Ruhun da bir kalitelisi var. Okumuşlukla, statüyle, zenginlikle, aile yapısıyla, yaşadığı çevreyle de alakalı değil bu, çok farklı bir ambiyans ruh kalitesi.





Bu kısacık hayatımızda kimsenin ego tatmini yapacağı insan olmayın bırakın gitsinler. Erkeğiyle, kadınıyla karakteri sürekli değişken insanlarla dolu ülkemiz. Hak ettiklerini yapıp ait oldukları yere yollayın. Sonraki vefasızlıklara karşı güç kazandırır, ders ve tecrübe edinir, aynı şeyleri tekrar yaşamamak adına bir nevi koruma mekanizması geliştirirsiniz. Bu durum insanlara gereğinden fazla anlam yüklememeyi de öğretir.



İnsanların içi okunmuyor ki anlaşılsın. Kimisi duygularını konuşarak anlatarak gösterir, kimi susarak anlatmaya çalışır, insandan insana değişir. Bu değişkenlik o insanın duygulu veya duygusuz olduğunu göstermez.





Değer vermek ile değeri ayırt edememe zayıflığımız, varlığımızı cismimizle tanımlama acizliğimiz… Kendini sevmezsen kimse seni sevmez, kendine kıymet vermezsen kimse sana kıymet vermez. Bazen anlamsız mutluluklar yüklüyoruz hayatımıza ve bir gün öyle bir şey oluyor ki, kendimizden geçiyoruz, bu durumdan çıkana kadar uzun bir zaman geçiyor sonra bakıyoruz hayatımızın bir bölümü daha boşa gitmiş.



Samimiyet, derinlerde olan bazı şeyleri karakterin yüzeyine çıkartıp, insana ayrı bir cesaret verir. İyi, kötü çok şey öğreniyor ve keşfediyoruz, bir şarkı, bir şiir, bir koku, bir şehir, bir gülümseme, bir benzeyiş. Bir dosttan, bir aşktan, bir arkadaştan ayrıldığınızda etrafınızda onu hatırlatacak birçok şey bulursunuz, gezdiğiniz yerler, sokaklar, buluştuğunuz mekanlar kaybolmuş bir parça gibi durur öylece. Yara tutmuş kabuk gibidir oynamazsanız hemen kapanır ama oynarsanız ya çok zor ya da hiç kapanmaz.





Bazı ilişkilerde ve ilişkilerin bitimlerinde insanların nasıl küçülebileceğini öğrenirsiniz, yalanları da yanında bonusu olurlar. Sonra durmanız gereken noktayı öğrenirsiniz, kırılır güveniniz, duvarlarınız olur yıkılırsa altında kalacağınız, sonra o duvarları en sağlamından örersiniz ve kaldığınız, kandığınız yerden devam edersiniz yaşama. Aldığınız her darbe sizi gelecek için biraz daha sağlam adım atmaya yönlendirir. Ömürde denemeye ve yanılmaya yetmiyor, denenmişler diye bir şey var başkasından alıyorsunuz böylece yapılan o hataya düşmüyor sağlam adım atmaya yönleniyorsunuz. Ama bazen de duvarlar temiz insanlara örülür, çünkü artık yeni yanılgılar yaşamaktan çekinirsiniz.





Zaman yaraları sarmak için gerekli, harekete geçmek için zamanı bile aşmak gerekiyor. Dünya kirlendi, filmler bozuldu, masum sevdalar yaşanmıyor artık. Gerçek olmayan hayatlar, gerçek olmayan bir dünyada, gerçek olmayan geleceklerine ulaşmak için çabalıyorlar.



İki kişi mutluluğu paylaşabiliyorsa statü olarak kimin altta, kimin üstte olduğunun önemi yoktur. Doktor, avukat, mühendis olup eşi ilkokul mezunu olan kişiler tanıdım öyle kültür farkı falan yoktu. Yine de erkek egosu kadının yüksek statüde olmasından endişe ediyor bu da çevreye bağlı bir değişken belki. Ama günümüzün kuşağı kadının çalışan, zengin ya da yüksek statüde olmasından endişe etmiyor. Erkekler ve kadınlar sadece statü olarak değil her açıdan yer değiştirir oldular. O eski iki gönül bir olunca samanlık seyran olur diyen gönüller yok. Ateşe verirler o samanlığı artık.



Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.