Aşk hesap kitapla yaşanmaz, yeni tanıştığın farklıdır evdeki hesap çarşıya uymaz. Ortak mizah duygusunu yaşadığınız insanı kaybetmemek gerekir. Aşk birinin hiç dolduramayacağını düşündüğün boşluklarını doldurup taşıdığını fark etmek, bağırsaklarında gereksiz hava dolaşımı, ağzının kulaklarına yapıştığı komik ve fazla neşeli günler. Bir bakışla da başlayabilir, bir tesadüfle de, heyecansız olmaz, gözü, kulağı, ayağı, yolu, yordamı, düşüncesi, yorumu yoktur...

Bazen yıldırım çarpması gibi, bazen kurşun yarası gibidir. Ne acı, ne tatlıdır, mayhoş da olur, ekşi de, gözler kör, kulaklar sağır olur. Akıl tutulması gibidir, bazen Ferhat, bazen Mecnun gibi olursun, bazen çok gürültülü, bazen sakin, bazen de deli dolu olursun.

Bazen aşk hiç olmamış, hiç yaşanmamış gibi sadece hatırda kalan duygudan ibarettir. Sevgi, saygı aşkı doğurur ama mantık uymuyorsa uydurmaya çalışmayın. Ağız kocaman açık her şeye istemsizce gülünür ve bir süre sonra o gülümsemenin yerini hüzünde alabilir.

İnsanız mutluluk uğruna acılar yaşamakta ve o acılara kapı aralarız. Yaşadığımız acıların büyük çoğunluğu kendi seçimlerimizden kaynaklı ama bu seçimlerde olmak zorunda, çünkü yaşam dediğimiz şey seçimlerimizden oluşuyor. Hiçbirimiz kapalı bir fanusun içinde yaşamımızın bitmesini bekleyemeyiz. Seçimlerimizin ardında beklediğimiz mutluluğu belki de yakalarız.

Bazen seven saf duygularla sevmeye devam eder, sevilen de ben neymişim duygusuyla arsızlaşmaya ama duygular karşılıklı yoğun bir şekilde yaşanıyorsa o zamanda aşk ben neymişim der. Yine de kimseyi hayatınızın merkezine almayacaksınız, geldiğinde ağırlamasını giderken de uğurlamasını bileceksiniz.

Hülya Çakıcı