Bir sabah uyanıyorum ve telefonum çling çling ötüyor! Gebe kalmaya en uygun günlere gelmişiz, iki gözümün android çiçeği bana haber veriyor, müteşekkirim.


Hemen sevgili dürtüyorum, bugün o gün. Bu işe yeni soyunmuşuz, kimse birbirine olur mu öyle şey, ödev mi yapıyoruz yahu, nerede bunun girişi gelişmesi demiyor. Eski beyaz yakalılar olarak sonuç odaklıyız. Önümüzde birkaç gün var ve bunu iyi değerlendirmeliyiz diye düşünüyoruz.


Bu sefer günler sarılmalı öpüşmeliden ziyade acaba neler oluyor diyerek geçip gidiyor. Benim aklımda tek bir şey var, bu on beş gün nasıl geçecek? Acaba hamile kaldım mı?


Birtakım kadın sitelerinde gezinmeye başlıyorum. Aman Allahım! Herkes bunu merak ediyor, adet dönemi gelmeden hamile kalıp kalmadığımızı nasıl öğreniriz. Aylardır korunmayanlar, doktor doktor gezenler, “Bu ay hamile kalalım” isimli motivasyon grupları. Kadınlar delirmiş gibi, silik çizgi olduğu iddia edilen gebelik testleri paylaşılıyor.


Hastalanıyorum. Midem bulanıyor, terliyorum. Boğazımda kocaman bir yumruk var. Ertesi sabah kendimizi doktorun kapısı önünde sıra beklerken buluyoruz. Gerçekten boğazımda nefis bir enfeksiyon var. Doktor standart bir soru soruyor: Gebelik ihtimaliniz var mı? Bilmiyorum diyorum. Yaptıracağı tahlillere gebelik tahlilini de ekliyor. Kan verip çıkıyoruz ve saçma bir şekilde hiçbir tahlili umursamadan gebe olma ihtimalimi düşünüyoruz.


Oysa bir önceki gün okuduklarımın benim ruhumu sıktığını ve bunları anlatamadığım için boğazımın şiştiğini, mide bulantımın stres kaynaklı olduğunu anlayabilecek kadar bedeniyle barışık biriydim ben. Ne oldu?


Öğleden sonra tahlil sonuçlarını almaya giderken içimizde tuhaf bir heyecan var. Doktor gebelikle ilgili herhangi bir şey söylemeden –çünkü asıl konu bu değil, adam dahiliyeci ve yazacağı antibiyotikleri düşünerek önlem alıyor- boğazımdaki enfeksiyondan ve ilaçları nasıl kullanacağımdan bahsediyor. Odadan çıkar çıkmaz tahlil sonuçlarını elime alıp hamile olmadığımı dünya gözüyle bir de kendim görüyorum. Yazdığı ilaçlar için eczaneye uğramayı da reddediyorum.


Eve giderken aklımda tek bir şey var, o kadınlardan olmayacağım. Bu meseleyle kafayı bozmayacağım ve yatıp kalkıp çocuk düşünmeyeceğim. Tam da böyle bir karar vermişken aklıma düşüyor, ya yumurtlama tarihini tutturamadıysam? Kendimi o kadın sitelerinden birinde “ovülasyon testi” araştırması yaparken buluyorum. Çünkü tüm mesele bu, doğru zamanı çözdüğüm an gerisi su gibi gelecek.


Serhatım araba kullanıyor ve en azından pastil alalım diyor. Eczaneden ovülasyon testi alıp çıkıyoruz. “Gülüm sen kendine bakmazsan olmaz ki” diyor canımın içi, on yıldır semtime uğramayan obsesyonlarımın bana göz kırptığını henüz yalnızca ben görebiliyorum.




Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.