Hayatımın büyüdüğüm bir noktasında “iyi bir genç kız” olabilme durumunu içselleştirdim sanırım. Aile bireylerim tarafından öğretilen bir şey değildi bu, yalnızca kültürümüzün içine işlemiş bir durumdu. Madem böyle, ben de eğer her durumda “iyi” olursam, hayatta bir kadın olarak çok zorluk çekmeyeceğimi düşündüm.


Kibar, çabuk anlaşılan, memnun eden şeklinde tanımlıyor ‘iyi’ kelimesini sözlükler. Derinde bir yerinde hayatımın gidişatını da böyle belirledim sanırım. Her zaman başkalarını öne koyan, bunu da her daim inanılmaz bir güleryüzlülükle yapan biri oldum. Zamanı geldiğinde kendimi eğitim, bilgi, hayat tecrübesiyle doldurarak iş dünyasında çığırlar aşmaya başladığımda bile yine de içimde hep iyi olmanın o dürtüsel varlığı vardı. Bu da, canınızın istemediği, doğru bulmadığınız şeylere bile katılmak anlamına gelmekteydi, tadınızı kaçıran bir durum yani.


Hayır deme ihtiyacı hissettiğinizde evet demek zorunda hissetmek... Yolunuzda giderken kimseyi incitmediğinizi düşünmek zorunda kalmak… Aklındakileri söylemek ya da basitçe hayatını yaşamak gibi hiç de üzgün olmamam gereken konularda bile bazen insanlardan özür dilemek zorunda kalmak. Hatta, bir romantik ilişkim olmuştu (bitti, çok şükür) ve ilişkinin sırf ben başka birinin ihtiyaçlarına ve isteklerine doğrudan hayır diyemediğim için nasıl değiştiğini ve acayipleştiğini gördüm. Başka insanların hislerine güvenmekle o kadar meşguldüm ki kendi hissettiklerime güvenemiyordum.


Bazen, iyi olmak dipsiz bir kuyu gibi bir hale geliyor, battığınızda kurtulmak için size ne lazım olduğunu bile unutuveriyorsunuz. Başka insanları iyi hissettirmeye bu kadar çok zaman harcadığınız zaman, kendi içerinizde neler istediğinizi unutuyorsunuz. Hiç unutmam, bir arkadaşım bana asla ne yemek istediğimi, hangi filmi izlemek istediğimi ya da ne yapmak istediğimi söylemediğim için çok sinirlenmişti. Böyle sorular sorulduğunda bana, cevap koca bir boşluk olarak havada salınıyor. Karşımdaki beni basitçe “anlaşılması zor” biri olarak tanımlıyor ama konu o değil, benim gerçekten ne istediğimle ilgili en ufak bir fikrim yok. Ben, iyi bir insan olmaya o kadar odaklanmış durumdayım, başkalarının bir ilişkide benden beklediği şeylere o kadar konsantre olmuş durumdayım ki, ben dışarı çıktığımda keyifle ne yaparım, bir kadının beklentileri ve ilgilendiği şeyler nedir, unutmuşum.


İyi bir genç kız olmak demek, kökleşmiş beklentiler demek ve uzun vadede kendi gücünüzü kaybedecek kadar iyilik tohumuna boğulduğunuzu görmek hem çok acı hem de akıllara durgunluk verici. Ancak, pratikte bu, yaşadığımız yüzyılın içerisinde hayatta kalabilmek için oluşturduğumuz bir savunma mekanizması. Annelerimiz, büyük annelerimiz ve bizden önce yaşayan tüm kadınlar için, iyi insanlar olmak sadece dünyayı daha sempatik yapmadı, aynı zamanda hayatta kalmalarını da sağladı. Şu anda yaşayan kadınlar için de durum aynen böyle.


Ancak sürekli iyi olmak demek, kadınların ruhunun yeterince beslenmemesi anlamına geliyor. İyi bir genç kız olarak kalmak tam da bu demek. Tüm dünyanın gözünde doğumdan ölüme kadar yalnızca iyi bir kız olarak kalmak. Aslında dünyamız, insanların eşit olmaması yüzünden kıvranıp duran dünyamız, artık başka şeyler istiyor.


Kendimizi iyi olmaya adadığımız an, kadınlar olarak gücümüzü bırakıyoruz, ondan vazgeçiyoruz. Kökünde, zaten iyi olup olmadığınıza başkalarının karar vermesi gerek. Bir insan kendisini “iyi” olarak etiketleyemez. İyi olmak, iyiliğinizin dokunduğu başkaları tarafından size bahşedilen bir unvan olabilir, uyumluluğunuzun bir hediyesi olarak. Bu rolü gerçekleştirebilmeniz, başkaları tarafından gözlemlenir, yargılanır ve kararlaştırılır. İyi kızlar olarak, bizim iyi olup olmadığımıza karar vermeye yetimiz yok, bu doğrudan diğerlerinin muhakemesine kalmış durumda.


Medyaya, etrafa bakınca da, sanki bunların hepsi çok normalmiş gibi bir havanın yaratıldığını görüyoruz. Bunlardan dolayı inciniyor olmamız, fazlasıyla normal. Artık kendi kendimizi tanımlama hakkını geri almamız gerektiğini düşünüyorum. Kendimizi temsil edebiliyor olmalıyız. Artık şu fazlasıyla vasat olan “iyi” kelimesinden de bir sıyrılmak gerek.


Kendimizin, kız çocuklarımızın dünyayla olan iletişiminde daha güçlü bir dil kullanmalarına ön ayak olmalıyız. Bu dünyaya dengeyi, ruhumuza bütünlüğü yeniden getirmeliyiz.

En güzeli, kibar olalım. “İyi” olmak yerine.


Kibar kadınlar…

Çocuklarımıza iyi birer genç kız olmalarına öğretmek yerine, kibar kadınlar olarak yetişmelerini sağlasak nasıl olur acaba?


İyiliği dışarıdan görünüp görünmemesine bağlı olmayan kadınlar olarak, kendilerini bu dünyada kendi istedikleri gibi taşıyabilecek olan kadınlar yetiştirsek?


Sözlük “kibar” sözcüğünü “iyi şeyler yapmayı isteyen ve bunlardan hoşlanan ve diğerlerini mutlu etmek isteyen kişi” şeklinde tanımlıyor. Kısacası, kibarlık sahip olduğumuz bir şey. Sahip olduğumu için uygulamaya koyabileceğimiz bir şey, yerine getirmemiz gereken bir sorumluluk değil. Kibarlık, karar mekanizmasının tamamen bizde olabileceği bir şey.


Kibarlık bir cömertlik göstergesidir. Bizim irademize kalmış bir lütuf, istediğimizde verebileceğimiz bir hediye gibidir. İyi olmak orta karardır ve çabuk unutulur. Kibarlık, sizin kendinize ait bir güçtür. Kibarlık büyüklüktür. Çoğu zaman, başka kültürlerdeki mitlerde kibar olmanın Tanrıçalara ait bir lütuf olduğunu okuruz. Ancak, hiçbir Tanrıçanın iyi biri olduğunu okumayız. Çünkü Tanrıçalar iyi falan değildir. İyi olmak, kadın enerjisinin, kadın zarafetinin ve ilgisinin ifadesi için asla yeterli bir kelime olmaz.


Kibar olmak doğamızda var. Kibarlık, başkalarına verebileceğimiz bir şey. İyi biri olmak ise kendimizi o kalıba sokmaya zorlayacağımız bir şey.


Hayatınızda kaç kere, kibar olabilmenin bir yolu da varken, bir haksızlığa karşı iyi, aynı fikirde olan ve ılıman bir şekilde karşı çıkabildiniz? Sizin de dünyanızı değiştirecek olan şey kibarlıktır, sözlüğün tanımlandığı o iyi kişi olmak değil. Eğer hepimiz iyi ve karşımızdakiyle aynı fikirde olsaydık, bu dünya nasıl değişecekti? İyi genç kızlar genelde bir haksızlık yaşanırken, özellikle de bu kendilerine yapılırken sessiz kalırlar. Kibarlar ise herkesin iyiliğine, sağlığına ne iyi gelecekse onu yapmanın peşine düşerler, bu ayağa kalkıp yaralayan şey neyse onu kesip atmak, kendini tehlikeye atmak gibi bir şey olsa bile; yeter ki olacak olan şey dünyanın iyiliğine olsun.


Şimdiye kadar iyi yerine kibar olsaydınız neleri değiştirebileceğinizi bir düşünün. Başınıza gelen kötü şeylerle yüzleşebilseydiniz, sineye çekmek yerine! Kendinizi korumak ya da savunmak için gerekli adımı atabilirdiniz belki, oradan uzaklaşıp kendinizi güvenceye almak yerine! Neleri değiştirebileceğinizi bir düşünün, o zaman belki bulabilirsiniz iyi yerine kibar olsaydınız, neleri kazanabileceğinizi.


Kadınların kutsal görülen kadınsılığı dünyadan uçtu gitti. Onu geri getirecek şey ise kibarlık ve merhametin karışımı. Bu yüzden, sırf geri getirebilmek için eğer hayır demeniz gereken bir şeye evet derken bulursanız kendinizi, bu sizin anınız, hayır deyin. Gerçekler daha kabul edilir olacak o zaman. Evet dediğinizde kendinizi küçük hissedeceksiniz. Aynaya bakın ve kendinizi kibar bir kadın olduğunuz konusunda ikna edin. İçinizdeki tanrıça kadının ne kadar çabuk büyüyüp ortaya çıkacağına şaşıracaksınız.


Bir kız çocuğu yetiştirirken de ona iyi olmasına öğütlemek yerine hep kibar olmasını öğütleyin. Belki bu, bir gün büyüyüp kocaman bir kadın olduğunda, onun dünyasını da bizim dünyamızı da değiştirecek.


Asia Suler


Bu yazının İngilizce orijinali woolgatheringwildcrafting.com sitesinde yayınlanmıştır



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir insan kendi için hayır demeyi öğrenmeli durup düşünmek, bir fikri ölçüp tartıp karar vermek bunlar insanı kötü yapmaz. iyi olmak insanların her talebine evet demek değildir. insan kendini dinlemedi içinde iyiysen iyisindir.
    CEVAPLA
  • Misafir güzel bir tespit lakin kibarlık adına söylediklerinize katılmıyorum. Özelinize burnunu sokan, sürekli size akıl veren, psikolojik taciz eden ve bunu kendine hak gören insanlara kibarlık fayda etmiyor. Bazen keskin olmak, sert olmak gerekiyor sınırlarını korumak için ya da olmadı hayatından çıkarmak.
    CEVAPLA
  • Misafir İyi olmak gerçekten iyi midir? Ya da herkese iyi olan insan gerçekten iyi insan mıdır?
    CEVAPLA
  • Misafir yıllardır hissettiğim şeylerin bir başkası tarafından en doğru şekilde açığa çıkması içimi rahatlattı, yalnız olmadığımı gördüm. harika bir yazı olmuş..
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.