O da bilemezdi o günün böyle sonlanabileceğini. Herkese göre son olarak adlandırılan kişi onun sonsuzluk umuduydu. Radyonun sesi açılmış, en güzel şarkılar sıralanmıştı ardı ardına. Şarkıların aralarını süsleyen sohbetleri vardı. Camı yarılayıp parmaklarını rüzgara teslim etti. Gülümsüyordu, ondan mutlusu yoktu. Parmaklarını rüzgarda şarkının melodisiyle dans ettirirken onun da sesi geliyordu kulaklarına, o an radyoyu kapatıp onun sesini dinlemek istedi sadece. Kendi notalarını oluşturup birkaç şey mırıldanarak eşlik ediyordu. Ardından bir şarkı daha açtı, en sevdiği... O da bilemezdi dinlediği o şarkının hayata tutunduğu bir dalı ondan alıp götüreceğini. Ani bir şey oldu, farkedemedi hiçbir şeyi. Sarsıldığını hissetti, normal değildi bu çok fazlaydı. Kulağında ufak bir çınlama hissetti. Giderek artıyordu ve durmuyordu. Ona bakmak istedi, onu görmek istedi fakat gözleri çoktan karanlıkla buluşmuştu.


Puslu bir görüntüyle açtı gözlerini bir süre sonra. Etrafta dumanlar vardı ve canı yanıyordu, keşke canının yanması bundan ibaret kalabilseydi. Ona baktı, o ezberlediği yüzü kan içindeydi. Bir anda toparlanıp seslendi, iyi olduğunu duymak istedi. Göğsündeki hareketliliği gördü ve derin bir nefes aldı. Yaşıyor olması onda tarif edilemeyecek bir mutluluk yarattı. Gözlerinin hafif aralandığını gördüğünde eli ayağı birbirine dolandı fakat bu uzun sürmedi. Gözlerini açıp "üzülme" diyebildi sadece. Saniyeler içinde açılan gözleri birden kapandı. Göğsündeki hareketliliğin yok olduğunu gördü. Nefes almıyordu. Uğruna dünyaları yakacağı sevdiği yanında usulca son nefesini verdi ve ağzından çıkan son kelimede bile onun üzülmemesini söyledi. Acı kelimesi hiç bu kadar şey ifade etmemişti. Aradan günler geçti, artık çift kişilik yatakta yalnızlığıyla kayboluyordu. Ondan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Her sabah uyanıp tekrar tekrar denedi onunla buluşmayı, sonsuzlukta kaybolmayı, yapamadı.


Ta ki o güne kadar.


Mahalledeki gürültüyle dışarı çıktım.


Her sabah aldığı ekmeği bugün almamıştı, her sabah açtığı tek penceresi öylece kapalı duruyordu.


Ondan geriye tek bir kağıt parçası kalmıştı, belki de kendini nasıl ifade edeceğini bilmeyip defalarca yazıp yazıp sildiği.


"Bugün sana geleceğim sevgilim, söz veriyorum. Diğerleri gibi olmayacak bu geliş, korkmayacağım karanlıktan. Seninle alıştığım karanlık sensiz kaldığım günlerin zehriydi. Şimdi saçtığın ışıkta kaybolmaya geliyorum, beni beklediğini biliyorum. Seni seviyorum."


Büşra Sakal


Fotoğraf: Andrew Taylor

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir ????????
    CEVAPLA
  • Misafir Gerçekten okunması gereken bir yazı olmuş eline sağlık ????
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.