İkinci randevum güzel geçmişti fakat şimdi de yeni biriyle mi buluşsam, yoksa beğendiğim, zaman geçirmekten keyif aldığım birini bulmuşum, onunla tekrar mı buluşsam diye düşünüyorum. "Bütün ihtimalleri bir gözden geçirmek lazım, olmuşken tam olsun!" diyen arkadaşlarım da var, "Düzgün birini bulmuşsun, bırakma!" diyen arkadaşlarım da. Evet, muhtemelen haberiniz vardır, biz kızlar birbirimize çok karışıyoruz bu konularda!


Ben düşünürken, bir mesaj geliyor. Anlıyorum ki ben bu güzel adamla tekrar buluşmak istiyorum. Kaçmak için bahane arayacağım sıkıcı ve yeni başka bir buluşma yerine, eğleneceğimi bildiğim adamla buluşmak daha mantıklı geliyor.


Bu sefer yolun karşısından birbirimizi tanımaya çalışarak değil, öpüşerek ve uzun uzun sarılarak selamlaşıyoruz. Fazla mı oldu diye düşünmeden edemiyorum ama hoşuma gitmiyor da değil hani. "Gel!" deyip en sevdiği bara götürüyor beni.


Heyecanlı heyecanlı anlatıyor. Tutkuyla konuşurken onu izlemek güzel. "Az da ben konuşsam artık” diye düşünürken tam, sazı bana veriyor. İçimden "Olur bu adamla ya..." diyorum bu kez. İnsan konuşabildiği bir yer bulunca muhabbet güzel sanıyor. Muhabbet cidden güzel. Ama ben eğlenmek istiyorum aslında. Henüz vakti değil kapılmanın. Havadan sudan konuşmaya devam ediyorum.


Hatıralarını dinlemek güzel olsa da, yeni hatıralar yaratmak daha iyi değil mi? İlk Tinder buluşmamda birbirimize anılar anlata anlata sıkılmıştık da kaçmıştım. Tamam, tabii ki birbirimizi tanımak için birkaç anı anlatmak fena fikir değil. Ama bu akşamı da bir gün anlatabileceğim bir anıya dönüştürmüyor bu!


Bunu ona da söylüyorum. Uzanıp bir öpücük konduruyor. Hep böyle tatlı olur mu bilemiyorum. Hep böyle güzel hissettirir mi bana? Her buluşma aynı heyecanla ilerler mi? Her kadına aynılarını yapıyor mu? Böyle iyi anlaşmaya, birbirimizi anlamaya devam edecek miyiz? Bunları düşünmüyorum elbette. O anda en azından.


Arada telefonuma gelen bildirimlerin sesini duyuyoruz ikimizde. Açıp bakınca mı bir şeyler kaçırırım, bakmayınca mı? En temel soru bu. O anda bakmıyorum ama eve gidince bakacağım tabii ki. Çünkü aşka, ilişkiye değil, kafam rahat bir şekilde eğlenmeye ihtiyacım var şu an. Onun da öyle düşünüyor olmasını diliyorum.


Kalkıp biraz dolaşıp, biraz ayıldıktan sonra evine geçiyoruz. Muhtemelen evden çıkmadan hazırladığı playlisti açıyor. Hazırlanmış olması hem güzel, hem çirkin. Nereden bakıldığına bağlı. Ben güzel bakmayı seçiyorum.


Çabasız gözükmek neden havalı? “Ben hep böyle cool’um aslında!” demek istiyoruz hepimiz. Sanki ben hiç hazırlık yapmadım bu gece için...


Güzel bir odası var. Uzun zaman üzerine birinin yanında çıplak kalmak önce bir tuhaf hissettiriyor. Çakırkeyif olmanın verdiği rahatlıkla sarılıyorum ona. Yeni bir yüz, yeni bir beden. O da dünyanın en rahat adamı değil ki karşımda. Birbirimizi tanımaya çalışırken, konuşurken değil de, dokunurken tanımaya çalışırken illa ki tökezliyoruz. Neticede yine de, güzel bir gece, anlatılacak yeni bir hikaye.


Gök gürültüleriyle sabah oluyor. "E hadi ben gideyim artık!"


Rumuz: Tinderella

Diğer bölümler...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.