Dün [... ] harika bir akşam oldu. Gündüzden söz etmek istemiyorum. Sizi de anlatıp üzmek istemiyorum. Akşam muhteşemdi. Ona yemeğe davetliydim. Benim de tanıdığım, çok sevdiğim akrabaları da vardı. Erkenden koşturarak gittim. Hava çok sıcaktı, doğru balkona -artık benim için kutsal olan- üçlü salıncağa gittim. Yanıma genç akrabası geldi, oturdu, sohbete başladık. Eski tanış olduğumuz için, uzun zamandır da görüşmemiştik, anlatacak çok konu biriktirmişiz. Ortak noktamız çoktu önceden beri. Hava da çok güzel esiyor. Biraz sonra o da geldi “Kay öteye” diyerek benim yanıma oturdu. Oturmadı bağdaş kurdu bana doğru... Bu kadar yakın oturması, ayaklarının kalçama temas etmesi inanılmazdı. Sohbete katıldı, daha çok benimle konuştu uzun uzun. ”Ben sana söyledim mi?” diye başlayan cümle kurdukça ben “Hayır” dedim. Anlatmasını, hiç susmamasını istedim. Arada telefonuma bakma bahanesiyle, o muhteşem ayaklarına yine dokunma fırsatı buluyordum. Kuvvetli esen rüzgar bile benim ateşimi alamıyor, boncuk boncuk terlemeye başladım. Ne kadar oturduk böyle, bilmiyorum. Belki bir kaç dakika, belki bir kaç saat. Böyle zamanları ölçülendirmek, o anlara saygısızlık gibi geliyor bana. O bitmesini istemediğin zaman dilimleri gerçekte bitse de hazzı ruhumuzda kalıyor. Tadı damağımızda kalan bir yemek gibi. Etkisi uzun süre dudaklarımızdan gitmeyen ateşli öpüşmek gibi. Sesi kulaklarımızda dönüp duran ”seni seviyorum” cümlesi gibi. Yemek de muhteşemdi. Elleriyle yaptığı börekten, ”Bir tane daha al”, “Son bir tane daha” deyip yedirdi. İnanın, o böreklerin hepsini yer bitirirdim yalnız olsaydık. Elleriyle yapmış ya. Kırıntı bırakmazdım. Ardından balkonda üçlüde aynı oturma düzeninde dondurma. Yalayıp yuttum. Sırada çay var. Sıcağına aldırmadım içtim iki bardak. Gece bitmesin istiyordum ama misafirler esnemeye durunca isteksizce ”Bana müsade” deyip beni yolcu etmesini, sarılıp hafifce yanaklarımdan öpmesini bekledim. Ve aynısını yaptı. Ayakkabımı giyerken tutunmak için elimi uzattım elimi tuttu. Merdivenlerden inerken uyandım. Bir rüya daha bitmişti işte. Karanlığa doğru akıp gittim.


Bir zaman önce umuda tutunmak için bana uzattığı bu eli, beceriksizce, korkakça tutamamıştım. Bu yaşadıklarım karanlığa doğru akmam, çektiğim acı, ızdırap, gözyaşı, o eli tutmayışımın sonucu. Hak edilmiş bir sonuç. Kim ne yapsın? Atı alan, Anadolu’yu boydan boya geçmiş.


30.07



Meserifi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Sevgili Burcu; Bir an kendi çocuklugumu getirdin gözlerimin önüne hafif bi tebessüm yanaklarimda, kendi kendime demekki tek ben değilmişim bu kadar haylaz olan diye düşünceye daldim. Çocukluğunu o kadar muhteşem anlatmissinki... Haylazligin hafif kalmış bu sempatikliginin yaninda. Başarilar dilerim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.