Hukuken Cemal Kaşıkçı şu an ölümüdür? Ben hukukçu değilim ama okuldayken bazı hukuk dersleri almıştım. Bildiğim kadarıyla Cemal Kaşıkçı’nın ölümü hukuken sübut etmemiştir. Ne öldürülürken gören şahitler vardır ne cesedi bulunmuştur ne de bu hususta bir mahkeme kararı vardır, Suudi yetkililer bile öldürüldüğünü söylese bile. Mesela, miras hukuku açısından durum böyledir, yani benim dediğim gibi. Ama hepimiz biliyoruz ki Cemal Kaşıkçı öldürülmüştür hem de feci şekilde. Demek ki bazı kanaatlerin oluşması için illa mahkeme kararına gerek yokmuş.


Bu cinayeti hepimiz tenkit ettik, değil mi? Ayıpladık, kınadık. Peki, bizim tarihimizde acaba hiç böyle şeyler olmuş mudur? İsterseniz "çağrışım yaptı" diyelim. Mesela, eski nazır ve gazeteci Ali Kemal 1922'de linç edilerek öldürülmüştür. Ali Kemal, İstanbul’da tutuklanarak, Ankara’ya yargılanmak üzere götürülüyordu. İzmit’te Nuri Paşa’nın gözetimi altındayken, yani onun koruması veya sorumluluğu altındayken küçük bir grup topluluk tarafından linç edildi ve Nuri Paşa’nın emrindeki askerler buna mani olamadı.




Başka, başka? Başka, mesela gazeteci, yazar, şair Sabahattin Ali 1948 yılında başı taşla ezilerek öldürüldü. O zamanki anlayışa göre komünist olduğu iddiası ile devlet tarafından sıkı takip altındaydı. Katili bir türlü bulunamadı, yani faili meçhul kaldı. Genel kanaat, o zamanki derin devlet tarafından öldürüldüğü yönündedir. Bu arada konumuz harici ama “Kürk Mantolu Madonna”yı hala okumadınızsa mutlaka okuyunuz lütfen.


Nazım Hikmet 1951'de Karadeniz’den bir gemiyle Bulgaristan’a kaçtı. Öldürüleceğinden korkuyordu. Kendi ifadesine göre 13 yıl suçsuz yere hapis yattıktan sonra 50 yaşında askere çağrılmıştı. Yine kendi ifadesine göre, askerdeyken “Kaçıyordu, kaçarken vurduk” denilerek öldürüleceğinden korkuyordu.


Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’teki 21 Şubat 2018 tarihli yazısına göre Kemal Tahir 12,5 yıl, Necip Fazıl 10,5 yıl, Aziz Nesin 5,5 yıl Orhan Kemal 5 yıl hapis yattı.


1980 darbesinden sonraki yıllarda çok konuşulan konulardan biri de faili meçhul cinayetlerdi. Faili meçhul cinayetlerden o zamanın derin devletinin sorumlu olduğu söyleniyordu.


Maalesef gazetecilerin veya başka sivillerin öldürülmesi, hapsedilmesi, suikastler, faili meçhul cinayetler konusu açıldığında bizim tarihimizde de kötü örneklere rastlamak mümkün. Allah’a şükür ki artık böyle faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar, suikastler olmuyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne üye olmamız, AİHM’ye başvuru hakkı, AİHM kararlarının bağlayıcılığı da bu konularda önemli gelişme sağlamıştır.


Ali Adnan İnal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.