geçebileceği ve bu nedenle kapalı havalarda bile zararlı olabileceğinin unutulmaması gerekiyor. Çünkü, havuz-deniz suyu veya kum da UV ışınlarını yansıttığı için güneşin olumsuz etkileri devam ediyor. Bu nedenle yaz aylarında öğle saatlerinde gölgede bile olsa dışarıda bulunmamak gerekiyor” diyor.


Güneşlenmeyle sivilceler iyileşir

Yanlış, çünkü: Başlangıçta deri renginin koyulaşmasıyla sivilcenin oluşturduğu kızarıklık maskelendiğinden güneşin sivilceleri iyileştirdiği zannediliyor. Ancak bir çeşit illüzyondan ibaret olan bu durumun tam aksi gerçekleşiyor. Güneş ışınları deriden su ve nem kaybına neden olduğu için derinin bariyeri bozuluyor ve kuruluk oluşuyor. İlerleyen zamanda cilt bu kuruluğu tolere edebilmek ve deri bariyerini onarabilmek için daha fazla yağ salgılamak zorunda kaldığından yağ bezleri büyüyor. Bu da sivilcelerde artışa, leke ve iz kalmasına neden oluyor.


Yıl boyu güneş kremi kullanılırsa, tatilde korunulmasa da olur

Yanlış, çünkü: Yıl boyunca 30 faktör veya üzeri güneş koruyucu ürün kullanmak UV hasarına karşı alınabilecek en etkili önlemlerden birini oluşturuyor. Fakat bu yaklaşımdan bir hafta bile uzak kalmak, tüm yıl gösterilen özenin boşa gitmesine neden olabiliyor. Çünkü, cilt hücreleri günlük olarak maruz kalınan güneş ışınlarından kendini korumak için gerektiği miktarda melanin üretiyor. Ancak, yaz aylarında aralıklı bile olsa yoğun şekilde güneşe maruz kalındığında, cilt hücreleri alıştıkları oranların dışındaki yoğun UV ışınlarına karşı kendilerini koruyamıyor. Sonuçta ortaya çıkan DNA hasarı, kırışıklıklarla birlikte malign melanom ve bazal hücreli kanser riskinin de artmasına neden oluyor.


Yüksek koruma faktörlü koruyucularla uzun süre güneşlenilebilir

Yanlış, çünkü: Güneş koruyucular ultraviyole ışınlarının çoğunluğunu yansıtıp dağıtarak cilt tarafından emilmesini engellese de ne yazık ki tamamına engel olamıyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Seher Arı, araştırmalarda güneş koruyucuların yarattığı güvenle uzun süre güneşte kalmanın cilt kanserlerinde artışa neden olduğunun tespit edildiğini belirtiyor. Bu nedenle güneş koruyucuların kanserden korunmada tek ve yeterli seçenek olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Dr. Seher Arı, “Uzun kollu tişört ve pantolon giymek en iyi güneşten korunma yöntemidir. Beraberinde kulak ve enseyi de örtecek şekilde şapka takmak, güneş gözlüğü kullanmak gerekir. Diğer önemli bir alışkanlık da gölgenizi takip etmektir. Eğer gölgeniz kendinizden kısa ise güneş ışınları dik geliyor ve zararlı demektir. Bu durumda gölgelik bir yer veya kapalı alanlara geçilmelidir” diyor.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.