Denize karşı oturdum, terasta çay içiyorum. Biraz serin diye herhalde, gelen içeride oturuyor. “Sabah sessizliği ne güzel” derken, üç kadın terasın kapısını açıyor, köşedeki masaya geçiyorlar. Tepsilerinde üç tane Türk kahvesi var.


Başta fısır fısır konuşuyorlar, ne dedikleri anlaşılmıyor. Kahve içtikçe açılıyorlar. Aralarından biri çok dertli. Onun için buluştukları anlaşılıyor. İsmi Hediye.

Bana bakıyor ama beni görmüyor. Ne giydiğim yeni elbiseyi fark ediyor, ne saçlarımı kestirdiğimi. Hadi gözü görmüyor, burnu da mı tıkalı? Sıktığım parfümü bile duymuyor.”


Manzaraya karşı göğüs geçirirken, arkadaşlarından biri ona akıl veriyor.

“Şekerim demek ki onun ilgisini çekecek şeyler giymiyorsun, saçlarını onun beğeneceği gibi kestirmiyorsun, onu baştan çıkaracak kokuyu seçmiyorsun.”

Hediye’nin gözleri dalıyor.

“Öyle mi diyorsun?”

Arkadaşının görmüş geçirmiş bi hali var.

“Evet, kesinlikle öyle. Yoksa niye görmesin, duymasın seni? Neleri seviyor seninki? Sevdiği renkler, kıyafet modelleri, kokular...”

Hediye şaşkın.

“Bilmem ki...”

“Ama olmaz! Tatlım nasıl bilmezsin? Bilmeden onun nasıl ilgisini çekersin? Bence sen dikkat kesil iyice. Bak bakalım, dışarıda ilgisini çeken kadınlar nasıllar? Üstlerinde nasıl kıyafetler var? Saçlarının kesimi nasıl, özellikle de rengi ne?”

O ana kadar sessizliğini koruyan arkadaş, “Böyle söyleme” gibisinden kaşlarını kaldırıyor görmüş geçirmiş hali olana. Ama öteki hiç oralı değil.


Hediye’nin yüzünden hayal kırıklığına uğradığı anlaşılıyor. Susuyor. Yine göğüs geçiriyor.

“Diyelim ki onun baktığı kadınlar gibi giyinip süslendim, yine de beni görmüyor? Ne yapacağım?”

“Ay sen önce bir yap, seni görmezse oturur bir daha konuşuruz.”

“Her şeye karşı hazırlıklı olmak istiyorum.”

O zaman kıskandırma yoluna gideceksin.”

Kıskandırmak mı? Eşimi nasıl kıskandırırım ki?”


Diğeri söze karışıyor.

“Yok canım. O doğru olmaz.”

Bilmiş arkadaş, sanki biri ona bu soruyu sorsun diye bekliyormuş gibi devam ediyor. Hediye de onu can kulağıyla dinliyor.

“Bak, kural bir. Dekolte giyeceksin. Evdeyken, onunla dışarı çıkarken, tek başına ya da başkalarıyla dışarı çıkarken. Başkalarının senin dekoltene nasıl baktığını görsün. Sen onsuz sokağa çıkarken aklı senin dekoltende kalsın. Aman şimdi kimler görecek, bakacak, beğenecek, laf atacak, dokunmanın hayalini kuracak diye hayıflansın.”

“Ben pek dekolte giymem ama...”

“Eh, onun ilgisini çekmek, kıskanılmak istiyorsan giyeceksin. En güzel yerin neresiyse dekolten orada olsun. Göğüs, bacak ya da sırt. Biri bak, hepsi birden değil. Yoksa çiğ görünürsün.”

Hediye övünerek memelerine bakıyor. Kalınca bacaklarını saklamak istermiş gibi çapraz yapıp sandalyenin altına çekerken soruyor.

“İkinci kural ne?”

Telefonuna yemek yerken, yatmadan hemen önce mesajlar gelsin. Ben atarım sana. Bu mesajları okurken gülümse, cevap yaz. Kimle yazıştığını sorana kadar cevap verme. Sorunca da bir arkadaş, tanımazsın de.”

“Üçüncü kural var mı?”

Onun yanında başka erkeklerle konuşurken onlara gülümse. Onların gözlerinin içine bakarak konuş.”

Suskun arkadaş kendini tutamıyor.

Mesela senin kocanla konuşurken de mi aynısını yapsın?”

Bilmiş arkadaşın yüzü allak bullak oluyor. Sanki sahneyi hayal ediyor. Çok bozuluyor. Yutkunup cevap veriyor.

“Canım ben lafın gelişi dedim.”

Hediye gözleri kocaman halde önce iki arkadaşına, sonra önüne bakıyor.

“Yok canım, olur mu hiç öyle şey.”

Suskun arkadaş kızgın devam ediyor.

“Ağzından çıkanı kulağın duymuyor senin. Ne dediğinin farkında değilsin.”

Bilmiş olan çantasını kapıp kalkıyor.

“Ben Hediye’nin iyiliği için dedim. Nasıl istiyorsa öyle yapsın.”


Hediye’yle suskun arkadaş başbaşa kalıyor.

Benim kurallarımı da dinlemek ister misin Hediye?”

Hediye ona bakıyor.

“Bak, eşinin ilgisini çekmek başka şey, kıskandırmak başka şey.”

“İlgisini çekmek istiyorsan, onun sevdiği hoşlandığı şeylerin bir listesini yapmanı öneririm. Bunlar arasında senin yapmaktan hoşlanacaklarını işaretleyebilirsin. Eğer jartiyer giymeni istiyorsa ve bunu sen de istiyorsan yap. Ama sevmediğin bir şeyi sırf o istiyor diye yapma bence. Bir yaparsın, iki yaparsın, sonra bırakırsın.”

“Aslında bir kere alışverişe çıktığımızda bana kırmızı askılı bir elbise göstermişti de ben mavi almıştım. Aslında kırmızı da sevdiğim renk.”

“Hediye, işte bundan bahsediyorum.”

“Sen kıskandırmaktan yana değilsin galiba...”

Birini hemcinsleriyle yakınlık kurarak kıskandırdığın zaman, onun bütün öfkesini, tepkisini üzerine çekeceğini bil. Tartışacağınızı, huzurunuzun bozulacağını unutma. İstediğin bu mu?”

“Yok, değil tabii... Ama biraz kıskansaydı da fena olmazdı.”

“Kendine ait bir alan oluştur Hediye. Git mesela akşamları yarım saat bir odada tek başına kal. Ne istiyorsan onu yap. Bana yarım saat müsaade edin de, kimse gelmesin yanına. Bu onda merak oluşturur. Onu dışında tuttuğun alanda yaptıklarına birkaç seferden sonra kayıtsız kalamaz.”

“Başka ne önerirsin?”

Kendinle ilgilen. Odağına kendini koy, onu değil.”

“Nasıl?”

“Mesela birkaç kilo verebilirsin. Bunun için biraz hareket et. Onun yapmadığı, senin yapmaktan zevk aldığın bir şey olsun. Kültürfizik hareketleri olur, yoga olur, pilates olur... Senin bir şeylerden yanında o olmadığı halde zevk alman onu kıskandırır, emin ol.”

“Başka ne yapabilirim?”

Her zaman temiz ol. Mis gibi kok. Onun için değil, kendin için. Senin kendine bakan biri olman, dikkati çeken biri olman demektir. Saçını onun istediği gibi kesme, sen kendini nasıl güzel hissediyorsan öyle kestir. Saçlarını onun dikkatini çekeceksin diye boyama. Sarıya bence asla boyama. Senin ten rengin koyu, kaşların siyah. Doğal görünen değişiklikler yap. Sen kendinden memnun olursan başkaları da senden memnun olur. Sen kendine bakmayı seversen başkaları da sana bakmayı sever. Yani dekolteye baktırmak kolay, insanlar bakar geçer, sen bakmıyor musun açıkta bir şey görünce? Ama içten bir tebessüm, kendinden emin bir kadın bütün dekoltelerden daha çekicidir.”


Hediye’yle göz göze geldik. Onları dinlediğimi anladı. Utanıp denize doğru çevirdim başımı.

Hediye arkadaşına fısıldadı.

“Çok sağol. Önce bu dediklerini denemeye çalışacağım.”

Sonra ekledi.

“Fal kapatsam bakar mısın?”


Yazı: Birsen Tözün

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Güzel bir yazıydı.ders alması gerekenler almıştır.teşekkürler.hayatta bende varım,ben değerliyim diyebiliyorsak...
    CEVAPLA
  • Misafir Güzel bir yazı ellerinize sağlık. Sevmek güzel,sevilmek daha da güzel. Saygılarımla.
    CEVAPLA
  • Misafir Çok iyi
    CEVAPLA
  • Misafir Çok ders çıkarıcı bir yazı olmus çoğu kişiye örnek olur eminim
    CEVAPLA
  • Misafir Göğüs geçirmek deyimi yerine iç geçirmek kullanılabilirdi. Yazarın tercihine de saygı duyuyorum. Naçizane düşüncem.
    CEVAPLA
  • Misafir Niye?
    CEVAPLA
  • Misafir şahane bir yazı olmuş..emeğine sağlık..
    CEVAPLA
  • Misafir Sen arkadaşın boşansın istiyosun bence.
    CEVAPLA
  • Misafir Herkes ayni kafayi tasimiyor olabilir ne manyak insanlar var alisveris yaparken tezgahtarin eli esomin eline degdi diye adam vuranlar var sen neden bahsediyorsun ablan.
    CEVAPLA
  • Misafir Hediye tüm bunlar ne diye:))
    CEVAPLA
  • Misafir :)))
    CEVAPLA
  • Misafir güzel yazı emeğinize sağlık
    CEVAPLA
  • Misafir Çok bilmiş arkadaşlar yuva yıkar..
    CEVAPLA
  • Misafir işin mi yok be hediye seven her halinle sewsin seni :)
    CEVAPLA
  • Misafir yazdığınız yazı ne saçma eşimi kıskandırmak için neden oramı buramı açayım.resmen rezillik
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.