23 Nisan’da ailece nasıl eğlensek diye düşünmeyin. Dünyaca ünlü, hem yetişkinlere hem de çocuklara yönelik gösteriler yapan Michel Lauzier, 23 Nisan'da Forum İstanbul'da çocuklar için sahneye çıkıyor. Şu ana kadar 56 ülkede gösteri yapmış ve 40 yıldır sahnede. Kendisi Amerika ve Avrupa’da çok biliniyor. Onu daha iyi tanımak için kendisi ile keyifli bir röportaj yaptık.




Gösterinizi nasıl tanımlıyorsunuz?


Gösterimle ilgili güzel olan şey, açıklanacak bir şey olmaması. Müzikal ve görsel öğeleri var, gösteriyi farklı izleyici gruplarına göre şekillendirebiliyorum. Farklı kültür ve kişilere göre uyarlayabiliyorum, sanıyorum özeti bu.




Bu işe nasıl başladınız?


7 çocuklu, fakir bir ailenin çocuğuyum. Yaklaşık 11 yaşlarında, müziğe olan ilgim oluşmaya ve artmaya başladığında, müzik aletlerine sahip olmayı istedim. Ancak, ailemin yeterince parası olmadığından, bana bunu sağlayamıyorlardı. Bir gün, babam, doğum günümde, bana tahta kaşık ve mutfak mikseri getirdi, ve bana müzik aletleri olmadan da müzik yapabileceğimi gösterdi. Bütün hikayem böyle başladı.




Kaç senedir sahnedesiniz?


İlk gösterimi 14 yaşımdayken yaptım, yani yaklaşık 40 senedir sahnedeyim.




Başka bir işle uğraşıyor musunuz?


Hayir.




Michel Lauziere bir gününü nasıl geçirir?


Seyahatte veya gösteri sürecinde değilsem, normal çalışan biri gibi, işime gidip geliyorum. Yani, sabah 8 de kalkıp gittiğim ve döndüğüm bir atölyem var. Atölyemde, bir çok farklı enstrüman ve alet var. Hepsi el yapımı, ve her gün onları geliştirmeye ve değiştirmeye çalışıyorum. Aksam da, 5’te de bitiyorum. Ve sonrası, herkesin evde yaptığı isler… Aksam yemeği sırasında da asla isten konuşmam. Ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum.




Sizi neler etkiliyor?


Her turlu duyduğum tını ve müzik.




Gösterilerinizde ne tür aletler kullanıyorsunuz?


Geri dönüşümlü malzemeler en çok kullandıklarım. Şişeler, konserve kutuları, bisiklet parçaları gibi parçalar..




İsminizi ilk duyduğumda internetten sizin hakkında bilgi toplamaya başladım ve “Chanteur d'Opéra”da yaptığınız gösteriyi izledim. Gerçekten harikaydı, siz hem bir komedyen, hem bir müzisyen ve hem de bir akrobatsınız. Tüm yeteneklerinizi nasıl bir araya getiriyorsunuz?


Üretmek, yönetmek, artistik olarak yaratmak gibi farklı şeyleri yapabiliyordum. El sanatlarına da ilgim çok. Zaman içinde, deneyimlerimle, ilgi alanlarım birbiriyle tamamlandı. Deneyimim ve en önemlisi yaratma isteğimle birleşti ve ortaya bu kombinasyon çıktı.




David Letterman’ın programında, cam şişelerin ortasından patenle geçerek çaldığınız senfoni çok etkileyiciydi. Bunu yapmak nereden aklınıza geldi?


15 yıl önce, Şili’deydim katıldığım bir televizyon programında fazlaca gösteri yapmam gerekiyordu. Stüdyodaydım ve çok kısıtlı zamanım vardı. Stüdyoda şişeler vardı, roller blade patenlerim ile 7 şişeyle çok basit bir melodi denedim. 10 yıl boyunca da bu gösteriyi bu şekilde yaptım. Sonrasında, daha büyük bir şey yapmayı, tüm melodiyi çalmayı, ancak bunu da stüdyoda yapmak istemediğimi fark ettim. Sonunda, 254 sise ile bu performansa ulaştım. Ve bu, David Lettarman’ın tam beğeneceği bir şeydi, gönderdim ve ertesi gün çağırdı.




Bir gösteri için hazırlanmak ne kadar sürüyor? İçerik ve akışı nasıl belirliyorsunuz?


Her gösteri için hazırlanma süresi değişiyor. Kimi performanslara bir hafta çalışmıyorum, bazen 1 gün. Ama bir gösterinin ilk ortaya çıkışı çok uzun zaman alabiliyor, sonrasında tekrarlı şovlar için tabii daha kısa zamanda hazırlanıyorum.




Gösterileriniz hem ebeveynlere hem de çocuklara hitap ediyor. İki tarafı da memnun etmek zor değil mi?


Yetişkinler için yıllarca çalıştım. Sonrasında, Seattle’da aile ve çocuklar için performanslar yapmaya da karar verdim. Hepsini bir araya koyarak, herkese hitap en bir gösteri yarattım. Ve fark ettim ki, çocuklar çok zeki. Ve her yetişkin, aslında çocukluğu da barındırıyor. Böylelikle herkes eğleniyor.




Hiç unutamadığınız bir gösteri anınız var mı?


Bir çok var tabii. Ama unutmadığım, psikiyatri hastanesinden kaçan bir hastanın sahneye yanıma çıkmasıydı. Salona kadar gelmiş, sahneye kadar da ulaşmıştı. Korkuttu beni biraz, ama sonrasında durumu kontrol altına aldık.




Şimdiye kadar kaç ülkeyi ziyaret ettiniz?


56




Daha önce Türkiye’ye gelmiş miydiniz? Burada olmak nasıl bir duygu?


Evet, 4-5 kere. Ama en son gelişimden bu yana 10 yıl geçti. Avrupa’nın bu kısmına gelmemiştim yıllardır. Doğuya doğru yaklaşmayı, ama batıda da olmayı seviyorum. Tarihi ve konumuyla, bu şehir benim için sihirli. Bu kadar çok şey okuduğum bir ülkede ve tarihi bu kadar eskiye dayanan bir kültüre geldiğim için kendimi çok iyi hissediyorum.




Daha önce 23 Nisan’ı duymuş muydunuz?


Çocuk bayramı olduğunu biliyordum.




Son olarak Türk çocuklarına ve ailelerine gösteriniz hakkında ne söylemek istersiniz? Onları nasıl davet ediyorsunuz?


Gelin ve iyi zaman geçirin!








Michel Lauziere'in şişeler ve patenle çaldığı senfonisini izlemek için tıklayın...










Röportaj: Müge Keçeci

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.