Bilmek bazen erdem, bazen de yük getiriyor. Bazen ne yaparsan yap olduramıyor, yaranamıyorsun, bir eksi tüm artıları götürüyor. Her insanın vicdanı kendi tanrısıdır, o size nasıl davranacağınızı söyler. Kimsenin umurunda olmak gibi derdiniz olmasın kendiniz olmanız yeterli.


Umut inatçı bir tohum gibi dünyanın çekirdeğinde gömülü ve dünya var olduğu sürece o da var olmaya, filizlenmeye devam edecek.


Delireceğinizi hissettiğiniz anda bile yaşamaya devam edersiniz. Bazen ölüm en kısa yol olarak geliyor ama sonra yaşam bize yeni yollar çiziyor. İnsanlar sadece kötü şeylere değil iyi şeylere de bağışıklık kazanıyorlar. Yaşamın verdiği dersi almış olanlar kahkahadan tebessüme, öfke krizinden sertliğe düşüyor, hassas olanlarda uyum sağlayamayışlarını belki de delirerek gideriyor.


Bizleri duygusuzlaştıran şeyler çoğunlukla edindiğimiz tecrübelerden kaynaklanıyor. Çoğumuzun başına enteresan olaylar geliyor böylece hiçbir şeyi eskisi kadar yoğun hissedemiyoruz. Eskiden bir gelene on adım giderken şimdi bir adımı bile tereddütle atıyoruz. Sadece tercihlerini doğru yapan ve biraz da şansı olan insanlar duygularını yitirmiyorlar.


Yorulduk, daha kafamızı dinlemeye fırsat bulamadan insanların gelip bizde dinlenmesinden, sesini bile duymak istemediğimiz insanların sözlerinden, varlığına tahammül edemediğimiz yüzlerinden, herkese yetiştiğimiz ama kendimize hep geç kaldığımız için yorulduk. Biz herkese yetişirken bizim ihtiyacımız olduğu zaman buldukları bahanelerden yorulduk, iyi niyetlerimizin arkasına saklanan insanlardan ve onlara gösterdiğimiz insanlıktan yorulduk. Vurdumduymazlıklardan, duyarsızlıklardan, kötü olan her şeyden yorulduk.


Her insan iyi, doğru, güzel bir yaşantıyı hak eder ama diğer insanların nasıl yaşadığını, onlara nasıl davrandığını çoğunlukla sorgulamaz. Herkes ölümlü olduğunu ve dünyanın sadece kendi etrafında dönmediğini, tüm insanlar için var olduğunu bilmeli. Birçoğumuz korkutucu olan yeniyi denemektense, eski kalıplarda kalmayı her şeye rağmen tercih ediyoruz. Bazen kendi kendine düşündüğün zaman mantıklı gelen durumlardan elde ettiğin tecrübeler arttıkça iyice hissizleşiyorsun. Mantık hisleri öyle ezip geçiyor ki, mantıkta akıllandıkça ortaya çıkıyor.


İnsan yaşadıkça öğreniyor, bilgisi arttıkça sorumlulukları artıyor, sorumluluklar da sorunlarıyla geliyor. Saygının, sevginin, fedakarlıkların azalması, gerçek aşkı yaşayamamanın eksikliği, vicdan ve minnet duygusundan yoksunlaşma tüm bunlar insanlar üzerinde olumsuz etkiler doğuruyor. Çoğu davranışlarımızı sosyalleşerek öğreniyoruz, insanların bize davranış şekilleri bıkkınlıklar ve boş vermişlik hissini de beraberinde getiriyor, bu yüzden merhamet göstermediklerimizden merhamet, saygı göstermediklerimizden saygıyı beklememek gerekiyor.




Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.