Yemekteydik. Birden durdu, ne olduğunu hatırlamıyorum şimdi, ama net bir yüz ifadesi ile "erkekleri sevmiyorum" dedi. "Neden?" dedim şaşkınlıkla. "Çünkü onlar vuruyorlar." Bir an durdum. Dört yaşındaydı. Fakat gördüğü bir iki ufak tefek diye düşündüğüm olay onda doğrudan bu izlenimi yaratmıştı. Haklıydı. Çünkü erkekler kaba kuvveti biz kadınlardan iyi biliyorlardı ne yazık ki.


Hemen örneklerle açıklamaya çalışarak bir nafile çaba içine girdim. Şimdi hepsi değil tabii ki, yani arada iyiler de var, hani kurularla yaşlar diye düşünürken hemen ilk örneğimi söyledim. Ama park arkadaşın (isim vermek doğru olmaz belki) S. dedim, o sana vurmadı, ne güzel oynuyorsunuz. Evet ama diğerleri vurdu dedi. Haklı. Şimdi ben diğerlerine de kızamam, çocuk onlar da. Annelerine de kızamam, babalarına da, eğitim sistemine de, dedelerine de, anneannelerine de, amcalarına da, bu böyle uzar gider. İyi de kime kızayım şimdi ben. Kimi sorumlu tutayım ki dört yaşında bir kız çocuğu ilk hayat dersini aldı diye. Evet, parkta onu gözlemliyordum hep daha küçükken. Birisi onu ittirdiğinde ya da vurduğunda tepki olarak o da itip, vuruyordu. Ama sonraları ben doğruyu öğretmek adına, “birisi sana vurduğunda kendini koru ve elini öne uzat ve bana vurmanı istemiyorum diye söyle” demeye başladım. Ve sonra; sonra sen misin bunu söyleyen, bu kez de karşı karşıya kaldığı her vurma eylemi sonrası canı yana yana ağlamaya başlar oldu en tiz sesiyle. Ama ne yapabilirdim? Şiddeti körüklercesine "vur tabi evladım, sen de patlat bir tane" mi diyecektim? Tabii ki de hayır ve asla.


Şiddet ister sözlü, ister kaba kuvvet içinde vuku bulsun, yıkıcıdır. Özgüveni yıkar ve ortaya nesiller boyu aktarılan hastalıklı bedenler çıkarır. Bunun kadını erkeği de olmaz lakin en çok erkeklere sözüm ve erkek babalarından ricam. Annelerine nasıl davranırsanız, arkadaşlarınızla, hemcinslerinizle nasıl ise tutumunuz, o geçiyor oğlunuza. Bilin, bir kez daha duyun istedim. Anneler, ne kadar överseniz oğullarınızı o kadar şişik, ben merkezli çocuklar, geleceğin can yakıcı, kırıcı genç erkeklerine dönüşüyorlar. Beraberinde kırıcı, sancılı ilişkiler, ölümler, tecavüzler, ağır şiddet içeren evlilikler, boşanmalar, cinayetler kaçınılmaz cabası.


Nereden nereye demeyin. Ben henüz hayata evinin ve biraz da gittiği seçilmiş parkların ve oyun merkezinin içinde ucundan başlamış minicik bir bedenin ağzından çıkan iki cümlede gözlemlediysem bunu, ki yeniden Amerika'nın keşfi değil bu, konunun uzmanlarının sürekli dile getirdiği neden-sonuç ilişkisidir, yaşadığımız bunca olay hep çocukluk sürecimizden başlıyor.


O nedenledir ki lütfen çocuklarımıza daima sevgiyi aşılayalım. Dünyayı sevgi kurtaracak, başka bir şey değil...




Neriman Ekinci



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.