19 Temmuz’da Life Park’ta konser verecek olan Jason Mraz ile konser öncesinde telefonda konuşma fırsatı yakaladık. Sıkı bir çevre gönüllüsü ve aktivist olan Mraz, Gezi Parkı konusuna değinmeden röportajı bitirmedi.


Mraz, 5 hektarlık bir avokado bahçesinin ortasında yaşıyor. Al Gore ile Antartika’ya gidiyor. Kurduğu vakıfta dünyadaki her türlü eşitsizliğe, haksızlığa karşı savaşıyor. Her söyleminde çevrecilikten bahsediyor. Bir yandan da gitarını tıngırdatarak şarkılarını yapıyor. Şahsen müziğinin hayranı olmasam da Twitter’daki 5 milyon küsur takipçisinin bir kısmı Türk. İstanbul konseri de heyecanla bekleniyor. Bu nedenle bu röportajı yapmak boynumun borcuydu.


Birçok popüler ismin aksine popülerliğinizi ve müzikten kazandığınızı hayır işlerine, çevre sorunları konusunda duyarlılık yaratmaya yatırıyorsunuz. Yardım etmek sizin için bir amaç mı yoksa ilhamınızı bu işlerden mi alıyorsunuz?

Müzisyen olarak hayattaki rolüm son 10 senede gelişti. Başlangıçta sadece kendim için müzik yapıyordum. Dünyayı gezebilmek, yeni insanlarla tanışabilmek ve para kazanabilmek için müziğimi takas ediyordum. Bunların hepsine sahip olunca başkalarına da hizmet edebileceğimi fark ettim. Böylece serveti ve sevgiyi paylaşmaya başladım. Kariyerimi, diğer kişilerin hayallerine ulaşmasını sağlayacak bir araç olarak görüyorum. Bunu yazdıklarımla, şarkı sözlerimle, müziğimle ya da doğrudan maddi yardımla yapıyorum.


Kurduğunuz vakıf nasıl ortaya çıktı?

Çok basit. Arkadaşlarımın cömertliği sayesinde buradayım. Aç bir sanatçıyken beni beslediler, eğlendirdiler ve kaliteli bir hayat yaşamamı sağladılar. Alırken her zaman minnettardım. Ama şimdi veren taraf olmanın mutluluğunu yaşıyorum.


Vakfınızda eşitsizlikle, çevreye verilen zararlarla savaşıyorsunuz, sanatı ve sanatçıyı destekliyorsunuz. Böyle bir vakfı her zaman hayal etmiş miydiniz?

Hayır çünkü hiçbir zaman şu an sahip olduğum başarıyı elde edeceğimi düşünmemiştim. Benim için başarı sadece çok iyi müzik yapmaktı.


O zaman satış rekoru kıran “I’m Yours şarkısı sizi bir anlamda özgürleştirdi” diyebilir miyiz?

Evet. Muazzam bir şey oldu. Bütün hayatıma mal oldu. Şimdi çok iyiyim. Muhtemelen torunlarım bile iyi olacaklar bu sayede!


"Dünyanın başka bir alışveriş merkezine ihtiyacı yok"

Dünyadaki tüm sorunlarla ilgili biri olarak son zamanlarda Türkiye’yi takip ediyor musunuz?

Etmez miyim? Twitter’da Gezi’yi sürekli takip ediyordum ve barışçıl Türk göstericileri takdir ediyorum. Parklarını korumak için meydanlara çıkan insanlar bunlar. Gezi Parkı’nı koruyan onca insanı ve sorunu görebiliyorum. Ama aynı zamanda muhteşem Boğaz Köprünüzü, inanılmaz güzellikteki şehir silüetinizi, orada yaşayan ve belli ki şehirlerini çok seven insanların ruhunu görebiliyorum. Dünyanın başka bir alışveriş merkezine daha ihtiyacı yok. Aksine, yenebilecek en son lokmayı yuttuğumuz zaman paranın yenebilir bir şey

olmadığını anlayacağız. Gezi Parkı’nı gezmeyi ve İstanbul’daki arkadaşlarımla müzik yapmayı dört gözle bekliyorum.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.