Çok demode olduğum düşünülebilir ama gün içinde radyom hep açıktır. Ne yaparsam yapayım, anlatılanlar hep kulağımdadır. Dün bir ara 10 yaşındaki oğlumu ekmek almaya gönderdim ki; radyodan duyduğum bir haberle yüreğim cız etti.


Diyarbakır Silvan'da bir askeri aracı hedef alarak PKK tarafından uzaktan kumandayla patlatılan bomba, o sırada oradan geçmekte olan ve ekmek almaya giden 13 yaşındaki Mehmet Emin Simpil'in hayatına mal olmuştu.





Zavallı Mehmet Emin... Ekmek almaya giderken ölümle tanışan çocukların bugünlük (!) sonuncusu... Polisler tarafından İstanbul Okmeydanı'nda vurulan 14 yaşındaki Berkin Elvan da ekmek almak için sokağa çıktığında, mahallesindeki çatışmanın içinde kalmış, hepimizin yüreğini yakmıştı. Geçen 13 Ağustos'ta ise Ağrı Diyadin'de bir fırında çalışan 16 yaşındaki Orhan Aslan ve 15 yaşındaki Muhammet Aydemir'in özel harekat timlerince öldürüldüğü iddia edilmişti.


Çok yazık! Bu ülkede; ekmek almaya giden ya da fırında çalışan çocuklar, polis, özel harekat timi veya PKK tarafından öldürülüyor.


Ya, Baran Çağlı'ya ne demeli? Şırnak’ın Cizre ilçesinde Garnizon Komutanlığı’na 27 Ağustos’ta yapılan saldırının ardından çıkan çatışmalar sırasında Eyüp Ergin ile Mesut Sanrı'nın yanı sıra 7 yaşındaki Baran Çağlı ile 10 yaşındaki Emin Yanaş hayatını kaybetmişti. Küçük Baran'ın yıkılan duvarın altında kalarak değil de ateşli silahtan çıkan kurşunla yaşamını yitirdiği öne sürüldü.




Baran Çağlı

Son 12 yılda 241 çocuk

Cumhuriyet Halk Partisi, geçen Ocak ayında açıkladığı raporla son 12 yılda Türkiye'de devletin kolluk güçleri tarafından, 241 çocuk öldürüldüğünü iddia etti. Bu rakamı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı verilerine dayandırdılar. Yanı sıra diğer sivil toplum kuruluşlarından alınan verilerine göre ise bu rakamın 477'ye çıktığına dikkat çekilmişti.


Rapora göre; 2006 yılında 18, 2007’de 3, 2008’de 1, 2009’da 12, 2010’da 14, 2011’de yine 31 çocuk katledildi. 2012 yılında 10, 2013’te 1 ve 2014’te 3 çocuk öldürüldü. 2015’in ilk ayında, Cizre’de yaşanan olaylarda hayatını kaybeden 6 kişiden 4’ü ise yine çocuktu.


Halkların Demokratik Partisi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'nun açıkladığı rakamlara göre ise 17 Haziran-26 Ağustos tarihleri arasında 78 sivil hayatını kaybetti.


Acı bilanço

Önceki gün bu rakamlara yenileri eklendi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi'nin 21 Temmuz-28 Ağustos tarihleri arasında hazırladığı rapora göre; son 37 gün içinde yaşanan çatışmalı ortamın bilançosu çok acı: 179 kişi hayatını kaybetti. Bu süreçte yaşanan çatışmalarda 92 askerle polis ve 1 korucu, 38 PKK’lı ve 48 sivil yaşamını yitirdi. 12'si çocuk, 130 kişi yaralandı. 111'i çocuk olmak üzere 2.544 kişi gözaltına alınırken, 338 kişi tutuklandı.


Ayrıca İHD'nin yaptığı açıklamaya göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki şehir merkezlerinde, sokaklara sahipsiz atılan/bırakılan patlayıcılar var ve bu patlayıcılar özellikle çocuklara zarar veriyor.


Şeker de yiyebilsinler...

Oğlum bana olan sevgisini anlatmak için "Seni ne kadar sevdiğimi söylemeden duramıyorum" der... Ben de söylemeden duramıyorum: Çocuklar öldürülmesin! Evlatlar kolay yetişmiyor... İktidar dahil, bunu herkesin bilmesi gerek.


Şimdi, bu yazının sonunda; Nazım Hikmet'i anmak şart oldu... 1956'da "Kız Çocuğu" başlıklı bir şiir yazmıştı. Şiirde Hiroşima'da atom bombasıyla 7 yaşındayken öldürülen bir kız çocuğunun 10 yıl sonraki barışa çağrısını anlatıyordu. Umarım biz o kadar beklemeyiz.


Kapıları çalan benim,

Kapıları birer birer.

Gözünüze görünemem,

Göze görünmez ölüler.

(...)

Çalıyorum kapınızı,

teyze, amca, bir imza ver.

Çocuklar öldürülmesin

şeker de yiyebilsinler.

(N. Hikmet)




Hayriye Mengüç

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.