Uras’a hamile olduğumu öğrendikten sonra başladı bizim evde geleceğe dair konuşmalar. Bunlardan en önemlisi ve benim en çok kaygı ettiğim şey Uras’ın kavga gürültüsüz bir evde büyümesi olduğundan konu dönüp dolaşıp hep buraya geliyordu. Serkan da böyle bir ortam sağlama konusunda benimle hemfikirdi. Fakat benim içimi rahatsız eden şey ortada bir sorun olduğunda ona çözüm bulma şeklimizdi, yani konuşmaya gelince tamamdık ikimiz de ama uygulama biraz sorunluydu. Yanlış yaptığımız şeyler vardı ama bunu ne tanımlayabiliyordum, ne de doğruyu bulabiliyordum. Yani ‘tamam, kavga etmeyiz’ demekle sorun çözülmüyor ki…


Sorun doğduğunda yaklaşımımız nedeniyle en az birimiz hemen duvarları örüp konuyu havada bırakıyorduk. Aslında tam olarak geçmişte kalmış da değil ama en azından farkındalığımız farklı artık. Hep aynı şeyi düşünüyorum; bizim şefkatli ebeveyn olmak için ve bunda sürdürülebilir bir tarzı sabit kılmak için önce içimizdeki sonra aramızdaki huzura sığınmamız lazım. Bu hem ilişkimiz için hem de ebeveynliğimiz için en doğrusu. Bu düşüncelerin ilk beni telaşlandırmaya başladığı dönemde tesadüfen bir çember daveti gördüm. Katılımcıların samimiyetle sorunlarını anlatabildikleri, kimsenin kimseyi yargılamadığı, şefkatli ebeveynlikten, şiddetsiz iletişimden ve daha bir dünya konudan bahseden bir çember. Tabi ki merakla gittim. İyi ki de gittim ki kafamda oturmayan bir sürü şey o çember ve ardından gelen gelişmelerle çözüldü.


Dr. Aslıhan Onaran ile tanıştım burada ve söylediği bir cümle çok dikkatimi çekti. Bir katılımcının paylaşımının ardından onun söylediği cümleleri çok pozitif bulmamış olacak ki hemen ‘Bunları pozitif lisana çevirelim’dedi. Bu benim için o kadar önemli ki… Etraftaki konuşmalara kulak kesilince aslında gayet pozitiflkten uzak cümleler duyuyoruz ki bence bu da şiddetin bir versiyonu.


Neyse ben bu cümleden sonra takıldım Aslıhan Onaran’ın peşine. Özellikle şiddetsiz iletişim denen şey çok sihirli olduğunu, soykırım uygulayan ülkeler arasında bile çözüm üreten bir yöntem olduğunu araştırınca çok heyecanlandım.


Biz karı-koca olarak önümüze çıkan ve çıkabilecek sorunların çözümünde doğru metodu uygularsak, bizi aynalayacak olan bebeğimizin de işi kolaylaşacaktı. Sakin ve huzurlu bir ortamda büyümenin sayısız faydasını tadacaktı. Bunları Serkan’la uzun uzun paylaştım ve metodu öğrenmeye ikna ettim.


Metod aşamalı bir metod ve adım adım ilerleniyor. Burada önemli olan aşamaları doğru takip etmek. Metodu şöyle anlatabilirim:


-İlk aşamada objektif olmak çok önemli. Bu aşamaya yargılar, duygular, suçlamalar karışmayacak kesinlikle zaten karıştığı an karşıdaki duvar örüyor iletişime ve konu çözümsüz kalıyor. Mesela ; ‘Bugün beni art arda beş kez aradın ya…’ veya ‘arkadaşlarımızla otururken şöyle şöyle bir cümle kurdun ya… ‘ gibi… önemli olan aslında ‘yok, ben öyle bir şey demedim, yapmadım’ gibi bir itiraza sebep olmamak. Sorun ne onu söylüyoruz eklemek, çıkarmak yok.


-İkinci aşamada dikkat kesileceğimiz konu bu kez kendi hislerimiz. Karşı taraf ilk aşamadaki şeyi söyleyince, yapınca, yapmayınca neyse mesele biz nasıl hissettik? ‘Hissettirdin’ yok burada zaten o kelime girerse iletişim engeli gelecektir. Bu bizim hissimiz, böyle anlatıyoruz. ‘Kendimi bebeğimize yetemiyormuş gibi hissettim.’ ‘Kendimi arka plana konulmuş gibi hissettim.’ Gibi…


-Üçüncü aşama da aslında kendimizle ilgili. Buraya kadar olanlar oldu fakat bizim şu an ihtiyacımız ne buna bakmamız lazım. Karşı tarafa da bunu tanımlıyoruz. ‘Beni düşündüğünü hissetmeye ihtiyacım var.’ Veya, ‘Kendime zaman ayırmaya ihtiyacım var.’ Burası benim en zorlandığım aşama, çünkü ben de galiba karşı taraf anlasın isteyenlerdenim. Şiddetsiz iletişimle ilgili pratiğim arttıkça bunu da aşacağımı düşünüyorum.


-Son aşamada ise artık talep geliyor. Mesela bir önceki aşamada kendimize zaman ayırmaya ihtiyacımız olduğunu söyledik. Burada karşı taraf bunun için ne yapabilir, bizim ondan talebimiz nedir bunu anlatmamız lazım. ‘Senin yardımına ihtiyacım var.’ ‘Beni daha az arayabilir misin, bebeğimizle yalnızken?’


Böylece şiddetten uzak iletişim sağlanmış oluyor ve karşı tarafın yöntemi bilmesine de ihtiyaç yok. Ben ebeveynliğimizin üzerinde durdum ama sadece çiftler arasında değil her türlü iletişim içinde olduğumuz kişilere uygulanabilir bir yöntem.


Biz henüz pratik aşamasındayız, içselleştireceğimiz günleri iple çekiyorum. Çünkü bebek sahibi olmak değişen ünitelerle önümüze çeşitli sorunları getiriyor ve anne- babalar bu sorunları çözerken ortak nokta bulmak durumundalar. Bunu da evdeki huzur ve sükuneti daimi kılarak yapmak oldukça önemli.


Net, kibar, alçak sesle konuşan, yaklaşımı pozitif, çözüm odaklı, şefkatli ebeveynler olabilmek dileğiyle…




Bengü Kantekin Günal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir okadar güzel anlatıyosunki,bir kelimesini bile atlamadan okumak için tane tane okudum.şidetsiz bir dünya,şiddetsiz hatta yüksek perdeden bile konuşulmayan iletişimler...
    CEVAPLA
  • Misafir Yollarımız aileniz ile iyi ki kesişmiş! Şefkatli nice anılar biriktirmeniz dileğiyle! Dr. Aslıhan Onaran @DrOnaran
    CEVAPLA
  • Misafir Genc yasli egitimli egitimsiz herkesin farkinda olmadigi bir sorunu ne guzel ifade etmissiniz yureginize ve kaleminize saglik...
    CEVAPLA
  • Misafir çok güzel, faydalı bir yazı.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.