“Geçmişi geçmişte bırak” ne rahatlatıcı ne de sevgi dolu bir öneridir. Süreç işliyor. İyileşiyoruz ama bu zaman alır. Genellikle de hoşumuza gittiğinden daha çok zaman.





Bana inanın, eğer şu anda beni etkileyen şeyin sebep olduklarını durdurabilseydim, zaten durdururdum. Gücümü inkar etmiyorum ya da bir kurban olmayı seçmiyorum. Kendime merhametli davranıyorum. Bir kurbandım. Seçim yapmam engellendi. Sürekli şiddet içeren bir sistemde yaşıyorum. Ama artık bir kurban değilim.





Travma, vücudu derin ve yoğun bir şekilde etkiler. Deneyimlerim beni güçlendiriyor, bunu kabul ediyorum. Bedenim içinde kendimi güvende hissetmediğimde, bununla başa çıkmak da kendi görevlerimden biri, biliyorum. Tekrar ve tekrar, tetiklenmeler yaşadığımda güven duygusunu geri kazanmaya çalışıyorum. Acıya karşı geliştirdiğim stratejilerim var. Eğer iyileşmenin ne kadar bakım ve zaman gerektirdiğini bilseydiniz, hala etkilendiğim için suçlamalarda bulunacağınıza kendim için gösterdiğim güçle gururlanırdınız.


Yaşadıklarımı bastırmaya çalışmak bana yardımcı olmuyor. Sessizlik kültürü yüzünden şiddet ve ihlal içeren birçok eylemden tek başıma sağ çıkmam gerekti. Travmalarımızı sesli dile getirmemizi engelleyen bir toplumda yaşıyoruz. Bizlere, yaşadığımız şeylerden utanç duymamız gerektiği öğretildi.




Sessizlik, statükoyu ayakta tutan yakıttır. Yaşadıklarımla ilgili konuşmam benim geçmişe saplanıp kalmam anlamına gelmez, tam tersine cesur bir tercihtir.



Ben bir savaşçıyım! Geçmişte bırakmamı söyleyeceğinize, hayatta kaldığım için beni onurlandırmalısınız.



Bu yazı annieescobar' dan alıntılanmıştır.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.