Nasıl formda kalıyorum?


Uzun lâfın kısası düzleşen karnımı, incelip uzayan bacaklarımı, kabak kollarımı yogaya borçluyum.


Biraz başa sarayım.


Eğer biri, beş yıl önce bu zamanlar ruhuma iyi gelen bir şeyi yaparken bedenimin zarifçe şekilleneceğini söyleseydi ona inanmaz, sadece gülerdim. Çünkü bildiğim şuydu: Sürekli formda kalmak istiyorsan, sürekli vücudunu çalıştırman gerekir, bu da sevmediğin birtakım hareketleri kan ter içinde kalarak yapman demektir.


Yirmili yaşlarımdan itibaren beş-altı kez spor salonlarına abone olmuştum. Bedenimi çalıştırmaya ihtiyaç duyuyordum ama artık bu salonlara uğramak istemiyordum. Genellikle ter kokusunun hâkim olduğu bu salonlarda, iş çıkışı birtakım aletleri kullanırken kendime şunu tekrar ediyordum: Az kaldı, bitecek, geçecek. Kendimi zorlamak, nefes nefese kalmak, gücümü nefesimi tüketmek iyi gelmediği için, eşek yüküyle para ödediğim bu salonlara bir süre sonra gitmekten vazgeçiyordum.


9 kilo verip beslenmeyi öğrendiğim, cildime mutfaktaki malzemelerle doğal bakım uygulamaya başladığım günlerde düşündüm: Acaba sevdiğim hareketlerle vücudumun sarkmasını engelleyemez miyim? Bir arkadaşım, “Al bir dene, belki seversin” deyip bir yoga CD’si verdi. Yere bir battaniye serip evde CD’yi açtım, geri ileri sararak hareketleri tekrarladım. Kırk beş dakikanın sonunda kendimi sakinleşmiş hissederek battaniyeyi topladım. O gece bacak, kol ve popo kaslarımın ağrıması tuhaf geldi. Çok hafif hareketler yapmama rağmen vücudumu çalıştırmıştım.


Yanlış bir şey yapıp sakatlanmamak için bir yoga salonuna gitmeye karar verdim. İnternette kısa bir araştırma yaptıktan sonra bir aylık bir “tanışma paketi” satın aldım. Salona devam ederken, önyargılarımın hayatta beni bazı güzel şeylerden nasıl mahrum ettiğini düşündüm. Yıllarca “Bak ben yoga yapıyorum, kafamın üzerinde durabiliyorum” diyen birkaç kişiye bakarak araştırma zahmetine girmemiş, yogadan uzak durmuştum.


Daha ilk seanslarda, yoganın artık hayatımın bir parçası olacağını anladım. Çünkü aklımda, bedenimde biriken bütün stresi mat üzerinde bırakıp çıkıyordum. Salona giren benle, salondan çıkan ben arasında ciddi bir fark vardı. Tepeden tırnağa esneyip çalışan kaslarımın bana yaşattığı mutluluğu artık bırakamazdım.


Deneyimlediklerim inanılmazdı. Bedenimi hiçbir şeyi yapmaya zorlamıyordum, aksine zorlandığı noktada durmam gerektiğini söylüyordu eğitmenler. Ve ben bir, bir buçuk saatin sonunda rahatlamış, huzur bulmuş bir halde salondan ayrılıyordum.


Farklı yoga tiplerini denedim ve en çok Yin Yoga ile Yoga Terapi’yi sevdim. Eğer hiç yapmadıysanız, Yin Yoga’yı şöyle tarif edebilirim: Bir pozun içine yerleşiyorsunuz, bedeniniz o pozun içinde çabasız birkaç dakika kalıyor ve bir diğer poza geçmeden önce dinleniyorsunuz. Birbirini izleyen pozlar serisinin sonunda tamamen yatışmış, dinginleşmiş, huzur bulmuş bir hale geliyorsunuz. Garip gelecek belki ama gerçek. Sadece Yin Yoga yaptığım bir ayın sonunda selülitlerim azaldı.


Bilgisayar karşısında geçirdiğim stresli saatler sonunda boynum ve sırtım tutulmuş olarak girdiğim Yoga Terapi seanslarından sonraki hissimi ise şöyle ifade edebilirim: Sanki tel tel çözülmüşüm gibi... Yoga Terapi mucizesini keşfettikten sonra boynum, sırtım, belim tutulduğunda kas gevşetici, ağrı kesici kullanmaz oldum. Çünkü artık tek yapmam gerekenin birkaç pozu tekrarlamak olduğunu öğrenmiştim.


Yoganın hayatıma kattıklarını, beni nasıl değiştirdiğini sayfalarca anlatabilirim. Ama konuyu dağıtmak istemiyorum.


Kırkından sonra gençleşmekle yoga arasında nasıl bir ilişki var?


Genel beklenti, kırkından sonra vücudun kendini salması, sarkması, kilo alarak yuvarlanmasıdır. Yoga bir kadına bedenini hissetmeyi, dinlemeyi, bedenini mutlu ederek çalıştırma yollarını öğretir. Yoga sayesinde mutlu olan beden, kasları aracılığıyla kendini diri tutar, toplar. Bu mutluluk esnasında beden bol kalori yakar. Sonuç olarak beklenenin tam tersi gerçekleşir: Yoga yapan kadın kırkından sonra, kırkından önce asla sahip olmadığı bir vücuda sahip olur.


Amacım, bedenimi spor salonlarında sevmediğim hareketler yaparak değil, sadece sevdiğim hareketleri kendi kendime yaparak çalıştırmayı öğrenmekti. Beni mutlu ve sağlıklı bir kadın haline getiren yoga, selülitlerimi azaltıp bedenimi şekillendirdi.


Eğer siz de benim beş yıl önceki halim gibi yogaya karşı mesafeli iseniz, size bir kere daha düşünmenizi tavsiye ederim. Duyduğunuz, gördüğünüz negatif örnekleri bir kenara bırakın. Hemen koşup bir yoga salonuna yazılmanız gerekmiyor. İmkanlarınız dahilinde yollar kesinlikle var. Youtube’da yoga videolarını bulup izleyin, basit hareketleri deneyin. Nasıl hissettiğinize bakın. Birer gün arayla on dakika yaptığınızda bile yoganın ruhunuzu yatıştırırken bedeninizde nasıl değişiklikler yarattığına kendiniz şahit olun.


Fotoğraf: Pedro Ribeiro Simões


Hayatımda stresi nasıl azaltıyorum?

Dördüncü ve son bölüm, 15 Aralık 2017 Cuma hthayat.com’da...


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.