Birkaç gün içinde internet Bahadır’ı unutmuş, gözü bantlı fotoğrafı birinci sayfalarda görünmez olmuştu. Telefonunu kapatıp kayıplara karışmasına gerek olmadığını düşündü ama artık çok geçti. Büyük müşterilerinin ikisini kaptırmıştı. Onları doğrudan aramak, samimiyetle bir-iki gün istirahate ihtiyacı olduğunu söylemek de bir seçenekti, fakat panikten aklına gelmemişti.


Aynaya bakarken kilo aldığını fark etti. İki aydır saçının sakalının rengini değiştirmekle, yeni görüntüsüyle de kadınları etkileyebildiğini kendine ve başkalarına ispatlamaya çalışmakla meşguldü, hareketsiz kalmıştı. Öğleden sonra çantasını hazırlamak için eve uğradı, hiç oyalanmadan çıktı, bir süre daha teyzesinde kalmaya ihtiyacı vardı.


Spor salonu sakindi. Koşu bandında otuz dakikanın nasıl geçtiğini anlamadı. Bisikletten indiğinde terlemeye başlamıştı. Isınmış, ağırlık çalışmaya hazır hale gelmişti. Ancak yeni bir programa ihtiyacı vardı. Pilates topunda karın egzersizleri yapan adama direktifler veren yeni koçu fark edince gözü parladı. Kadın koçu her zaman erkek koça tercih ederdi.


Yeni programı oluştururken espriler yapıp flört etmeye çalıştı. Ancak yeni koç mesafeli tebessümünü koruyarak ona yapacaklarını söyleyip yanından ayrıldı. Yine de neşesi biraz yerine gelmişti. Seansı tamamlamak için tekrar koşu bandına çıktı. Birkaç dakika sonra yanındaki koşu bandına çıkan hafif toplu kadına göz ucuyla bakıp önüne döndü.


Duş alıp spor salonundan çıktı, teyzesine gitti. Aysel teyzesi mutfakta buzlu çay hazırlıyordu. Demleyip soğuttuğu yeşil çaya, rendelediği şeftaliyle bir yemek kaşığı balı katıp karıştırdı. Kocaman iki bardağa doldurup içine buz ekledi.

“Öyle dışarıda içtiklerine benzemez. Tamamen doğal. Hadi yarasın.”


Bahadır teyzesinin yanında iyi hissediyordu. Ona Nilay’la konuşmalarını ve günün kalan kısmında yaptıklarını özetledi. Teyzesinin yorumlarını eskisinden daha fazla önemsiyordu.

“Senin şu Atalay bilmiyor değil mi Nilay’la bir ara beraber olduğunuzu?”

“Zannetmiyorum. Bilseydi başka türlü davranırdı.”

“Nasıl başka türlü?

“Daha soğuk, belki daha düşmanca...”

“Sen Atalay’a söylesen aslında her şey başka türlü olur. Nilay’ın kendisine yardım etmediğini, seni un ufak etmeye çalıştığını bilse işler biraz yoluna girer.”

“Ona âşık olmuş gibi bir hali var.”

“Oğlum sizin gibi büyük paralar kovalayanlar öyle kolay kolay âşık olmaz. Onlarınki daha çok iş ortaklığı bence. Atalay parayı seviyor, senin gibi, bu kadın da ona para kazandırıyor. Gerisi tamamen hormonal.”

“Ben Atalay’a nasıl söylerim aramızda geçenleri?”

“Basbayağı... Utanacağın tek bir şey var, o da sanki elinde çıplak görüntüleri varmış gibi Nilay’ı tehdit etmen. Bundan sonra artık kendini korumak zorundasın. Kendini korumak için Atalay’la yapacağın konuşma, onu da koruyacak. Dinle beni, konuş onunla, Atalay kullanıldığını anlarsa Nilay’ın oyunu bozulur. Yoksa bu kadın seni mahvedecek.”

“Atalay’la konuşursam Nilay beni vergi dairesine şikâyet eder. Zaten mahvolurum.”

“Bir şey olmaz. Şirketi kapatır, başka şirket açarsın.”

“Açamayabilirim.”

“Avukatınla konuştun mu?”

“En son dün konuştum. Hapse girmekten yırtabilirim ama bir daha şirket kuramayabilirim.”

“Ay iyi, ben açarım seni işe genel müdür olarak alırım. Ha ha ha...”

Bahadır buzlu çayından bir yudum aldı.

“Düşüneceğim teyze yarın sabaha kadar.”

“Sen bilirsin. Kaybedeceğin bir şey yok. O kadın seni her durumda zaten vergi dairesine şikâyet edecek. Sen erken davran.”


Bahadır o akşam düşündü taşındı ve Atalay ile konuşmaya karar verdi.


24. bölüm 20 Temmuz 2018 Cuma hthayat.haberturk.com’da...


Diğer bölümler

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Teyzenin fikirleride harika.bakalim ne tepki alacak bahadir
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.