Birine en son davranışınız onda bıraktığınız son karedir. Birinin kalbini kırmadan önce iki kere düşünün. Üstelik o kişi sıradan biri olmamışsa hayatınızda, son fotoğrafınız noktayı nasıl koyduğunuzdur çünkü. Söylenenleri doğru duyup, duyduklarını doğru tatbik edenlerden olmalı ve öyle kalmalı hafızalarda. Bir bakış, bir gülüş, söylenen bir söz belki yıllarca unutulmaz, belki başkaları için anlamsız gelen sizin için bir ömürdür. İyi bir insan kendine yapılan iyiliği unutmaz ama yapılan kötülüğü hiç ama hiç unutmaz, bu da unutulmamalı hiçbir zaman.


Geçmişte yapılanlarla gelecekte karşılaşmamak için aynı şeylere tekrar güvenmemek gerekir. Bir insanın kendine yaptığı kötülüğü yedi cihan bir araya gelse yapamazmış. Anı yaşarken görmezmiş gözler de yazda kışı, kışta yazı yaşarmış. Geçmişi kendi şartlarında değerlendirmekten başka seçeneğimiz yok. Geçmişi değerlendirmek başka, suçlama çabası içinde olmak başkadır. Geçmişi suçlamak bugünkü beceriksizliğimizi temize çıkarmak acizliği olmamalıdır. Biz hala dün ve bugün kavgasındayız, bundan dolayı da yarına vaktimiz kalmıyor.


İnsanın hayatında iz bırakanlar, unutulmayanlar mutlaka vardır iyisiyle, kötüsüyle, her şeyde. Hayatın zikzaklarında zaman atılması gerekenleri unutmak, kalması gerekenleri saklamak, beyin ve yürek çöp kutusuna dönüşmedikçe. Samimiyet her kapıyı açan sihirli bir anahtardır, yine her kapıyı kapatan da aynı anahtardır. İyi mazeretler bulmayı başaranların başka şeyler başarabildiği ender görülür. Kendi bakış açıları ile kendilerini mutsuz ederler, çünkü sahip olma ve ait olma duygusu yürekten gelir. Öncelikle iyi, kötü ne yapılıyorsa samimi olunmalıdır.


Dünya peşinde koştuğun sürece senin padişahındır. Ondan yüz çevirince sen ona sultan olursun. Her şey sonsuz şimdiki an içinde yaşanır. Hep öyle olmaz mı? Vazgeçtiğiniz an özlemini çektiğiniz veya büyük bir istekle aradığınız şey çıkar karşınıza, hazırlıksız yakalandığınız içinde ne yapacağınızı pek bilemez, şaşkınlığınız okunur gözlerinizden.


Gidenler gitti, kalanlar kaç adımda nereden geldiler. Aslında ne giden ne gelen vardır, herkes baştan beri olduğu yerdedir. Denir ya, hayatın en hüzünlü anı mevsimine kapıldığınız kişinin bahçesinde açan bir çiçek olmadığınızı anladığınız andır. Bunu herkes kendi adına anladığı için olduğu yerdedir.


Kırılmış olmasına rağmen kırmak istemeyen insanlar sessiz sedasız giderler. Yine varlığında katkı bekleyenin yokluğunda rahat edilir. Hayat kazanılacak ya da kaybedilecek oyunlardan değildir. Fazla kasmayın, sürecin tadını çıkarın. Zamanımız gereksiz insanlara harcanacak kadar gereksiz değildir.



Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.